Mülkiyet konusundaki görüşmede farklılıkların bulunduğu ancak bunların, iyi bir ortamda dile getirildiği ayrıca iki tarafın iradesinin, bunları aşabileceği şeklinde de addedildiği belirtildi.
Politis gazetesi “Mülkiyete İlişkin Görüşme - Hak Sahibi ve Kullanıcı” başlıklı haberinde, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin mülkiyetle ilgili açıklamasına atıfta bulunarak, bu açıklamanın, iki tarafının devamında nasıl hareket edeceğine dair net bir taslağı ortaya koyduğunu yazdı.
Mülkiyet konusunda belirlenecek olan kriterlerin de var olduğunu yazan gazete Kıbrıslı Türklerin büyük bir çoğunluğunun kuzeyde kalmak istediğini, bunun, yapılan anketlerde de net bir şekilde yer aldığını belirtti.
Gazete yine yapılan anketler bazında, çok az Kıbrıslı Rum’un Kıbrıs Türk idaresi altında yaşamak istediğini yazarken, Kıbrıs Rum kurucu devlet idaresi altına verilecek olan bölgelerden de bahsederek Maraş, “Kontea” (Türkmenköy), “Lisi” (Akdoğan), “Zodia” (Bostancı), “Omorfo” (Güzelyurt) bölgelerinde hak sahibi olan Kıbrıslı Rumların, çözüm sonrasında evlerini ziyaret edebileceklerini, eğer evlerinde birinin oturmaması durumunda buna hemen sahip olabileceklerini, eğer oturuluyorsa, kira isteme, satma veya kalanların taşınması için belli bir süre verme haklarına sahip olacağını ileri sürdü.
Gazete ayrıca sorunların Kıbrıs Türk idaresi sınırları içerisinde başlayacağını, hak sahipliğinin burada da var olmaya devam edeceğini ancak kriterlerin kullanıcı haklarını da göz önünde bulunduracağını belirtti.
Örneğin Girne kökenli bir Kıbrıslı Rum’un Girne’deki evini talep etmesi durumunda bunun birçok parametreye bağlı olacağını, evin kullanıcısının Baf göçmeni Kıbrıslı Türk olması durumunda, bunu hemen alamayacağını, evin yeni statüsünün komite aracılığıyla müzakere edileceğini, evin tazmin edilebileceğini, eve sahip olabileceğini, Kıbrıslı Türk’ün Baf’ta mülkü bulunması halinde takas edilebileceğini savunan gazete aynı şeyin Limasol’daki evini talep eden Kıbrıslı Türk içinde geçerli olacağını belirtti. Gazete mülkiyete ilişkin kriterlerin görüşülmesinin henüz tamamlanmadığına da dikkati çekti.
Politis gazetesi “Ödenmeyen Paraların Dağıtılması” başlıklı aynı sayfa içerisindeki bir başka haberinde, Rum Hükümeti’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Türkiye aleyhine verdiği, kayıp yakınları ve “mahsurlara” ilişkin 90 milyon Euro’luk tazminatın adil dağıtılması için bir mekanizmayı ileriye götüreceğini zira Türkiye’nin söz konusu mekanizmanın bulunmadığına atıfta bulunarak parayı ödemediğini savundu.
Gazete söz konusu tazminat kararının AİHM tarafından geçtiğimiz yıl Ağustos ayında verildiğini ancak paranın bugüne kadar ödenmediğini belirtti.
Gazete, tazminatın, adil bir şekilde dağıtılmasına ilişkin bir mekanizmanın oluşturulmasının Rum Yönetimi’nin AİHM karşısındaki sorumluluğu olduğunu da yazdı.