Daha 1930 larda hem kendine hem de daha öncelerden ölen babanın yalnız bıraktığı kardeşlerine ve annene bakmak için hep çalıştığın için!
Kimse bir adım önünü görmezken Kıbrıs’ta gerek Türkler gerek Rumlarda olmayan işlere ve yeniliklere giriştiğin için!
Daha çocukken her gün saatlerce yürüyerek, amcalarının seni bulamayacağı komşu köylerdeki gerek Türk, gerek Rum okullarında gidip öğrenim, eğitim gördüğün için!
Ömrün boyu boş işlerle uğraşıp, 1950 lerde şirketler, yazıhaneler, ulaşım şirketleri kurup dosta düşmana hedef olduğun için sana çok kızgınım Taksici Rifat!
Daha Türkler ve Rumlar tuhafiyecilik, tezgahtarlık, seyyar satıcılık yaparken, zincir mağazalarla, dağıtımla uğraşarak kendini yıprattığın için sana kızgınım Tüccar Rifat Bey!
ADADA VE AVRUPA’DA NE VARSA BEN DE ÜRETEBİLİRİM diyerek, konfeksiyon, deri ve kumaş giyim kuşam atölye ve fabrikaları kurduğun için, kaybettiğin tüm zamana kızgınım Fabrikatör Rifat Cemal!
Ne işin vardı 1940’larda İkinci Dünya Harbi sırasında İngilizlerle kendini riske atmaya, ticaret yapıp helal ile kazanacaksın diye!
1950’lerde hem İngiliz hem de her iki tarafın yollara pusu kuran paramilitaristik çeteleri arasından evdeki 5 oğluna ve fedakar eşine her gece ulaşabilmek için çektiğin anlamsız baskılara kızıyorum!
Hade önceleri gençtin, idealisttin, ama 1960’larda, Cumhuriyeti, Siyaseti, Meclisi, Bayrağı, her şeyi sermayeye dönüştüren bütün çevredekileri görüp de yine de sen, biz üreterek büyeyeceğiz diye diye kendini her gün tükettiğine kırgınım yaratıcı, üretici Rifat Cemal!
NE İŞİN VARDI 1974 DEN SONRA HALA FABRİKALAR KURMAYA, ihracatlar kovalamaya?
Herkes topraktan denizden hazırdan yerken, sen kendini yiyene kadar didinmene kızıyorum Sanayici Rifat Ertanın!
Ve bütün bu yaptıklarında, bana ve tüm diğer çocuklarına, örnek olduğun için seni hiç affetmeyeceğim Rifat Cemal, CANIM BABAM!