DAÜ’de şeffaflık ve hak adına populizm mi yapılıyor?

DAÜ’de gözlemlenen gelişmeler maalesef bilimsellikten öte bize başka şeyler çağrıştırıyor.

DAÜ’de gözlemlenen gelişmeler maalesef bilimsellikten öte bize başka şeyler çağrıştırıyor. Demokratik, özerk, şeffaf ve hesap verebilir bir yapılanma süreci bir türlü tamamlanamazken üniversitede adeta bir hukuk garabeti yaşanmaktadır. Maalesef bu garabeti yaşatanlar ise makam hırsları uğruna popülizme yenik düşmüş bilim adamlarıdır. Adeta anlam vermekte zorlandığım başlıca olgu ve bu çerçevede yöneltmek istediğim sorular ise aşağıdaki gibidir:
• Mütevelli heyetinin atadığı Rektör Vekilinin görevi mahkeme kararı ile sona ermesine rağmen ancak rektör adına hizmet yapabilecek rektör yardımcıları halen daha nasıl göreve devam etmektedir? Şu anda Rektör Yardımcılığı görevinde olup topluma mal olan bu değerli kişiler bu pozisyonda olmasalar yine de işgal ettikleri bu görevleri meşru görecekler miydi? Bu soruya çıkar çatışmasından uzak vicdanları ile yanıt vereceklerine inanmak isterim.
• Mevzuata göre Rektörün çağrısı ile toplanabilen Senato nasıl bir hukuki dayanakla toplanarak Mütevelliye rektör önerisinde bulunmaktadır?
• Senato oluşumu ve yaklaşımı nasıl bir mecrada ilerlemektedir ki; kendi koyduğu kuralı unutarak yaş sınırını aşan bir kişiyi Mütevelliye Rektör önermiştir? Yoksa bazı amaçlar için her şey mubah mıdır?
• Göreve gelen yeniRektörlük öncelikle personele yazı yollayarak şeffaflık ve hesap verebilirlik adına üniversitenin iddia edildiği gibi sorunsuz bir mali yapıda olmadığını bildirmiştir. Şöyle ki 27 Kasım 2014 tarihli Rektörlük yazısında şu ifadeler dikkat çekicidir:“31 Ekim 2014 tarihi itibariyle kurumumuz genel bakiyesi (-)1,325,000 Türk Lirası borç olarak gerçekleşmiş, yine ayni gelir kalemleri ve gider kalemleri (ek ders ödenekleri de dahil) sonrasında, 30 Kasım 2014 tarihi itibariyle (-) 8,845,000 Türk Lirası borç olarak gerçekleşecektir. Son olarak Aralık 2014 ayı içerisinde, yine yukarda belirtilmiş olan ayni gelir kalemleri ve gider kalemlerine ek olarak 13. Maaş ödemeleri sonrasında (2013 yılına ait fakat Ocak-Şubat 2014 tarihlerinde yapılan 13. Maaş ödemeleri + 2014 yılı 13. Maaş Ödemeleri), 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle, kurumumuz 2014 yılını (-) 23,445,000 Türk Lirası “borçla” kapatacaktır. “
• Durum böyle iken, DAÜ’nün yeni yönetimi aşağıdaki yazı ile geçmişte yapılan kesintileri geri iade edeceğinden bahsetmektedir.
Konu: TDS Personeli 13. Maaş İkramiye Ödemeleri hk.


DAÜ Çalışanlarının Dikkatine,

Turizm Fakültesi Dekanlığı’nın 10.12.2014 tarihli yazılı talebi doğrultusunda yapılan incelemede, Turizm Döner Sermaye personeline (TDSP), 2011 yılından itibaren 13. Maaş İkramiye ödemeleri yerine, Yasa’ya ve Personel Sendikası ile yapılan Toplu İş Sözleşmesine aykırı olarak net maaşlarının yarısına denk gelecek şekilde prim ödemesi altında ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.

Söz konusu uygulama, 25 Aralık 2014 tarihinde iptal edilmiştir. Dolayısıyle, TDSP 13. Maaş İkramiye Ödemeleri 26 Aralık 2014 tarihinde yapılacaktır.

Şeffaflığı ve hesap verebilirliği kendisine ilke edinmiş Rektörlük olarak konuyu bilgilerinize saygılarımızla sunarız.

DAÜ Rektörlük


Bu yaklaşım tamamen eski yönetimi gözden düşürüp personelin gönlünü çalmaya dönük salt popülizm izlenimi vermektedir. Bu kararın popülizm olmadığını iddia etmek için aşağıdaki sorulara rasyonel yanıt verilmelidir:
• Yeni yönetimin takdiri dışında hukuken söz konusu kesintilerin iade edilmesine yönelik bir mecburiyet mi doğmuştur?
• Yaklaşık 24 Milyon TL’lik açıktan bahsedilirken bu kesintilerin finansmanı için nasıl bir çözüm bulunmuştur?
• DAÜ’nün Yeni Yönetiminde olan kişiler geçmişte de Senatoda alınan kararlara Dekan ve/veya Bölüm Başkanı sıfatıyla üye olarak müdahil olmuş kişilerdir. Peki, Toplu Sözleşmeye Aykırı ise bugünün yöneticiler 2011 yılındaki ilgili karara karşı çıktılar mı? Yoksa o günün konjonktüründe işlerine geldiği için sin da gülle geçsin madunda mıydılar?
YUKARIDAKİ SORULARA VERİLECEK YANITLAR GERÇEKÇİ DEĞİLSE; BUNDAN SONRA MERAK KONUSU OLABİLECEK TEK ŞEY POPÜLİST VE ÇALIŞANA RÜŞVET ANLAMINA GELEBİLECEK HANGİ ADIMIN ATILACAĞIDIR.
DAÜ’DE MEVCUT GELİŞMELER IŞIĞINDA NASIL BİR YAPILANMAYA GEREK DUYULDUĞU “TECRÜBE İLE SABİT” DURUMA GELMİŞTİR. BU İSE, “DEMOKRATİK VE ÖZERK BİR YÖNETİM” VE YÖNETİMİ ELİNE ALANIN BAĞIMSIZLIK VE ÖZERKLİK ADINA KURUMU BABASININ ÇİFTLİĞİNE ÇEVİREMEYECEĞİ VE SENATOYU KALDIR ARAP ENDİR ARAP MODUNA DÖNÜŞTÜREMEYECEĞİ GERÇEK ANLAMDA ŞEFFAF VE MALİ, İDARİ, DENETİMSEL VE YARGISAL HESAP VEREBİLİR VE SORULABİLİR BİR YAPININ KURULMASIDIR. KKTC’DEKİ SİYASİ RANT, POPULİZM VE NEPOTİZM OLGUSU KARŞISINDA SİYASİLERİN BÖYLESİ BİR YAPI KURMALARINI BEKLEMEK NE KADAR GERÇEKÇİDİR TARTIŞILIR. BUNA RAĞMEN, SİYASİLER İNŞALLAH BİZİ YANILTIR DİYE ÜMİT EDİYORUM.

Bu haber 561 defa okunmuştur
  • ÖZELLEŞTİRİN AKİL  MAGOSA - 08.01.2015 DAÜ HEP SAMANLIK OLDU. AKADEMİSYENLER BİLE BU ÇİRKİNLİKTEN KENDİLERİNİ SOYUTLAYAMADI! LAÜ DE AYNI YOLDA AMA ŞİMDİLİK HURMA AĞAÇLARI SAKLIYOR! İHALE YOLSUZLUKLARI, İNŞAAT ÖRGÜTLERİ VS VS

:

:

:

: