ANNAN planı bugün oylansa sonuç ne olur?

Kıbrıs konusunda artık son noktaya gelindi.

Kıbrıs konusunda artık son noktaya gelindi.
Kurulması istenen ortaklıkta Rum tarafı, yönetimde hak verecek, Türk tarafı da toprak verecek.
İki taraf bu düşüncede değil, bunların dışında bir formülle oluşacak bir anlaşmayı zorluyorlar.
Aslında herkes bunların artık mümkün olmadığını biliyor.
Rumlar, yönetimde, güney Kıbrıs’ın her anlamdaki kazancında, Türkleri ortak olarak görmek istemiyorlar, Türkler ise toprak olarak bir noktadan öte gitmek istemiyor.
Siyasiler kendi çıkar ve öncelikleri doğrultusunda, iki toplumu bir noktaya getirdiler.
Bununla ilgili çok gerçekçi bir yaklaşımı, Türk ve Rum kayıp yakınları ile yaptığım bir programda, Rum kayıp yakını Maria Georgiadou seslendirmişti;
“Çocuklarımız bugün daha farklı düşünüyorlar. Verilen eğitimlerle, yapılan planlarla, çocuklarımızı farklı yetiştirdiler. Barış olsa da, olmasa da onlar bir şey ifade etmiyor. Çünkü bizim yaşadıklarımızı, hayatımızı, evlerimizi bilmiyorlar. Kuzeye ait bir anıları, düşünceleri yok.”
Yıllar geçmiş, nesiller değişmiş, Kıbrıs, üzerinde yaşayan birçok insan için artık ortak vatan değil.
Bugünkü fiili durum, kabullenildi, kalıcılaştı, bugüne geldikten sonra bu duruma ulaşılmışsa ve halen ısrar ediliyorsa demek ki birilerinin artık “buraya kadar” demesi bekleniyor.
İki taraf suçlu olmamak için bunu söylemiyor, mevcut durumu bilen uluslar arası aktörlerin bu yönde adım atmasını bekliyor.
ANNAN planında, Kıbrıslı Türklerin çoğunlukla “evet” demesi uluslar arası aktörlerin hala umut var düşüncesini, on yıldan fazla süre geçmesine rağmen canlı tutuyor.
Aynı zamanda, kendi çıkar ve öncelikleri ile mevcut durum örtüşüyor.
Peki, Kıbrıslı Türkler on yıl geçmesine rağmen aynı noktada mı?
ANNAN planı bugün oylansa sonuç ne olur?
Kıbrıslı Türkler “evet” dedikleri bu çözüm planına yine “evet” der mi?
Çözüm, barış istenci bu planla kuzey Kıbrıs’ta tavan yaptı.
“2004 yılındaki koşullar bugün yok, aynı sonuç çıkmaz diyenler” bu sonuca yönelik ne gibi argümanlara ulaştılar.
Bu yanlış ve kandırmaca bir oyunun planıysa bunu değiştirmek için ne yaptılar, bu plana evet denmesinin sebebi içteki kötü yönetimlerse bu anlamda o günden bu güne değişen ne var?
Dış güçler o dönemlerde Kıbrıslı Türkleri kandırmışlarsa, bugün için Kıbrıslı Türkleri kandıranlar kimlerdir?
İki düşünce arasında yıllarımızı harcadık.
“Çözüm her şeydir ve biz çözümsüz hiçbir şey yapamayız? Yanlış olduğu ve en başta kendimize olan güvenimizi kaybettiren “biz nasıl olsa yapamayız” dedirten bir yaklaşım olduğu bugün ortada.
“Çözüme ihtiyacımız yok, devlet sahibiyiz, çözüm budur” düşüncesi bir diğer yaklaşım.
Buda yanlış, bir devletin sadece kaynaklarını yandaşlara pazarlama, keyfi kullanma ve her türlü olanağı sömürme ile devlet olmaz.
Bundan sonra ne olur?
Müzakereler Türkiye’nin gemilerini çekmesi ile yeniden başlar mı?
Elbette başlamaz, zaten sorun sadece bu değil ki.
Bir taraf istediği anlaşmaları yapacak, gemiler araştıracak, bulunacak her türlü kazancı sadece kendi için kabul edilip, müzakere dahi etmeyecek, bir diğer taraf ise bunlara maden bulmuş gibi sahip çıkıp arkasına saklanacak, bu ortamda yapılacak müzakerenin adı “dostlar alışverişte görsün olur”
Müzakere sürecinin bu noktaya gelmesi, boşa kürek çekme, içsel kaygılar, paylaşmama, itibarsızlaştırma, toplumların uzaklaşması, nesillerin çözümden, barıştan farklı şeyler anlaması ve öncelikli olmaması aslında bir sonu hazırlıyor.
Tarafların niyeti, uluslar arası aktörlerin de artık ilgisi yok “ne yaparsanız yapın” havasındalar.
KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Türkiye deki seçimler derken 2015 yılı da biter.
Ve tarafların ufaktan hazırlanmaya başladığı, mevcut durumun kalıcılaşması, kabul edilme noktasına kadar gider.
Radikal, cesur, kaygılardan arınmış, gerçek barışa adanmış adımlar atılmadan, hepsini alayım derken, yarısına ve hangi şartlarda olacağı bilinmeden yarım yamalak bir adaya sahip olurlar.
Kaybeden kim mi olur?
Zamanla görünecek ki herkes.
Bu haber 856 defa okunmuştur
  • Kirk. (40) ince  NY - 31.10.2014 Bir fincan kahve'nin hatirasi'nin sonu geldi. 40'in manasi buyuktur ortadoguda kulturlerinde.
  • CEMİLE GÜNTAY  GİRNE - 31.10.2014 HAKLI VE DOĞRU ELEŞTİRİLER ANNAN PLANI OYLANSA 2004 YILINDAN DAHA YÜKSEK BİR EVET ORANI ÇIKAR BENCE

:

:

:

: