Yine kapılar kapandı, pencereler sürmelendi siyasetimizde!
Varsa yoksa seçildiklerinde ne ve nasıl yapacaklarını değil de, iyi niyetlerini anlatan Cumhurbaşkanı adayları, nereye gittiler ne temenni ettiler!
Rahmetli Denktaş’tan beri o koltukta eğreti durdu, hem seçilenler, hem de adaylar!
Cumhurbaşkanlığının misyonu ve hatta görevi, makamı alana göre değişti, şekil ve içerik sapmasına uğradı.
Ne Kıbrıs konusunu, ne dış dünyayı bir türlü temel ilgi alanı yapmadı Saray.
Adalete, sosyal ve ekonomik gelişmeye uzak durdu!
Türkiye ile ilişkilerde de daha fazla ‘aman ne uyumluyuz’ göstergelerinin afişesine koştular .
Aşağıdaki satırlarda seçkin gazeteci Vatan Mehmet ile yaptığım bir söyleşideki, Hidrokarbon ile ilgili değerlendirmelerimi ve görüşlerimi sizlerle de paylaşırken, kim bilir bu konularda Cumhurbaşkanı adaylarımız ve diğer hem seçilmiş hem 3’lü torpille atanmışlarımız, strateji birikimleri saklıyorlar diye merak ediyorum!
Hele bir seçimler tamamlansın, eminim Saray bu konularda da başımızı göğe değdirecek uygulamalarla bizleri zevkten uçuracak!
MESELE ZENGİNLİKLER DEĞİL, DEMOKRASİ VE GELİŞMİŞ TOPLUM YÖNETİMİDİR
Dünyada demokrasinin, şeffaflığın, açıklığın çalışmadığı hiçbir ülkeye doğal zenginlik
o ülkenin vatandaşlarına daha iyi bir hayat kalitesi getirmemiştir”
“TOTAL petrol üreticisi… Çıkarıyor dünyaya dağıtıyor.
Şirket 10 ve 11. Parselde imtiyaz hakkı aldı. Hidrokarbon konusunda
ÖZELLİKLE BİZİM BASINIMIZDA ÇIKAN YETKİLİ VE SİYASİLERİN SÖYLEDIKLERİNİN HİÇBİRİ BİLGİ DERİNLİĞİ İÇERMEDİ BUGÜNE KADAR…
Önce herkes ‘petrol çıktı, köşeyi döndük, Kıbrıs Meselesi çözülecek.
Kıbrıs Türkünün payı var, alınacak’ diyerek zil taktı ve oynadı.
Bu başından beri bütünen afâki idi.
Ne sözleşmelere, hukuka dayanan ne de uluslararası piyasa gerçeklerine yaslanan bir heyecan değildi bu…
Dünyada demokrasinin, şeffaflığın, açıklığın çalışmadığı hiçbir ülkeye doğal zenginlik o ülkenin vatandaşlarına daha iyi bir hayat kalitesi getirmemiştir.
Mesele mevcut zenginlikler değil, demokrasi ve gelişmiş toplum yönetimidir.
Güney Kıbrıs bir AB ülkesidir evet ama AB öncesi de birlik, mali yönetim sıkıntılarını, OffShore’larını, para akışlarını, birden fazla ilişkisi olduğu parasal sistemleri biliyordu ve onları bir disiplin sürecine aldılar.
Ve o güne değin yapay bir ekonomiyle yönetilen disiplin neticesi ekonomik kriz…”
HİDROKARBON VE GÜNEYİN 3 KRİZİ…
“Sonrasında ümitler gaza mı bağlandı yoksa bu ümit üretildi mi?!
Bu yataklar nerededir, ne kadardır ve bizim hangi ilgili kurumumuz ya da biz vatandaşlar olarak gerçek verilere ulaşabildik mi? Hep spekülatif rakamlarla konuşuldu..
Gazın ilk varlığının açıkladığı o günlerde (2010’la birlikte) şüphelerimizi söylüyorduk ama sanırım artık daha yüksek sesle sorgulamanın zamanı geldi.
Hidrokarbon yatakları bir gerçek mi bir mit mi?
Acaba Hristofyas’ın içinde bulunduğu üçlü problem; yani ekonomi, uyması gereken ama uymadığı AB kuralları ve Kıbrıs Sorunu ve politikası…
ŞİMDİ SORUYORUZ ACABA HRİSTOFYAS, BU ÜÇ KRİZİ KENDİ LEHİNE DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN Mİ GAZ MİTİNE SARILDI?
Elimizde evrak yok, birinci elden bilgi de yok. O nedenle soruyoruz…”
TOTAL, ENİ, Noble… “Tâ ki pazara akacak maliyet değişene kadar…”
“Evet, TOTAL, ENİ, Noble gibi şirketler geldi ama pazara akacak maliyetleri tartışılmaya başladığı şu günlere kadar…
TOTAL’in çekilmesine ilişkin, şirketin parsellerde aldığı imtiyaz kaç yıllıktır?
İMTİYAZ SÜRECİ İMZALANDIĞI GÜNDEN Mİ BAŞLIYOR YOKSA MÜSTAKBEL ÜRETİM GÜNÜNDEN Mİ BAŞLIYOR?
Bu imtiyazın rakamları, bedelleri 2 yıl önceki enerji fiyatlarına göre hesaplanmışsa eğer, bugünkü fiyatlarda bu imtiyaz yoksa artık sürdürülebilir değil mi?
Dünyada petrolün varili şimdi yarıdan da aşağıya düştü. Petrol ve gaz piyasada paraleldir…”
DEVAMI DAHA DA GELECEK!
