Petrol vanalarının %60’ının bulunduğu Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da siyasi belirsizlik ve yoğun çatışmalar sürüyor. 1973 OPEC Krizi, 1979 İran Devrimi ve 11 Eylül 2001 sonrası petrol fiyatları tavan yapmıştı ve petrol rezervi olmayan, ithalatçı ülkeler ise ekonomik sorunlar yaşamıştı. Bugünlerde ise açıklanması zor bir şekilde tam aksi gelişmeler yaşamaktayız. Çatışmalara ve siyasi belirsizliğe rağmen petrol fiyatları hızla düşüyor. Pazar ekonomisinde fiyat talep ve arza göre belirlenmektedir.
Peki, bugünlerde petrol talep ve arzını etkileyen faktörler nelerdir? İktisat teorisine göre talebi az ve arzı yüksek olan ürünlerin fiyatları da düşük olur. IMF ve Dünya Bankası verilerine göre AB kaynaklı olarak Dünya ekonomisinde arzulanan ekonomik büyüme ivmesini bir türlü yakalanamamaktadır. Petrol en önemli girdilerden biri olması nedeniyle düşük büyüme periyotlarında petrole talep düşük olmaktadır. AB’ nin yanı sıra Çin ve Hindistan gibi küresel ekonominin lokomotiflerinde yaşanan yavaşlama petrole olan talebi azaltmaktadır.
Arz tarafında ise siyasal kaynaklı komplo teorileri ile karşı karşıyayız. Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Ukrayna kaynaklı siyasal belirsizlikler içeresinde bir yılı geride bırakmak üzereyiz. İkinci Dünya savaşı akabinde sosyalizminin kalesi olan ve ABD’ nin tarihsel baş rakibi olan Rusya ile şahın devrilmesinden sonra devamlı sorun yaşadığı İran’ ın ekonomisi önemli ölçüde petrol gelirlerine bağlıdır. Bu iki ülkenin kamu gelirlerinin yarısı petrolden gelmektedir. Açıklanan verilere göre ABD ve Ortadoğu’daki en önemi müttefiki Suudi Arabistan petrol üretimini devamlı olarak artırarak fiyatlarının yükselmesini engellemektedir. ABD bu strateji ile iki ülkenin ekonomisini darboğaza sürükleyip Rusya’ da Putin ve Medvedev İran’ da ise Ali Hamaney ve Hasan Ruhani’ ye olan desteği azaltıp iç karışıklık yaratma amacında olabilir. Sorunlu bölgelerde, ABD çıkarlarının tersine olan müdahalelerin bu iki ülke tarafından yapılmasını engellemek için petrol fiyatlarının düşük tutulması muhtemeldir.
Komplo teorisi olarak görünebilecek bu görüş için 29 yıl öncesine gitmekte yarar görüyorum. 1985 yılında ABD’ nin Ortadoğu’ daki en önemli müttefiki olan Suudi Arabistan petrol üretimini, günde 2 milyon varilden 10 milyon varile yükseltmiş ve bunun sonucu olarak petrol fiyatı varil başına 32 dolardan 10 dolara düşmüştü. Önemli ekonomik sorunlar ile mücadele etmek zorunda olan SSCB 10 dolarında altında petrol satarak döviz krizine girmemeye çalışmakta idi. Dünya petrol üretimi kısa sürede önemli oranda artarken, SSCB yıllık 20 milyar dolar civarında bir kayba uğramıştı. Önemli sayıda ekonomist ve tarihçi ABD VE Suudi Arabistan’ nın bu hamlesinin, SSCB’ nin dağılmasını hızlandırdığı görüşündedir. Petrol üretim maliyeti 5-7 dolar arası olan Suudi Arabistan 10 dolara petrol satarak zarar etmeyen tek ülke olmuştu. ABD’ nin bu son süreçte üretimini artırıp, uzun bir süreden sonra ihracata başlaması sözü edilen komplo teorisini desteklemektedir. Dünyadaki ekonomik gelişmelerin yanı sıra ABD’ nin Rusya ve İran çekişmesi petrol fiyatlarını belli bir süre daha düşük tutacaktır. Petrol fiyatlarının küresel etkisini ikiye ayırıp, petrol ithal eden ve ihraç edenler diye ayırmalıyız. Alan memnun, satan mutsuz şeklinde açıklanabilecek bu gelişmenin etkileri küresel siyasete ve ekonomiye yön verecektir.
