yalcincemal@hotmail.com
Özgürlük ve bağımsızlığımızla ilgili, artarda sıralanan günler var.
15 Temmuz, Yunan Cuntasının, EOKA B teşkilatı ile ortaklaşa yaptıkları ve adanın Yunanistan’a bağlanmasını sağlayacak, bir hareketin tarihi.
Bu tarih, tarih sayfalarına, kara harflerle yazıldı..
15 Temmuz’dan sonra ise, hep 20 Temmuz Barış Harekatını gösteriyoruz.
Arada, 20 Temmuz’a giden yolda, çok önemli bir yer tutan, 19 Temmuz’u unutuyor veya es geçiyoruz.
Halbuki, 19 Temmuz tarihi, adaya, garantör ülke olan Türkiye’nin, müdahale etme gerekçesi olan 15 Temmuz, ne kadar önemli ise, 19 Temmuz da bence o kadar önemli bir gündür.
Biraz, anımsatmada bulunayım:
Hatırlanacağı gibi, adadan kaçan ve İngiltere’ye cebinde onnuğu olmadan sığınan Makarios, ardından da ABD‘ne gitmiş ve orada, BM Güvenlik Konseyi’nin toplanmasını sağlayarak bir konuşma yapmıştı.
20 Temmuz’a giden yolda, bu konuşmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak ve yeni nesillere göstermek için, bu konuşmadan önemli alıntılar yaparak sizlere aktarma gereği duydum.
Özetle Makarios şunları söylemişti:
“…Darbe Yunanistan’daki askeri rejim tarafından planlanmış ve desteklenmiştir…”
“…Yunan askeri rejimi Kıbrıs’ın bağımsızlığını acımasızca katletmiştir. Kıbrıs halkının demokratik haklarını ve bağımsızlığı ile egemenliğini çiğneyerek, kendi diktatörlük rejimini Kıbrıs’a yaymıştır…”
“…kesinlikle biliyorum ki, yasa dışı EOKA – B‘nin kökleri Yunanistan’dadır ve en büyük destekçisi ve kaynağı da , Yunanistan’dır…”
“…General Gizikis’ten Rum Milli Muhafız Ordusu’n’daki Yunanlı Subayları geri çekmesini istedim. Atina bu isteğimi reddetti …”
“…Darbe dışarıdan yapılan çok açık bir işgal olayıdır ve aşikar bir şekilde Kıbrıs’ın bağımsızlığını ve egemenliğini çiğnemiştir…”
“…Eğer çarpışmalarda Yunanlı subaylar yer almasaydı, cesetleri Yunanistan’a götürülüp gömülenler kimlerdi ?
Eğer Yunanlı subaylar darbeyi yönetmeseydi, Yunanistan’dan gece karanlığında gelen uçakların sivil elbiseler içinde getirdikleri personel ve geri götürdükleri ölü ve yaralı kişiler nasıl izah edilecektir ? Darbenin Yunan Cuntası tarafından organize edildiğine ve Rum Milli Muhafız Ordusu’ndaki Yunanlı subaylarla adadaki Yunan kontenjanı tarafından gerçekleştiğine dair en ufak bir şüphe yoktur ve bu gerçek zaten dünya basınında da açıklıkla vurgulanmıştır …”
“…Darbe Cumhuriyetin bağımsızlığını egemenliğini, toprak bütünlüğünü ayaklar altına alan bir işgal olayıdır.
Ve bu işgal, Yunan subayları adada durdukça devam edecektir …”
“…Darbe ve işgal Kıbrıslı Rumların bir iç meselesi değildir.
Kıbrıslı Türkler de olumsuz şekilde etkilenmiştir.
Yunan Cuntasının darbesi bir işgaldir ve bunun sonuçlarından Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler acı çekmektedir.
BM askerleri Kıbrıs’ta normal hayatı tesis edecek güçten yoksundur. Güvenlik Konseyi, Yunanistan’daki askeri rejime, adadaki işgalini sonlandırması için çağrı yapmalıdır.
Bu doğrultuda karar üreteceğinden de kuşkum yoktur …”
Evet Makarios’un 19 temmuz gecesi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden, Yunanistan tarafından adanın işgal edildiğine dair yaptığı tarihi konuşmadan alıntılar yaparak, okuyucularıma aktarmak istedim.
Adanın kim tarafından işgal edildiğini Makarios açıkça bu tarihi konuşmasında vurguladı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden bu işgale son verilmesini istedi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, o gece hiçbir karar almayarak dağılır.
Makarios’un Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden adanın işgaline son verme isteği karşısındaki söyleminin, yanıtsız kalması üzerine, Makarios’un bu isteğini, garantör ülkelerden biri olan Türkiye yerine getirdi.
Türkiye, bir işgali sonlandırmak için, 20 Temmuz’da adaya çıkarma yaptı.
Bazı zavallıların dediği gibi:
“Adayı, işgal için“ gelmedi.
Adanın, kim tarafından işgal edildiğini çarpıtmaya çalışanlara, Makarios’un Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki tarihi konuşmasını tekrar tekrar okumalarını, salık veririm.
Ama, bu çevreler o kadar fikri sabit ki, okuduklarını bile anlamazlar.