İçimizden yükselen bazı sesler var ve diyorlar ki garantileri garantörler konuşsun! Rum ve Yunanistan da bağırıyor var gücüyle garantiler kalksın, AB garantörlüğü sağlansın! Başka arzu ve istekleri yok mu? Bugüne değin Kıbrıs Türkünün meşru hak ve egemenliğini kabul görmemek için soykırım, baskı, acı dolu seneleri yaşatan kimdi? 11 sene adanın %3’lük gettolarında yaşamamıza sebep olanlar kimdi? 16 günlük Selden Ali Faik bebeğimizden 90’lık yaşlılarımıza kadar diri diri toprağa gömenler kimlerdi? Şimdi kalkıp birileri garantileri istemiyor! Sanki de dünün Rum politikası değişmiş de 21.yy’da artık garantörlük çağ dışı kalmış gibi! Ne üzücüdür ki kazanılmış hakkımızın ortadan kalkmasını Rumlar ile ayni ağızdan deklere edenlerin hiç mi vicdanları sızlamıyor?
Şimdi bu konudaki hakikatleri hatırlatalım yeniden, bıkmadan! O beğenmediğiniz Garanti Antlaşmaları var ya? Evet, O Garanti Antlaşması! Anavatan Türkiye Cumhuriyeti işte o garanti antlaşmalarına dayanarak adaya 1974 Mutlu Barış Harekatını gerçekleştirdi! Yoksa unuttunuz mu Türk bayrağı altında nasıl da direnen kahraman bir Kıbrıs Türk varlığının Rumun enosis emellerine şamar olduğunu! Şimdi ne istiyorlar? Garanti Antlaşmasını atalım çöpe! Neden? Rumla birleşme için! Neden Rum ve AB böyle istiyor diye! Neden içimizdeki balık hafıza modelini seçenler arzuluyor diye! Yok daha neler! Efendiler, buna biz Kıbrıs Türklerinin onay vereceğini mi sanıyorsunuz?
Şimdi Yunanistan dahil olmak üzere, garantörlüğün kalkmasını savunanlar şu satırları tekrar bir irdelesinler! Rum lideri ne diyor? Güzelyurt, Karpaz, Girne, Maraş… Bize verilmedikçe çözüm olamaz! Başka ne diyor? Tüm Rum göçmenler evlerine dönecek! Başka? Üniter model temelinde anlaşma olacak! Daha başka? Kıbrıs Türkleri Türk değil Kıbrıslıdır kısaca Türkçe konuşan Kıbrıslıdırlar! Ve daha çok örnek… Lakin bu kısıtlı satırlara hangisini yazalım…2003’ten bu yana açılan sınır kapıları sonrasında güneyde Türklere gerçekleştirilen saldırıları mı? Yoksa kentırım kısaca kültürel miras yerlerimizi, camilerimizi ortadan kaldırarak Türk mallarının çoğunu devletleştiren istimlak düzenini mi? Daha neleri koyalım ortaya? !
Unutuyorlar birileri çok çabuk! Geçmişi, dünü, bugün söylenenleri, yapılanları…Hiç bu beyanatlara bakmadan içimizde konuşuyorlar “2016’da Barış gelecek”! Vah ki ne vah hallerine! Öyle bir hava estiriyorlar ki bu adada sadece onlar çözüm sevdalısı da bizler değiliz! Unuttukları için tekrar hatırlatıyoruz yeniden! O “barış” umduklarınızın yukarıda saydığımız talepleri kısaca halen Hellenizim peşinde olduklarından ötürüdür bu adada çözüm olmamasının nedeni! Bunun sorumlusu Anavatan Türkiye ya da Kıbrıs Türk tarafı değildir! Zaten bu bakış açısından dolayı değimliydi senelerce masa başında garantileri istemediler? Bunun için değimliydi ki Annan planına da hayır demişlerdi!
Hadi size yeni bir haberi aktarayım da tekrar değerlendirin bakalım! Rum Yedek Komandolar Birliği Yunanistan’a ziyaret gerçekleştiriyor ve bu ziyaretinde Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ile görüşüyorlar. Pavlopulos daha sonra basına beyanat veriyor ve diyor ki; “Atina’nın Türk askerlerinin tümü ve yerleşiklerin ayrılmadığı bir çözümü kabul etmeyecektir. Kıbrıs sorunu her şeyden önce işgal askerlerinin tümü ve en son yerleşiğin adadan ayrılmasıyla çözülmezse rahata kavuşmalarının düşünülmeyeceğini belirterek Kıbrıs sorununun çözümünün, Avrupa Birliği ve Euro Bölgesi çerçevesinde Kıbrıs’ın rotasını teminat altına aldığı takdirde kabul edilir bir çözü olacaktır” ! Tüm bunları beyan ederken de kendilerinin kırmızıçizgileri olduğunu ifade ediyor Pavlopulos! Gördünüz mü? Şimdi Biz mi boş konuşuyoruz siz mi? Halen adamların açık niyeti nedir farkında değimlisiniz? Bir Girit göçmeni Türk vatandaşımız gözleri dolarak aktarıyor; Şimdi Girit’te tek bir Türk kalmadı… Bu acıyı biz seneler önce yaşadık… Şimdi siz yaşamayın… Dönüyorum Batı Trakya’ya… Oradaki can kardeşlerimin çektiklerine ne demeli? Halen Türk adlarını kullanamıyorlar, ekonomileri çöktü, eğitim,müftülük haklarından yoksunlar.Yunan parlamentosunda Yunanistan’ın aleyhine konuşamıyorlar..Seçilmeleri de hayli zor… Onlar ses veriyor, dikkat ediniz, dün nasılsa Yunan, bugün ayni hiç değişmedi diye.. Bu örnekleri de geçelim, halen kendi topraklarımızda Rum-Yunan yüzünden değimlidir üzerimizdeki izolasyon baskısı? Hani o güvendiğiniz AB Annan planına evet deyin izolasyonları kaldıracağız demişti? Hani nerede?
Şimdi verdiği sözü tutmayan bir AB peşine düşerek garantörlük haklarını teslim etmek isteyenler, unutmasınlar ki yarın ev sahibi iken o evin içinde bir oda sahibi olabilirlerse ne ala! Sahi halen ne diyorlar? Garantiler kalksın mı? Haydi, bunu göze alabilecek olana hodri meydan!
