Asgari ücretin sosyalist bir parti iktidarı zamanında halen daha belirlenememesi halkın giderek tepkisini almaktadır. Mevcut Yorgancıoğlu hükümeti de bu sıkıntının farkında devamlı baskılara maruz kalmaktadır. CTPBG-DPUG hükümeti işte böyle bir ortamda bir yıllık icraatını açıklamak için ortak basın toplantısı yapmıştır. Asgari ücret üzerine bu toplantıda Başbakana beklenen soru yöneltilmiştir.
Sözkonusu soru üzerine Başbakan Yorgancıoğlu, asgari ücretin hükümet tarafından belirlenmesi yönünde çalışma yürüttüklerini açıkladı. Yorgancıoğlu açıklamasında henüz ham halde olan çalışmanın Asgari Ücret Tespit Komitesi'nin iki veya üç kez toplamasına rağmen asgari ücreti belirleyememesi durumunda, hükümetin sürece müdahil olacağının ön görüldüğünü söyledi. Buna göre komitenin iki veya üç kez toplanmasına rağmen, asgari ücreti belirleyememesi durumunda, hükümet Asgari Ücreti 'makul seviyede' belirleyecek.Yorgancıoğlu aynı zamanda asgari ücretin belirlenememesinden sendikacıların değil işçilerin mağdur olduğunu da vurguladı (http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/35/news/143075/PageName/KIBRIS_HABERLERI).
Asgari ücretin belirlenmesi esnasında uzlaştırıcı olmak yönünde gerekli başarıyı gösteremeyen hükümet maalesefbugün işçi kesiminden gelen baskılara maruz kalmaktadır. Bu baskılar karşısından ise yükselen tansiyonu düşürmek uğraşı vermektedir. ANCAK POPULİZM YAPMAK ADINA HÜKÜMET ATEŞLE OYNAYABİLİR. ŞÖYLE Kİ, HEM ANTİ DEMOKRATİK BİR YAPI KURABİLİR HEM DE SORUMLULUĞU ÜZERİNE ALMAKLA SUÇLAMALARIN ODAĞINA KENDİSİNİ OTURTABİLİR . YANİ ASGARİ ÜCRETİN BELİRLENMESİNDE HALEN SORUMLU TUTULAMAYAN HÜKÜMET BUNDAN SONRA TAMAMEN SUÇLU İLAN EDİLEBİLİR.
Asgari ücretin siyasi iktidar tarafından belirlenmesi birçok açıdan sakınca doğurabilir. Bunları aşağıdaki gibi vurgulayabiliriz:
• Her zaman olduğu gibi sermaye ve emek tarafları uzlaşamayacağına göre; neticede asgari ücreti hükümetin belirleyeceği anti-demokratik bir ortam ortaya çıkabilecektir. Bu ise kaçınılmaz olarak hükümeti iki kesimden birinin yoğun muhalefetine maruz bırakacaktır.
• Geçmişte olduğu gibi bugünkü hükümet de asgari ücreti belirlemede objektif ve profesyonel davranabilecek durumda değildir.Kronikleşen bütçe giderleri ve Türkiye’nin üçte birini finanse ettiği bütçe imkanı hükümetlere asgari ücret konusunda hareket serbestisi bırakmamaktadır. Şöyle ki, KKTC bütçe giderlerinin belirli bir kısmı asgari ücrete endeksli olarak belirlenmektedir. Bu olgu ise hükümetteki siyasi partiye birbirine zıt iki seçenek bırakmaktadır. Birincisi hükümete devam etme niyetinde olan iktidar partisi asgari ücret artışını tercih etmeyerek emek kesiminin hedefi haline gelecektir. İkincisi ve daha vahim olanı ise seçime gitme niyetinde olan siyasi parti benden sonra tufan mantığı ile asgari ücreti astronomik artırıp ekonomiyi daha da içinden çıkmaz hale sokabilecektir.
Yukarıdan da anlaşılacağı gibi; hükümet asgari ücreti belirleme yetkisini eline alıp ateşle oynamak yerine daha bilimsel bir yöntem ortaya koymalıdır. Şöyle ki, 22/1975 Sayılı Asgari Ücretler Yasası pratikte daha iyi uygulanır hale konabilir. Hükümet asgari ücreti tek başına belirleme çılgınlığı yerine asgari ücret belirleme kriterlerini daha objektif, daha şeffaf ve bilimsel hale sokabilir. Asgari ücret yasasında ifade edildiği gibi geçim endeksi, verimlilik, enflasyon ve büyüme gibi verilerden oluşan ve otomatiğe bağlanmış bir formülasyon ile asgari ücret hem bugün hem de tahminlere dayalı olarak gelecek için belirlenebilir. Tabi ki, burada önemli olan siyasi müdahalelerin engellenebileceği özerk ve bağımsız bir istatistik kurumu tarafından gerekli verilerin temin edilmesidir. BUNUN DIŞINDAKİ BİR YAKLAŞIMIN NE SİYASİ İKTİDARA NE DE TOPLUMA FAYDASI OLACAKTIR.
SON SÖZ: HÜKÜMET KAŞ YAPAYIM DERKEN GÖZ ÇIKARMAMALI!................