Ramazanın ardından

Ha geldi ha geliyor derken, mübarek ramazan ayı geldi ve geçti.

Ha geldi ha geliyor derken, mübarek ramazan ayı geldi ve geçti. Evveli rahmet, ortası bereket, sonu da mağfiret olan bu güzel zaman dilimini ne kadar değerlendirebildik, ne kadar istifade edebildik, ne derece kıymetini bilebildik? Bu soru ve cevabı her birimiz için ayrı mana ifade eder. Dilerim her birimiz için olumlu cevaplarla geçmiş bir ramazan iklimi yaşamış olalım.
Geçen ramazan ayı ile ilgili değerlendirmeler, her birimizde farklı olsa da hepimiz için değişmez olan bir gerçek var, o da ömrümüzden bir ramazan ayının daha eksilmiş olduğudur. Gelecek ramazan ayına kim kavuşur kim kavuşmaz ancak Yaratan bilir. Üç günlük dünya derler. Dün gitti gelmez, yarın ya gelir ya gelmez elimizde bugün var. O halde bu günün kıymetini bilmek lazım. Ramazan ayını geride bıraktık. Dönüp te yeniden bir iftar sofrası kuralım desek olmaz, bitti, haydi toplanıp teravih kılalım desek o da olmaz vakti geçti. Ancak bir yıl sonra bu dediklerimizi yapabiliriz. O gelen de yeni bir aydır eskisi değil. Tıpkı bugünündün olmadığı gibi.
Ramazan ayının maneviyatı, sıcaklığı henüz üzerimizde devam ederken, bu ayda yapa geldiğimiz güzel işleri devam ettirme azminde olursak inşallah bütün ömrümüz feyiz ve bereketle dolar. İslam’da ibadetin makbul olanı devamlı olanıdır. Mevsimlik bir ibadet anlayışı yoktur. Hayatın her anında ibadet vardır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et buyurmakla ibadetin devamlı olması gerektiğini bize hatırlatmaktadır. İnşallah ramazan vesilesiyle biraz daha hassas davranmaya çalıştığımız ibadet hayatımıza aynı hassasiyetle devam ederiz. Yoksa eski alışkanlıklarımıza tekrar dönersek ramazanda kazandıklarımızı çok çabuk harcamış oluruz. İbadetin devamlılığı hususunda aklıma gelen şöyle bir misali de paylaşmak isterim. Malum insan olarak bir bedenimiz bir de ruhumuz var. Bedenimizin hayatiyetini devam ettirebilmesi için yeme içme nefes alma gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması lazım. Ve bunların da sürekli olarak temini gerekir. Yani günlük ve anlık olarak mevcut olması lazımdır. Bir yıllık gıda ihtiyacımızı bir ay yemek suretiyle karşılayıp on bir ay yemeden içmeden durabilir miyiz. Bu mümkün değil. Her gün tekrarlamak lazım. Ruhumuzun gıdası olan ibadet ihtiyacımızı da yılda bir ay haftada bir gün yapmak suretiyle karşılamış olmamız mümkün değildir. Nefes alıp verdiğimiz sürece Rabbimizin nimetleriyle nimetleniyoruz. Her nimetin karşılığında da şükretmek bizim borcumuzdur. O halde bedenin ihtiyacı için düzenli beslenmek nasıl zaruri ise ruhun selameti için de düzenli ibadet zaruridir. İnşallah gelen günlerimiz bu hassasiyetle yaşayacağımız maneviyat dolu günler olur.
Ramazanın coşkusunu, bayramın sevincini dostlarımızla sevdiklerimizle yaşamaya, paylaşmaya gayret ettiğimiz günlerde, maalesef etrafımızda kan gözyaşı hiç dinmedi halen de devam ediyor. Rabbim tüm mazlum kardeşlerimize yardım eylesin. Göz yaşlarının dinmesi, akan kanların durması, sulh ve sükuna kavuşmaları dileğiyle. Gelecek günlerin muştular getirmesi umudumu henüz yitirmediğimi ifade ederek Rabbimden tez zamanda bunu ihsan etmesini niyaz ediyorum.
Bu haber 205 defa okunmuştur

:

:

:

: