yalcincemal@hotmail.com Eski, Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Markulli Hanım, endamını sala sala, eskimiş nağmeleri, değişik bir yorumla, yeniden şakımaya başladı.
Eskiden, aranjman olarak okuduğu nağmeleri, şimdilerde, daha davudi şekle getirerek, Davulu da ekleyerek, daha sert ve daha tehdit vari okumaya başladı.
Tabii, sesin şiddeti ayni tonda.
Dilerseniz, söylediği nağmelere bir göz atalım:
“Kıbrıs sorununun bir an evvel çözülmesi için, Türk Ordusu ve Türk vatandaşlarının adadan ayrılması ve Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyetini tanıması gerektiğini“ söyledi.
Markulli hanımın nağmelerinde, talep ettikleri bunlar mı ?
Hayır.
Dahası da, var:
“Türkiye adada garantör değildir. Garantörlük hakkı rafa kalktı “ buyurdular.
Tabii bunu nağme olarak okurken, sesini bayağı davudileştirdi ve nakaratlaştırdı.
Markulli hanıma göre, bunlar yapılırsa, Kıbrıs’ta çözüm mümkün.
Bunların yapılması halinde, çözüm Kıbrıs’la ilgili olmayacak !
Ya, neyle olacak ?
Bu şekilde bir çözüm, Kıbrıs Türkünün çözülmesini ve yok olmasını getirecek.
Markulli ve onun gibi düşünenlerin de, istekleri bu.
Türkiye’nin garantörlüğünün, ortadan kalktığını ileri süren savını ise. Türkiye’nin, adayı işgaline dayandırıyor.
Tabii, Markulli hanım, okuduğu nağmelerin makamını unutarak, havadan gazel okumaya da, merak sardı.
Birileri çıkıp, bu hamıma hatırlatsın:
Yunanistan’daki Atina Mahkemesi bile, Türkiye’nin 20 Temmuz’da. Cuntanın, darbesi sonucu ve akabinde de, adanın Enosis olmasını engelleyen harekatı karşısında, Türkiye’nin, adayı işgal ettiği yollu yapılan müracaatı reddettiğini ve Türkiye’nin harekatının, bir işgal harekatı olmadığı konusunda aldığı kararı,KKTC yetkilileri, hatırlatıversin.
Bu konuda, adadaki Türk askerinin bulunmasının, bir işgal sonucu olduğu yollu, hiçbir BM Güvenlik kararına rastlanmıyor.
Markulli hanım, 1974 Cenevre anlaşmalarında, adada iki ayrı otonom bir siyasi idarenin olduğunu, kabul ettiklerini, ne çabuk unuttu.
1975‘te, göç anlaşmasını.
1977 – 1979’da, Doruk anlaşmalarını.
Bunlar, BM‘nin kayıtlarına geçmiş, anlaşmalardır.
Yeni bir yapı, bu temeller üzerine oturacak, sayın Markulli.
Sn. Markulli’ye, hatırlatmak gerek:
1974 sonrası gelenleri, dilinden düşürmüyor.
Güneye, 1974 sonrası gelenlerden, bahsetmiyorsun Markulli Hanım.
Repertuvarında, kuzeye gelenlere, yer verdin.
Güneye gidenleri, repertuvarına almadın.
Onlara, ayıp etmiyor musun ?
Dönme dolap gibi, döne döne, Ankara Anlaşmasını, ağzına sakız ediyor.
O anlaşma karşısında, verilen mükellefiyetlerin, yerine getirilmemesine, nağmelerinde yer yok.
Markulli hanım, Sn. Akıncı’nın seçildiği, nisan ayından beri, karşılıklı, liderlerin jestlerinin de devam ettiğini, bu jestlerin yenisinin de, ilerleyen günlerde, Rum lider Anastasiadis’le birlikte, Sn. Akıncı’nın, DİSİ Başkanlarından ve Rum yönetimi Cumhurbaşkanı olan Kleridis’in, anısına düzenlenecek etkinliğe katılacak olmalarını da, İki lider arasındaki jestlerin, devam ettiğini gösterdiğine, vurgu yaptı.
Bu haberi, Markulli Hanımın, demecinden öğreniyoruz.
Türk Liderliğinden, her hangi bir açıklama gelmedi.
Klerides, bilindiği gibi, DİSİ’nin başkanlığını yapmış bir kişi.
DİSİ , Kıbrıs’ta, ENOSİS’İ gerçekleştirmek için, bünyesinde EOKA’cıları barındıran, bir parti .
Ayni zamanda da, adada, Akritas Planının uygulayıcılarından ve Türklerin katledilmesi için, EOKA’cılara her türlü olanağı sağlayan bir parti.
Haber, doğru ise :
Sn. Akıncı’nın bu etkinlikte yapacağı konuşmanın içeriği, şimdiden
merak konusu oldu bile.