Rum tarafı ile yapılan görüşmeler petrol arama çalışmaları üzerine durduruldu. Yönetim şekli, mal- mülk, toprak ve garanti konusu yetmezmiş gibi hidrokarbon yatakları da yeni bir sorun olarak karşımıza çıktı. Petrol fiyatlarının ülkemizdeki yansımasına gelince, petrol fiyatlarında uluslararası arası standart olarak kabul edilen ve Kuzey denizde çıkarılan Brent petrol fiyatlarındaki düşüş henüz tam olarak fiyatlara yansıtılamadı. Artışın otomatiğe bağlanıp düşüşün yarı otomatiğe bağlanması incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bir olgudur. LAÜ İşletme bölüm başkanı ve gazetemiz yazarı Doç. Dr. Okan Veli Şafaklı’ nın ekonomik teori çerçevesinde Brent petrol fiyatı ve kura göre yaptığı analize göre akaryakıt fiyatları 33 kuruş azaltılmalıdır fakat hükümet sadece bunun15 kuruşunu tüketiciye yansıttı. Ticaret dairesi verilerine göre Yakıt, %10.7’ lik payı ve 182.7 milyon TL’ lik payı ile en fazla ithal edilen üründür. Petrol fiyatlarındaki düşüş önemli sorunlarımızdan biri olan ticari açığımıza olumlu etkisi olacaktır. Rekabet edileblirlik seviyemizin düşük olması, girişimcilerimizin önündeki en önemli engellerden biridir. Enerji fiyatlarındaki düşüşün yansıtılması, firmaların rekabet edebilirlik sevyesini yükseltirken, dar gelirli vatandaşlarımızın da alım gücünü artıracaktır. Elektrik üretiminin, en önemli girdisi olan petrol fiyatlarındaki düşüşün fiyatlara yansıtılmasını da ayrıca beklemekteyiz.
Bu haftaki yazıma son verirken Sn. Cumhurbaşkanımızın geçtiğimiz hafta düzenlediği bilgilendirme toplantısı hakkında naçizane bir yorum yapmak istiyorum. Bilgilendirme toplantısında, Nicos Anastasiades’ in masaya getirdiği harita ve köy isimlerini açıklandı. Anastasiades’ in topraklarımızın üçte birini istediği ortadadır. Türk tarafı harita konusunu en sona bırakarak son derece doğru bir tavır takınmıştır. Olası bir çözümde mevcut topraklarımızın bir kısmını Rum yönetimine devredeceğimiz aşikardır. Annan planında, yer değiştirecek insanlarımız için gerekli olan finansmanın düzenlenecek uluslararası konferanslar ile toplanacağı yazılıydı. Görüşme heyetinin, finansman kaynağının daha detaylı olarak plana girmesini mutlaka sağlamalıdır. Çözüm olur veya olmaz ekonomi aktörlerinin, çözüm olacak gibide stratejik planlar hazırlamalıdırlar. Yer değiştirecek vatandaşlarımızın barınma sorunu dışında hayatlarını idame ettirecek kazancı nasıl sağlayacaklarıda planlanmalıdır. En basit örnek ile verilecek topraklarda tarım ve hayvancılık ile uğraşan Ali Amca ve Ayşe Teyze'nin gelirlerini sağladıkları topraklarını kaybetmesi durumunda, bilgisayar yazılımı yapmalarını bekleyeceğiz?