“UMUTLARIMIZ AZALIYOR”

“Akıncı’nın görüşmeci olarak tutumunun ne olduğu bizim için önemli bir nokta. Akıncı’nın halka ve meclise bilgi vermesi gerekir”

“Akıncı’nın görüşmeci olarak tutumunun ne olduğu bizim için önemli bir nokta. Akıncı’nın halka ve meclise bilgi vermesi gerekir”

“Kıbrıs’ta karar zamanı geldi ama Rumların istediği gibi değil yerleşmiş BM parametrelerine uygun, güvenliğimizi, sosyo-ekonomik gelişmemizi gözeten, yaşayabilir bir antlaşma olmalıdır”

Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP-UG) Genel Sekreteri Hasan Taçoy sadece iki kesimlilik, bulunacak çözümün AB hukukunun bir parçası olması, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamı konularında değil, Rum yetkililerin, egemenlik, KKTC vatandaşları, mülkiyet konularında yaptıkları açıklamalar da, yaşayabilir, var olan barışı bozmayacak bir antlaşma konusundaki umutlarını azalttığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın görüşmeci olarak tutumunun ne olduğunun kendileri için önemli bir nokta olduğunu ifade eden Hasan Taçoy, “Türk tarafı mülkiyet konusunda takas, tazminat ve sınırlı iade noktasında mı? Türk tarafının mülkiyet konusundaki kriterleri nelerdir? Derviş Eroğlu döneminde ortaya konulan kriterlerden farklı mı düşünülüyor? Türk tarafının mülkiyetle ilgili komitesi çok hassas bir görev üstlenmiştir? Bu komitede kimler var? KKTC vatandaşları hakkında bir ayrım yapılmasına izin verilecek mi?” sorularının yanıtlarının bir an önce halka ve meclise verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Kıbrıs’ta karar zamanının geldiğini ve artık bir sonuca ulaşılması gerektiğini ifade eden Taçoy, “Ama Rumların istediği gibi değil. Kıbrıs Türk Halkını güvenliğinden, toprağından, evinden, işinden yoksun bırakacak bir sonuç değil. Yerleşmiş BM parametrelerine uygun, güvenliğimizi, sosyo-ekonomik gelişmemizi gözeten, yaşayabilir bir antlaşma olmalıdır ” dedi.

Açıklama yaparak Kıbrıs konusundaki gelişmeleri değerlendiren DP-UG Genel Sekreteri Hasan Taçoy, Kıbrıs konusundaki gelişmelerin kritik bir aşamaya geldiğinin açık olduğunu kaydetti.

“Medyaya yansıyan açıklamalardan, Eylül ayı başında Kıbrıs’ta yapılacak toplantılar sonrasında, New York’ta süreç için belirleyici görüşmelerin yapılacağı anlaşılmaktadır” diyen Taçoy, Rum liderliğinin açıklamaları, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin demeçleri ve KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsünün söylediklerinin, halkın önemli bir kesimi ile kendilerini tedirgin ettiğini ileri sürdü.

Mustafa Akıncı’nın KKTC Meclisi’ne sadece gelinen nokta hakkında bilgilendirme yapmasının yetersiz kalacağını savunan Hasan Taçoy, Cumhurbaşkanı’nın meclise sadece gelinen nokta değil, Türk ve Rum taraflarının önerileri, tutumu hakkında da geniş bilgi vermesi, nihai hedeflerini açık ve net bir şekilde ortaya koyması gerektiğini öne sürdü.

Taçoy, aksi takdirde Rum yetkililerin açıklamalarının, halkı endişelendirmeye devam edeceğini söyledi.

Hasan Taçoy, Rum Ortodoks Kilisesi’ni 22 Temmuz’da ziyaret ettikten ve Sen Sinod Meclisi’ne iki saat bilgi verdikten sonra Rum lider Nikos Anastasiades’in, iki kesimli, iki toplumlu, federal bir çözümde kesimlerden birinde Türklerin , diğerinde Rumların mutlak çoğunlukta olacağına ilişkin Türk tutumu hakkında, “Böyle bir konu görüşülmüyor. Hedef üç özgürlüğün (serbest yerleşim, serbest dolaşım, serbest mülk edinme özgülüğünün) tesis edilmesidir burada az olacak çok olacak ilkesi yoktur” dediğini kaydetti.

DP-UG Genel Sekreteri Hasan Taçoy, Nikos Anastasiades’in ardından konuşan Rum Başpiskoposu 2’nci Hrisostomos’un ise Anastasiades’in anlattıklarının Kıbrıs sorunu ile ilgili endişelerini giderdiğini, Sen Sinod üyelerini coşturduğunu ve “Kilise Kıbrıs sorununa Helenizmin ata topraklarında kalmasına olanak tanıyacak çözüm bulma çabalarına destek verecek” dediğini kaydetti.

Rum Sözcü’nün açıklamalarından da alıntılar yapan ve bu açıklamaları yorumlayan Hasan Taçoy, Rum Sözcü Nikos Hristodulidis’in mülkiyet konusunun da diğer konular gibi AB müktesebatı çerçevesinde çözüleceğini söylediğini aktardı ve şu ifadelere yer verdi:

“Rum sözcü bu açıklamaları yapma cesaretini nerden buluyor? Bizim bildiğimiz Türk tarafının bulunacak çözümün AB hukukunun bir parçası haline gelmesinden asla vazgeçmeyeceğidir. Eğer Rum’un dediği noktaya gelinirse, Kilise bayram ilan edecektir, çünkü ortada iki kesimlilik diye bir şey kalmayacak ve Türkiye’nin garantisi de ortadan kalktığı için hızla Ada’nın Helen egemenliğine girmesinin yolu açılmış olacaktır.”

Yunan Dışişleri Bakanı Kocas’ın ise Türkiye’nin tek bir askerinin dahi adada kalması halinde Kıbrıs’ta çözüm olamayacağını söylediğini ifade eden Hasan Taçoy, “Her halde bir şeylere güveniyor” dedi.

KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsünün KKTC Meclisi’nin 2010 yılında oy birliği ile aldığı Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden asla vazgeçilemeyeceği kararına rağmen “garantiler tabu değildir” dediğini iddia eden Taçoy, bunun Rum ve Yunan yetkililerce yanlış yorumlanıyor olabileceğini de kaydetti.

Bu haber 180 defa okunmuştur
  • Kemal kania  lşa - 03.08.2015 laftan başka iş üretemeyenler meclise gitmesin . bu defa da çoğu eve kalacak . Hasan bey bu toplum içine yaptınız??? Güney göçmeni mal mağdurları için 41 sene ne yaptınız . lütfen bırakın da güzel laf yerine hizmet verecek olanlar gelsin. lütfen.

:

:

:

:

DİĞER HABERLER