Britanya, Kıbrıslı Türklerin çok yakından tanıdığı bir ülke.. Bir ayağınız, ailenizin belki de yarısı veya daha fazlası orada.. Türkiye’ye de artık çok yakın.. Sabah kahvaltısı İstanbul’da, öğle yemeği Londra’da..Öylesine yakın..
Ancak son yıllarda dikkatinizi çekti mi bilmem.. Bindiğiniz otobüsten , trene; bankadan doktora, hastaneden restorana, sinemadan alışveriş yerlerine, bir kulak kabartın.. Gözünüzü kapatın. Neredeyim deseniz, İngiltere veya Londra’dayım diyemezsiniz.. Nedeni çok basit.. İngilizce konuşulduğunu duyamazsınız.. Veya konuşulan İngilizce, kırık döküktür..
Cep telefonlarıyla konuşanlarla sanki orası Birleşmiş Milletler salonudur..
Avrupa’nın son durağı, Büyük Britanya adasında son haftaların en güncel konularından biri de “Immigration” , yani “Göçmenlik”.. Ben de göçmenim, siz de.. Dünya üzerindeki her yerleşim biriminin vatandaşı bu adada temsil ediliyor.. Dili, kültürü, gelenek, görenekleriyle..Mozaik’ler adası ..
Göçmenlik demek, genç iş gücü, yaşlanan Britanya nüfusuna taze kan anlamına gelse de beraberinde getirdikleri de büyük..
TV’ler, yazılı basın her yerde göçmenlik sorunu ele alınıyor..
Britanya Hükümeti’nin son göçmenlik raporuna göre, her yıl ülkede kalmak için başvuranların oranı yüzde 70 artmış.. Son rakamlara göre 5* binden fazla “kanunsuz göçmen”in akibeti meçhul.. Ne kayıt var, ne iz..Bundan önce bildirilen kayıp sayısı 175 binin üzerine 50 bini ekleyin.. Bazıları bu rakamın yarım milyonu geçtiği görüşünde..
Muhafazalar- Liberal Demokrat Koalisyonu, işin ucunu bırakmış gibi.. Zaten açıkca “sınır kontrollarını” kaybettiklerini ifade ediyorlar.
İngiltere’yi bu kadar cazip hale getiren ne ?
Bunu en güzel Fransa’nın sahil kenti, Dover’in tam karşısındaki Calais şehrinin belediye başkanı Natacha Bouchart dile getiriyor.. Bir defa Britanya topraklarına ayak bastın mı, Fransa veya başka Avrupa ülkelerinden çok daha iyi şartlarda sosyal yardım alabiliyorsun..Yani devletin göçmenlere yaptığı yardımlar, Britanya’yı göçmenler için Avrupa’nın en cazip ülkesi haline getirmiş.
Hele iltica edeceksiniz rakamlar çok elverişli.. Karı-koca için haftalık yardım 72.52 sterlin. NHS yani Sosyal Sigorta hastanelerinde tedavi ücretsiz. Buna diş, göz tedavileri ve gözlük de dahil.. Bekarsanız haftada 36 ile 53 sterlin arasında yardım alabiliyorsunuz..
Britanya adasına gelmeden önceki son durak Fransa’da ise durum bambaşka.. Bir kere ilticaya başvurmak çok uzun zaman alıyor.. Ancak kırmızı çizgiler, büroktarik engeller, uzun kuyruklar haftada 45 sterlini geçmeyen yardımı alma konusundaki en önemli engeller..
Fransa’nın İngiltere’ye bakan kıyı kentlerinde, özellikle Calais ve çevresinde Çin’den Orta Doğu’ya, Asya’dan Afrika’ya binlerce mülteci insanlık dışı ortamda aylarca beklemeyi göz alıyor.. Ta ki sağ salim bir TIR’ın veya özel otonun bir yerinde gizlice saklanarak adaya adım atana kadar..
Britanya , Fransa’ya göçmenlere engel olsunlar diye 12 milyon sterlin verse de gelmeyi aklına koyana engel yok gibi..
Britanya Hükümeti tüm bunlar karşısında , Avrupa Birliği üyeliğini öne sürüyor..
“AB’de kaldığımız sürece göçmenlik sorunuyla başa çıkmamız mümkün değil”..
Kısa ve öz.. Ya AB’de kalıp, her sene onbinlerce ilticacıyı besleyeceğiz.. Ya da AB’den ayrılıp, sınırlarımızı kendi bildiğimiz gibi kontrol edeceğiz.
Daha on yıl öncesine kadar ilticaya başvuranlara sıra gelmediğini yazarsak, sorunun büyüklüğü ve ümitsizliğini anlarsınız..Siz siz olun, buralara turist, gezme, iş seyahati dışında gelmeye kalkışmayın..
Britanya adası, göçmenlerle doldu da taştı bile.