ÖZERSAY, MÜZAKERE SÜRECİ KONUSUNDA AÇIKLAMA YAPTI

“AB hukuku tehlikeli şekilde konuşlandırılıyor, Eide uyarılmalı”

“AB hukuku tehlikeli şekilde konuşlandırılıyor, Eide uyarılmalı”

Eski Müzakereci ve Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) öğretim üyesi Prof. Dr. Kudret Özersay, devam eden müzakerelerde iki liderin diyaloğunu olumlu bulduğunu ancak tarafların bazı açıklamalarının kafa karıştırdığını savundu. Özersay, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “Kıbrıs Türk tarafı olarak ‘sarih çoğunluk’ yaklaşımımız devam ediyor mu? Masada ikamete kısıtlama getirilmesi gerektiği görüşünü savunuyor muyuz? Yanıtlar olumlu değilse o zaman iki-kesimliliği nasıl sağlayacağız? Ortak açıklama metnine de giren ve BM belgelerinde de anlamıyla birlikte yer alan iki-kesimliliği Kıbrıs Türk tarafı önemsemiyor mu?” sorularına açıklık getirmesini istedi.

Yaptığı yazılı bir açıklamayla müzakere sürecindeki AB konularını değerlendiren Özersay, kapsamlı çözümü, ülkedeki belirsizlik durumunun sona erdirilmesini, karşılıklı kabul edilebilir bir çözümle uluslararası toplumun parçası olmayı samimiyetle desteklediğini ve desteklemeye devam edeceğini vurguladı.

“AB HUKUKU TEHLİKELİ ŞEKİLDE KONUŞLANDIRILIYOR, EIDE UYARILMALI”

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin geçtiğimiz gün “çözümün AB prensiplerine ve müktesebatına tam uyumlu hale gelmesi” ifadelerini de içeren bir açıklama yaptığını kaydeden Özersay, şunları kaydetti:

“Çözümün uzun yıllardır yerleşmiş parametrelere göre ‘AB müktesebatına değil, AB prensiplerine’ uyumu söz konusu olmalıdır. Eide tarafından yapılan bu açıklama 11 Şubat 2014 ortak açıklamasının da açık ihlali anlamı taşımaktadır. AB hukuku tehlikeli şekilde konuşlandırılıyor, Eide uyarılmalı.”

“KIBRIS TÜRK TARAFINI CİDDİ BİR CENDERE ALTINA KOYAN BU YAKLAŞIM DÜZELTİLMELİ”

“Her bir toplumun kendi kurucu devletinin karakterini/kimliğini koruyabilmesi, iki-kesimliliğin gereği olarak bir Birleşmiş Milletler ilkesine dönüşmüş kısıtlamalar Kıbrıs Türk tarafı için yaşamsal öneme sahip” diyen Özersay şunları da ekledi:

“Sayın Eide’nin dediği şekilde ‘AB müktesebatına tam uyumlu bir çözüm’ yaklaşımı kabul ediliyorsa bu kadar yıllık mücadele ile yerleşmiş bir BM parametresi haline gelen ‘sarih çoğunluğu’ ve kurucu devletlerin iki-kesimlilik karakterine saygıyı herkes artık unutabilir. Eide’nin 11 Şubat Ortak Açıklaması’na ters düşen, Kıbrıs Türk tarafını ciddi bir cendere altına koyan bu yaklaşımının düzeltilmesi için acilen girişim yapılması gerekir diye düşünüyorum.”

“AB TEMSİLCİSİ KONUSUNDAKİ UYARILARIMIZ DİKKATE ALINMADI”

AB Komisyon Başkanı’nın temsilcisinin müzakere masasına oturmasına izin verileceğini yönünde bir izlenimi olduğunu da belirten Özersay, daha önce bu konuda çeşitli uyarılarda bulunduğunu anımsattı, şöyle devam etti:

“Geçmişte kalıcı derogasyonlara da, çözümün AB’nin sonradan basit bir biçimde değiştirilebilen bir belge olması yerine mahkemeler önünde sorgulanamayacak Birincil Hukuk’un parçası olması gerekliliğine de her zaman olumsuz yaklaşan bir AB temsilcisinin Kıbrıs Türk tarafına, müzakere masasında yer almasına izin verilerek nasıl sıkıntı yaratabileceğini görmek için alim olmaya gerek yoktur.

AB temsilcisi ile görüşmek, ayrı ayrı görüş alış-verişinde bulunmak, teknik bilgi almak sıkıntı yaratmaz ve olması gerekendir. Ancak sizi diğer aktörler önünde ya da yanında ciddi anlamda zora sokabilecek bir temsilcinin müzakere masasına oturmasına ya da müzakere odasına girmesine izin verirseniz, sonradan pişman olacağınız düzeyde sıkıntıları kendi elinizle yaratmış, elinizi zayıflatmış olursunuz.” Özersay, süreçle ilgili değerlendirme yapmaya devam edeceğini ve bir sonraki süreçte mülkiyet konusuna değineceğini de bildirdi.

Bu haber 196 defa okunmuştur
  • AB``ye girelim mi? Hasan Mehmet  Lefke - 29.07.2015 -Yıllarca, hatta KKTC kurulurken bile federasyon dedik, -Federasyon kabul edildi, -İki kesimli ve iki bölgeli dedik, -İki kesimli ve iki kesimli olması kabul edildi. -%30-70 dedik. -Toprakta ve idari yapılanmada kabul edildi. -AB``nin temeli olan 4 özgürlüğün belli bir süre kısıtlanması da kabul edildi. -Ama yapılacak anlaşmada, -Rumlara mallarını vermeyeceğiz, -Bunları işgal edenleri yasal sahibi yapacağız, -Türkiye``den getirilerek vatandaş yapılanları Kıbrıs vatandaşı ve dolayısı ile AB vatandaşı yapacağız, -Toprak da vermeyeceğiz dersen. -Hiç uğraşma. -Ne anlaşma yap, ne de AB``ye gir. -Zaten gerçek K/Türkler AB vatandaşı oldular.

:

:

:

:

DİĞER HABERLER