Kıbrıs müzakereleri ile gelinen nokta , güneyde başka, kuzeyde başka.
Güneydeki yetkililerin açıklamalarına karşılık, kuzeydekiler 180 derece ters açıklama yapıyor.
Kuzeydekilerin açıklamalarına da, güneydekiler 180 derece ters açıklamalarda bulunuyor.
Fakat, her iki kesimin yetkilileri, sürecin gayet iyi ve sağlıklı geliştiğini de, açıklıyorlar.
Kuzey, müzakerelerle ilgili açıklamaları, hep güney basınından öğrenmeye çalışır.
Güney basınının, haberleri ne kadar sağlıklı ?
Son mülkiyet konusundaki kriterlerle ilgili, güneyde yapılan açıklama, Kuzeyde reddedilmiştir.
Sn. Burcu, mülkiyet kriterlerinin, müzakeresine, başlanmadığını vurguladı.
Sn. Nami ise: Güneyde yayınlanan ve her 4 Kıbrıslı Ruma karşılık 1 Türk’ün vatandaş olacağı konusunda çıkan haberin, doğru olmadığını. bu haberlerin, yalan olduğunu söyledi.
Yani, her iki tarafta çıkan haberlerin, diğer tarafın yetkililerince yalanlanması karşısında, BM, yetkililerini harekete geçirdi.
“Mutabakata vardığınız konularda açıklama yapın “ çağrısında bulundu.
Çünkü, BM yetkilileri de, her iki taraftan çıkan çelişkili açıklamalar karşısında, bu açıklamayı yapma gereğini duydular.
Hatırlanacağı gibi, böyle bir teklifi, Sn. Talat, ideolojik olarak
ayni felsefeyi taşıyan ve Rum görüşmeci olan Hristofyas’tan da
talep etmişti.
Hristofyas, bunu reddetmişti.
Hristofyas’ın bu ret kararı ise, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde , Sn. Talat’a olumsuz etki yapmıştı.
BM‘nin söz konusu açıklaması, her iki taraftan da, ortak açıklamanın, sorunların çıkmasına neden olacağı gerekçesi ile, BM’nin bu açıklamasına, temkinli yaklaştıklarını da, Rum basınından öğreniyoruz.
Bu temkinli yaklaşımın arkasında, her iki liderin de, halklarının beğenmediği benimsemediği ve kabul edilemeyeceği kararların alınması karşısında, olabilecek tepkilerden korkmaları ve çekinmeleri.
Bir de, güneyde, genel seçimler var.
Müzakere masasında, mutabakata varılan konular içerisinde, Rum halkının benimsemediği ve karşı olduğu konuların olması halinde, Sn. Anastasiadis’in eski partisi DİSİ’nin de, oy kaybetmesinden çekinilmekte olduğu da bir gerçek.
Peki, iki liderin , mutabakatının sonucu, her iki halkın oyuna sunulmayacak mı ?
Evet sunulacak.
Nerde parça parça sunmak.
Nerde tümünü sunmak.
Parça parça sunulması halinde, her iki tarafta çıkacak olan papara karşısında , diğer konulara geçmek ve müzakere etmek bir hayli güçleşecek.
Dolayısı ile, Liderlerden bunu beklemek biraz zor.
BM‘nin de bunu, tek başına yapması çok zor.
Bu durumda, müzakerelerle ilgili haberlerin , güneyde başka, kuzeyde başka olarak çıkması, devam edeceğe benziyor.
Tabii, yalanlamalarla birlikte.
Her iki lider de, halklarına, müzakere masasında, nelerin olduğunu açıklamak zorunda.
Çağdaş Demokrasilerin gereği de, bu değil mi ?