Mustafa Akıncı’nın Cumhurbaşkanı seçilmesi ile çok hızlı müzakere sürecine girmiş bulunuyoruz. Bunu açık ve net olarak da görmekteyiz. Ancak bu süreç biraz Rum tarafının etkisi altında başladı gibi bir görüntü var. Bunu belki zaman gösterir de ben önce görebildiğimi değerlendiririm. Rum başkan Anastasiadis BM’nin olumlu değerlendirmesine neden olan güven yaratıcı önlemler çerçevesinde Beşparmak dağlarında mayın tarlaları haritası sunacağını açıkladı ve bir anda lehine hava yarattı. Gerçekte var mı mayın tarlaları? İşte bu da bir soru işareti olarak kaldı. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ilk görüşmede haritayı aldı ve yetersiz bilgiler var ve konuyu BM’ye aktaracağını söyledi. Burada var olduğu şüpheli mayın tarlaları iddiası ile Türk tarafı bir gol yedi. Rum tarafı BM önünde artı bir puan öne geçti.
Böyle başladık ve devam ediyoruz. AB toprağında garantilere gereksinim yok diyor Rum tarafı. İleride bu konuda Avrupa Parlamentosunda karar da çıkabilir. Yunanistan garantörlükten çekilmeye hazır. İngiltere’yi zaten konuşan yok. Yani tek sorun Türkiye. Askersiz Kıbrıs ve hedef yine Türk askeri… Ben Rum başkan Anastasiadis’in bir kez dahi ‘İngiliz askeri de Kıbrıs’tan çıkmalı’ dediğini duymadım. Keza Yunan askeri de demedi. Rum tarafının ciddi bir siyaseti var ki üçayağa tekabül ediyor; askersizleştirme, göçmenler ve geri dönüş “apallyi, epikismo ve epistrofi”
Apallayi; Türk askerinin Kıbrıs’tan çıkması
Epikismo; Türkiyeli göçmenlerin geri dönmesi
Epistrofi; Kıbrıslı Rum göçmenlerinin geri kuzeye dönmesi.
Bu geliştirdikleri siyaseti iyi anlamak gerekiyor. Açıkçası bu müzakere süreci Kıbrıslı Türklerin haklarının üzerinde yoğunlaşıyor.
Rum tarafında bir önceki başkan Hristofyas ve Anastasiadis de Rum halkı hakları olmasına karşın Annan planına hayır dediler ve suçlu sandalyesinde kaldılar diye çok açıklamaları vardır. Ancak Türk tarafına da gerçek düşünceleri sorulmadı. Şimdi de sorulmuyor. Rum halkının hayır tavrını evete çevirmek için çalışmalar yapılacak