İmitasyon ürünün kaçak işçiden farkı var mı?

Bugünlerde Devletimize sahip çıkalım söylemleri ile politik rant peşinde koşanların samimiyetsizliklerine ve oportünist kimliklerine yine tanık oluyoruz.

Bugünlerde Devletimize sahip çıkalım söylemleri ile politik rant peşinde koşanların samimiyetsizliklerine ve oportünist kimliklerine yine tanık oluyoruz. Şöyle ki, başta Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olmak üzere dış dünya bizim için “sözde” devlet yakıştırması yaptığı zaman hemen feryat ederiz. Bizde de en az Güney Kıbrıs kadar demokrasi ve bir devletin gerektiği tüm unsurlar vardır savunması içerisine giriyoruz. Üstüne üstlük, geçmiş hükümetlerden başlayıp bugünkü hükümetle de devam eden Avrupa Birliği (AB) müktesebatına uyum süreci içerisinde bulunduğumuzu iddia ediyoruz. Hatta AB müktesebatına uyum için halen daha faaliyetlerine devam etmesi öngörülen AB Koordinasyon Merkezini de kurduk.
Uluslararası hukuk normlarına uygun ve AB müktesebatına uymak için gerekli vizyona sahip olduğumuzu dünyaya deklare ederken birden bire ülkenin sürdürülebilirliği ile ters düşen kısa vadeli çıkarlarımız için hem bir dünya devleti olma iddiamızı hem de AB müktesebatına uyum sürecimizi unutuyoruz. Bu tavrı sergileyenlerin ise genelde KKTC’ye sahip çıkalım söylemlerinin öncülüğünü de yapması fevkalade manidardır. Ya da onların kastettiği KKTC’deki mevcut statükoya sahip çıkmaktır.
KKTC’nin yapısal dönüşümü ve dünya ülkeleri ile ticaret, ekonomi ve diğer alanlarda aynı dili konuşmasına yönelik yapılan hazırlıklardan biri de ürün güvenliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Şöyle ki, Kuzey Kıbrıs’a ithal edilen kıyafet, elektronik eşya, çanta, inşaat malzemeleri gibi tüm ürünlerin ISO, TSE VE CE sertifikaları ile belgelendirilmesini öngören ve imitasyon ürünlerin satışına denetleme ve yasaklama getireceği belirtilen Ürün Güvenliği Yasa Önerisi 2015 yılında uygulamaya konulacak
Geç de olsa KKTC’de yürürlüğe girecek olan ürün güvenliği yasası ile AB’de öngörülen etkin rekabet şartları, sağlık ve diğer açılardan ürün güvenliği, menşei belli ürünler ve temel standartların karşılanması, sahte, çakma veya imitasyon ürünlerin yasaklanarak haksız rekabetin önlenmesi hedeflenmektedir.
İmitasyon ürünler adeta kaçak işçi gibi kayıt dışılığa kaçmayan ve daha yüksek maliyetle sağlıklı, güvenli orijinal mal satanlar karşısında haksız rekabet yaratmakta ve uzun vadede KKTC’de halen olduğu gibi sürdürülebilir ekonomiye tehdit teşkil ederken daha fazla işsizlik yaratmaktadır. Bu itibarla, imitasyon/sahte ürünler tüketici, işletme, çalışan/iş aranlar ve toplumun geneline menfi olarak yansımaktadır (http://ec.europa.eu/taxation_customs/customs/customs_controls/counterfeit_piracy/combating/index_en.htm;http://ec.europa.eu/enterprise/magazine/articles/industrial-competitiveness/article_11095_en.htm)
KKTC olarak tanınmamışlığımıza rağmen akreditasyon uğraşı veren üniversiteler ve sertifikalı (Globalgap-Eurogap) tarım ürünleri gibi AB müktesebatıyla uyumlu dünya ile aynı kurallarla yarışabilen bir yapının uğraşını verme yerine statükonun olumsuzlukları arasında bulunan imitasyon ürünleri meşrulaştırmaya çalışmak KKTC’ye değil sahip çıkmak; aksine KKTC’nin helvasını yemek anlamındadır.
SON SÖZ: KKTC’Yİ GERÇEK ANLAMDA BİR DÜNYA ÜLKESİ YAPMAK İSTİYORSAK İŞİMİZE GELDİĞİNDE AVRUPALI İŞİMİZE GELMEDİĞİNDE İSE AFRİKALI OLMAKTAN VAZGEÇMELİYİZ.
Bu haber 603 defa okunmuştur
  •    - 05.01.2015 Bence de öyle aynen . aksini kimse iddia edemez. eden olursa yanılıyor demektir
  • LONDRALI  U.K - 05.01.2015 FARKI VAR MI ? YOK MU ? KORSAN MEMLEKETTE NE FARK EDER ?

:

:

:

: