Pera Palas ve umutsuz aşk

Türkiye’den Belçika’ya işgücü göçünün 50. yılı dolayısıyla bu yıl içinde Belçika’da çeşitli etkinlikler yapıldı.

Türkiye’den Belçika’ya işgücü göçünün 50. yılı dolayısıyla bu yıl içinde Belçika’da çeşitli etkinlikler yapıldı. Brüksel’in Grand Place Meydanı’na iki yılda bir yapılan dünyanın en büyük çiçek halısı bu yıl Türklerin göçünü simgeledi. 15-17 Ağustos günleri meydana kırmızı, turuncu, pembe ve sarı begonya çiçekleriyle uşak halısı/kilimi motifi yapıldı. Brüksel Belediye Başkanı YvanMayeur, bu yılki çiçek halının Belçika’daki yaklaşık 220 bin Türk’e 50’nci yıl jesti olduğunu söyledi.
* * *
Türkiye ile Belçika arasında “Türk İşçilerinin Belçika’da İstihdamına Dair Anlaşma ile Protokol ve Ekleri” 16 Temmuz 1964 günü Brüksel’de imzalanır. “İşgücü Anlaşması” olarak da anılan bu anlaşmaya ilaveten iki yıl sonra bir anlaşma daha yapılır. Belçika’daki Türklerin sosyal güvenlik haklarından ülke vatandaşları ile eşit koşullarda yararlanmasını sağlamak amacıyla Türkiye Belçika arasındaki ilk Sosyal Güvenlik Anlaşması 4 Temmuz 1966 tarihinde imzalanmış…
* * *
Bilindiği gibi aslında Belçika’nın Türklere kapılarını açmasını sağlayan olay hüzünlüdür… Türkler’e Belçika’nın kapıları elim bir kaza sonucu açılır. Belçika’nın Marcinelle bölgesindeki Le BoisDuCrozier kömür madeni ocağında 8 Ağustos 1956 günü meydana gelen kazada 262 maden işçisi hayatını kaybeder. Bu işçilerin 136’sı İtalyan’dır. Bu faciadan sonra İtalya ,Belçika ile olan işçi anlaşmasını derhal fesh eder. Bunun üzerine Belçika madenlerde çalıştırmak işçi bulmak için harekete geçer. Belçikalı yetkililer Türkiye, Fas ve Yunanistan’a yönelir. Böylece Türkler 1960’lı yıllardan sonra Belçika’nın yolunu tutarlar.
* * *
Türkiye’den Belçika’ya işgücünün 50. yılında geri baktığımız zaman her alanda epey yol alındığını görüyoruz. 1960’lı yıllardan itibaren kömür ocaklarında çalışmak üzere gelenlerin evlatları, torunları farklı yerlerde… Hayatın her alanında varlar… Bakanlığa kadar yükseldiler… Gelecek 50 yılda daha da olumlu gelişmeler yaşanacak… Göçmenliğin yol açtığı sorunlar belki ortadan kalkacak… Belki başbakan Türkiye’den gelen bir göçmenin evladı veya torunu olacak… Hayatın dinamiği içinde her durumda şimdikinden daha farklı şeyler konuşulacak, tartışılacak…
* * *
Tarihe baktığımız zaman, Belçika ile Türkiye arasındaki ilişkileri sadece 50 yıllık bir işçi göçü ile sınırlamamak gerekir. Türkiye (Osmanlılar) ile Belçika arasındaki ilişkiler çok daha eskiye dayanıyor. Belçika ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki diplomatik ilişkiler 3 Ağustos 1838 günü imzalanan anlaşma ile başlamış… 1840 yılından itibaren ticari ilişkiler giderek artmış… Belçika Kralı II. Leopold 1860’da İstanbul’u ziyaret etmiş… 1867’de Sultan Abdülaziz günübirliğine de olsa Belçika’ya gitmiş.
* * *
Kısa kesintileri dikkate almazsak Türkiye ile Belçika arasında 176 yıllık bir ilişki var. Belçika ile Osmanlılar çok yoğun ilişki içinde olmuş… Benim hemen aklıma ilk gelenler; Orient Express treni, Bursa-Mudanya treni, Pera Palas… Bunların her birinin ciltler, kitaplar dolduracak bir hikayesi var… Bu hikayelerin de ana kahramanı Belçikalı GeorgesNagelmackers’dir. Hikayelerin başlangıcı da Nagelmackers’in yaşadığı umutsuz bir aşktır…
* * *
1845 yılında Belçika’nın Liege şehrinde, bankacı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Nagelmackers 20’li yaşlarının başında teyzesinin kızına aşık olur. Akraba evliliğine karşı çıkan aile, genç aşıkNagelmackers’ı Amerika’ya gönderilir. Amaç Georges’in aşkının küllenmesidir. Nagelmackers, trenle Amerika turuna çıkar ve kendisinde büyük ilgi uyandıran yataklı vagonların mucidi George Pullman ile tanışır.
* * *
1869’da Belçika’ya geri dönen Georges Nagelmackers, 1872 yılında “CompagnieInternationale de Wagons-Lits” şirketini kurar. 1883-1977 arasında Paris ve İstanbul’u birbirine bağlayan Orient Express trenini işleten ünlü şirket işte budur. Pek çok ünlüyü ağırlayıp, filmlere ve romanlara konu olan Orient Express’in fikir babası Georges Nagelmackers, 20 yıl içinde Avrupa’nın demiryolu kralı olur.
* * *
Orient Express’in güzergahı üzerinde lüks oteller yapmak için 1892’de ‘CompagnieInternationaledesGrandsHotels’ şirketini kuran Georges Nagelmackers, aynı yıl İstanbul’da lüks bir otel yaptırır. 1895’de hizmete giren Pera Palas Hoteli, Türkiye’nin en lüks ve elektrikli asansöre sahip ilk oteliydi.
Nagelmackers, Türkiye’de yatırımlara devam eder. Mudanya-Bursa Demiryolunun işletme imtiyazını alır. Osmanlı Devleti’nin kendi imkânlarıyla yapımına başladığı bu hattın yapımı ekonomik sıkıntılar nedeniyle 1875’de durmuştur. Nagelmackers tarafından 7 Haziran 1891’de yeniden başlatılan inşa çalışmaları kısa sürede tamamlanır ve demiryolu hattı 17 Haziran 1892 günü faaliyete geçer. 1931’de millileştirilen bu hat 1953 yılında iptal edilir.
* * *
Bu ilişkilerin başlangıcı 1860’lardaki bir umutsuz aşktır. Orient Express’in, Pera Palas’ın, Bursa-Mudanya hattının doğuşuna giden yolda ilk adım teyze kızına aşık olan Nagelmackers’in Amerika’ya gönderilmesiyle atılmış… Aşık olmasıydı tüm bunlar olur muydu bilemeyiz… Ama artık yarım yüzyılı geçen göç tarihini konuşurken iki ülke arasındaki bu tarihi ilişkileri de gündeme getirmeliyiz… Çünkü ortak yaşamı pekiştirmek için ortak hikayelere, ortak yaşanan olaylara ihtiyaç vardır. Nagelmacker örneğinde görülüyor ki ortak olaylar sadece Belçika’da değil, Türkiye (Osmanlı) topraklarında da yaşanmış…
Bu haber 1704 defa okunmuştur

:

:

:

: