Trafik, insanların saygısının, bilgisinin, kurallara uyumluluğunun, disiplininin, aile terbiyesinin, ruh halinin ve daha birçok özelliğinin ortaya çıktığı önemli bir araç aslında…
Herkes kurallara saygılı olsa, ne kazalar olur nede canlar yanar.
Tabi insanları çileden çıkaran hayat şartları da birçoğumuzu trafikte gergin bir şekilde araç kullanmaya sevk ediyor.
Zaman zaman karşımıza çıkan bir radar, polis kontrolü veya trafikte başımızdan geçen kötü bir tecrübe aklımızı başımıza getiriyor ama ne kadar süre o da tartışılır. Çünkü hayat şartları denen ve hepimizi olumsuz yönde etkileyen faktörler var.

Hep temenni ediyoruz kazasız belasız günler geçirelim diye… Ama bazen de öyle şeyler karşımıza çıkıyor ki, bizim elimizde olmayan karşımızdakinin vicdanına veya dikkat(sizliği)ne kalmış olaylar da oluyor.
Mesela resimde olduğu gibi seyir halindeyken önünüzde bir kamyon beliriverir. Arkasında yükü vardır (yoğunluklu toprak-arada tahta ve dallar da var). Doldursunlar da ama bildiğimiz kadarıyla bu tür araçların arkasında yük varsa üstlerinin örtülmesi lazım. Yanlış biliyorsak özür dileriz ama ana yolda bu halde seyir ederken ya arkasındaki araçlardan birinin üzerine bir şey düşse bunun hesabını kim kimden soracak? Kim kime hesap verecek?