Herkes haddini bilecek efendiler!
Herkes haddini bilecek efendiler!
Bu dava egemenlik davasıdır!
Bu dava varoluş kavgasıdır!
Bu dava Girit olmamak için senelerce izolasyonlar altında direnme mücadelesidir!
Ne çabuk unuttunuz tarihinizi ,ecdadınızı?
Gavurun ekmeğini mi yiyorsunuz ki onun kılıcını sallıyorsunuz?
Nedir bu sessizlik?
Neymiş meselenin özü?
41 yıllık “işgalden” kurtulmakmış!
Kim diyor?
GKRY lideri Anastasiades!
Karşı duran var mı halen?
Yok!
Sen kimsin ki bu meselenin özünü işgal meselesi gösterip 41 yıl öncesinde yaşadığımız acı dolu yılları,cunta darbesini,soykırımları, göçmenliklerimizi, evimizden olduğumuz talan eden bu düzeni bozan sizdiniz 1963’te denilse…
Yüzlerine Türk ordusu ile adada barış tesis edildiğini haykırılsa,
Geçmişte kayıp edilerek katledilenlerimizin hesabı sorulsa…
Soykırıma uğrayan, üç kez göçmen edilen,mağdur olan halkımızın tazminat hakkı aransa…
Ama yok !!! Ne sağında ne solunda…tık yok!
O halde size sormazlar mı;
Nerede efendiler Kıbrıs Türkünün kırmızı çizgileri?
Nerede geçmişte verilen o mücadele ve Türklüğüne sıkı sıkıya bağlı parlamenter dokumuz?
Uyutulmak istenen pembe vaatlerle kafası çözüm diye bulandırılmak istenen bir Kıbrıs Türkü var şuan bu topraklarda!
Nasıl bir yola sokulmak isteniyoruz farkında mısınız?
Değişen biziz aslında Rumlar değil!
41 sene önce Gönüllü Nüfus mübadelesi imzalandığı gün
Rumlar hemen tüm göçmen Rumlar evlerine dönecekler diye yola çıkmıştı!
Sonra da 41 yıl sürecek şu ısrarlı ve esrarlı cümlelere bizi hapsetmek istediler;
Çözüm tek egemenlik, tek kimlik, tek temsiliyet şeklinde olacak…
Uniter model bulunacak …
“Kıbrıs Cumhuriyeti”nin egemenliğinden feragat edilmeyecek…
Garantilerden kurtulunacak…
“Topraklarımıza” geri dönüş olunacak…
Egemen devlet modelinde iki kesimlilik olmayacak …
Karpaz, Maraş, Değirmenlik, Girne, Güzelyurt vs alınacak…
Bayrağımız Kuzeye dikilecek…
Hellenizim ruhundan vazgeçilmeyecek…
Peki şimdi ne değişti?
Rumların hangi söylemi ve adımı değişti ki siz politika değiştirdiniz efendiler?
Bir pembe tablo Mayısa kadar çözüm olacakmış!
Hatta buna aylar içinde olacağını dillendiriyorlar!
Ne üzücüdür ki en hayati konularımızdan olan garantiler konusunda dahi net tavır ortaya henüz koyulmadı!!! Herşey yüzeysel…
Mülkiyet gibi arap saçı konuda bile bireysel mülkiyeti savunmaya çalıştılar bize,bu millete…
O kadar ileri gittiler ki Kuzeye geçecek Rumları cesaretlenmesine ve buradaki Kıbrıs Türk köylerimize gidip tahrik etmelerine vesile oldular!
Senelerdir bir kültür hikayesi altında
Kiliselerini kuzeyde ayna gibi tamir ettiler,ayinlerle süslediler…
Peki biz Kıbrıs Türkleri ne aldık?
Önce Restler havalarda uçuştu…Sonra Geri adım atan hep biz olduk!
Mesela Doğal gaz ve petrol dedikleri paylaşımdan netice aldık mı?
Mesela evvelden garantileri dahi pazarlık ettirmezken şimdi ne değişti?
Bilmeyenler öğrensinler yeniden halen 1967 Rum Meclisi Enosis kararı kaldırılmadı…
Bu ne demek biliyor musunuz?
Mesela halen Rum eğitim sistemi Türk ırkçılık ve düşmanlığı üzerine kurulu olduğunun farkında mısınız? Neden biz kendi çocuklarımıza yaşanan acı tarihimizi öğretmeyelim? Rum niye öğretirken ona ses yok da bize gelince kalkıp oturuyorsunuz?!!!
Mesela halen güney askeri silahlanmasına çok büyük rakam harcıyor ve yabancı ülkeler ile askeri antlaşmalar imzalayarak Akdeniz’de tatbikatlar yapıyor…Ama onlara laf yok adadaki Türk askeri meşru varlığına yükleniyorsunuz!!!
Şimdilerde ise NATO-AB şemsiyesi gündeme getiriliyor…
Bu ne yeni bir olgu ne de yeni bir stratejidir…1990 sonrasındaki projenin dillendirilmesi şuan gündemde…Bilmeyenler daha kısa zaman öncesindeki Hristofyas-Merkel görüşmesine baksınlar…
Herşey o kadar sinsice ilerliyor ki
Buna sessiz kalanları tarih yazarken,
Sahte vaatler ile meşru haklarımız ve kırmızı çizgilerimizi dillendirmekten aciz olanlardan medet ummadığımızı her şeye rağmen bilmelerinde fayda vardır!
Zira bu millet, kanayan her yarasına kendi başına merhem olmasını bilmiştir…
Allah Türk askerimizi,Anavatanımızı,Egemen Devletimizi,Ezan sesimizi,Bayrağımızı yere düşürmesin!!!