Kısa süre içerisinde dövizdeki artış maalesef dar gelirlinin cebinde patladı. En az %25 daha fakir olduk alım gücümüz düştü. Ekonomi Bakanı Sunat Atun güzel söyledi. “Döviz geliri olmayan, döviz olarak borçlanmasın.” Tamamı ile destekliyorum. Ancak önceden borçlanmış insanlarımız ne yapacaklar? KKTC para birimi TL veya biz TL kullanıyoruz ancak her mal ve hizmet döviz ile satılıyor. Hükümetimiz buna seyirci kalmamalı. Devletin mutlaka alınacak önlemleri olmalıdır.
Birkaç şeyi sıralayabiliriz okul kayıtları başta olmak üzere… Özellikle yükseköğrenim ve özel okullarda, döviz sabitlenebilir. Olması gereken de budur, örnekleri vardır. Ancak bunlara geçmeden önce yapılması gereken, derhal bir kriz masası oluşturulması ve bu masanın Ekonomi Bakanlığının önderliğinde olmasıdır.
Bu kriz masasının paydaşları olmalı ve bu paydaşlar özellikle, ekonomi ve maliye tarafından oluşmalıdır. Hatta daha da demokratik katılım için ekonomik etken ile sivil toplum örgütleri ve muhalif partilerden katılımcı olması şarttır. Tabi bu taraflar, çok geniş sayıda değil, halkın temsili için yeterli olacak sayıda olmalıdır.
Döviz sabitlenmeli, banka taksitleri, halkın gelirinin arttırılamadığı noktada, makul bir çerçeveye alınmalıdır. Hükümet etmek bu demektir. Zaten hükümetlerin başlıca görevi, normal zamanda değil, kriz zamanında hakimiyeti ele almak ve halkın refahını sağlamaktır!
KKTC de mahkemelerin borçlar hukuku üzerinden vermiş olduğu birçok hüküm kararlar döviz ile ifade ediliyor. Bu ne kadar adildir sorgulanır… Halkımız yargı da bu anomalinin kalkmasını bekliyor.
Bizim ülkede çok tartıştık “eğer bankalar zengin oluyorsa, halkımız da fakirleşiyorsa kötü giden bir durum var” şeklinde... KKTC bu gerçek ile karşı karşıya… Eğer önlem alınmaz ise sosyal patlamalara çok müsait bir ortam doğacaktır. Biz her yönü ile Türkiye’den etkilenmekteyiz.
İthalat ve ihracatımızın büyük bir kısmı Türkiye ile gerçekleştiriliyor. Anavatan Türkiye, şu an siyasi bir kaosun içerisinde. O zaman bu açmazı birlikte üreteceğimiz politikalar ile aşacağız.
KKTC de hükümet sorunu yok! Güçlü bir hükümet oluşmuş durumda. 39 sandalye sayılı koalisyon hükümeti CTP-UBP. Alacağınız her önlem paketinin rahatlık ile geçeceği bir hükümet. Kim tutar sizleri değerli hükümet üyeleri bu kriz döneminde… Halkımızın yaralarına merhem olun da, halk sizleri bağrına bassın.
En tehlikeli şu varsayımdır, Kıbrıs sorunu çözülmez ise ekonomik yönden rahatlamayız. Bunu kim politika haline getirir ve savunuculuğunu yaparsa, bu işi bilmiyor bilmediği için de halkı daha da felakete yol açacak bir açmazın içine sürüklüyor demektir. Bunun siyasi bir sorun ile alakası yok. Yani çözümü yapabilsek bile, ki yalınızca bizden kaynaklanmıyor -Rum komşularımız da istemeli ve daha da önemlisi 40 yılda kurmuş olduğumuz bu hayatı yok saymadan olmalı bu- açıkçası AB den EURO ve ABD den de DOLARLAR yağmayacak Kıbrıs’a bunu belleğimize iyi yerleştirmeliyiz. Tek çıkış Türkiye ile KKTC’nin geliştireceği ekonomik akıldır mesajı olan alır inşallah.