Delinen Gökyüzü

Yağmur dendiği zaman insanın aklına bereket ve huzur gelir. Toprağa düşen yağmur damlacıkları.

Yağmur dendiği zaman insanın aklına bereket ve huzur gelir. Toprağa düşen yağmur damlacıkları. Mis gibi bir toprak kokusu sarar etrafımızı, sonrasında yeşeren tabiat gözlerimizin alabildiğince yemyeşil bir örtü nasıl da bedenimizi bir huzur kaplar. O derelerden süzülen suyun seyrine doyum olmaz. Süründükçe kendine has farklı farklı çıkarttığı nağmeler dere kenarında su ile beslenen mis gibi kokan menekşeler, nergisler, adını koyamadığımız bitkiler… Bir güzellik abidesi ile okşanan ruhumuz…Ağaçlardan süzülen yağmur damlacıkları, Laden, Meşe diplerinde beslenen mantarlar… Her bir canlıya sunulan yaşama zenginliği..Dağın yamacında yapılan yürüyüşlerin insan sağlığına katmer katmer sunulan zenginlik, ağaçlardan yayılan oksijen ömre ömür katar. Tek bir ağaçtan yayılan oksijen atmış beş insanın ciğerlerini oksijenle besler…Bütün bu saydıklarımı yaratabilmek duyarlı hassas düşünceleri insan beyinlerine ihtiyaç var. Evrendeki en büyük güç insan beyni olduğuna göre bütün bu güzellikleri yaratmak korumak doğamızı güzelleştirmek bizim elimizdedir.. Dere yataklarını genişletmek zaman zaman delinen gökyüzünden süzülen yağmurları toplamak korumak yine bizim elimizdedir. İklimler gün be gün değişime uğruyor çok çok önceden çok büyük adımlar atılmalı… Bu her ülkede yaşayan vatandaşın görevidir. Çevre, doğa halkın sorumluluğu duymak zorunda olduğu nefesidir. Her insan aynı nefesten geçer… Dünya insanı birlik olmalı doğa ile mücadele etmeli…El ele gönül gönüle bir yürek olmalı… Kanayan yaraları sarmalı…Katledilen ormanlara , kirletilen çevreye, kesilen ağaçlara çok büyük cezalar getirilmeli; okullarda, anne, baba ocağında temel ders doğamızı çevremizi korumak olmalı, slogan haline getirilmeli… Yoksa kanayan yaralar gün be gün akacak çaresizlik eylemine ulaşarak…Gökyüzünden akan yağmur yerine. Gözlerimizden akan seller olacak insanlığın içine doğru. Her geçen yaşanan zaman diliminde insanın ruhunun kararması gözlerinden yağmurları akması değil… Yüreğinde içinde mutluluk sevinci olmalı, yaşanmalı, aşk yüklü yeşil tonları ile büyümeli, yürümeli, aldığı tertemiz oksijenle yıllara meydan okumalı…Nesildennesile akan, akacak olan insan üretilmeli. Yaratıcı güçlere güç katmalı..İki üç gün önce delinen gökyüzünden boşalan yağmur bizlere çok büyük sıkıntılar yaşattı. Dere yataklarının betonlaştırılması kanalların kirliliği çevrenin kirletilmesi bizleri derinden yaraladı. Özellikle Levent okulunun su altında mahsur kalması orada bulunan üçyüz öğrenci, öğretmenler, çalışanlar çok zor anlar yaşarken bizleri derinden üzdü…Arabaların suya kapılıp kilometrelerce sürüklenmesi, evlerin, iş yerlerinin sularla kaplanması. Kendi insanımızı derinden üzdü.. Levent okul kaptanı olan… Bir güzel yürek, Sevgili Çağrı Özay’ dan bilgi toplarken içime acımı akıttım. Çocuklarımızın korku yüklü heyecanlı, kurtulmaları beklemeleri, öğrencilerin çaresizliği, dışarıda bekleyen yüzlerce ailenin üzüntüleri..Saatler süren korku her zaman olduğu gibi askerimiz(Mehmetciğimiz) Polisimiz, Sivil savunmamız, kurtarıcılarımız..Yapmış oldukları emek sevgi ile harmanlandı.Bir kez daha katkı koyan güzel yüreklere milyarlarca teşekkür etmeliyiz. Her zaman yanımızda başucumuzda. İyi ve kötü günlerimizde…Kötü günleri geride kalsın…Yaşam her gün bereketli yağmurlar güneşin aydınlığı ile ülkemiz, dünyamız yürüsün…























SİZİ SEVİYORUM
FAHRİYE ÖZAY
www.fahriyeozay.com
Bu haber 6705 defa okunmuştur

:

:

:

: