Mülkiyet Kavgası

KKTC’nin en hassas konularından birisi haline geldi mülkiyet tartışması, bu tartışma Rumlarla anlaşma olsun veya olmasın uzun yıllar süreceğe benzer.

KKTC’nin en hassas konularından birisi haline geldi mülkiyet tartışması, bu tartışma Rumlarla anlaşma olsun veya olmasın uzun yıllar süreceğe benzer. Başlığı kavga diye de yazarken, mülkiyet tartışmasının uzun zaman içerisinde kavgaya dönüşebilme tehlikesi olduğu içindir.
KKTC’de şu anda yaşayan güney göçmenlerimizden hala Güney Kıbrıs’ta terk etmek zorunda kaldığı taşınmaz malının karşılığını alamayan birçok 1974 göçmenimiz var. Bu insanlarımızın mağduriyeti nasıl giderileceği, gerçekten çok ciddi bir sorun olarak her zaman karşımıza çıkacaktır. Gerçekte de bu şekilde mağdur olan vatandaşlarımızın konusu ciddiyetle masaya yatırıldı mı!
‘Mal canın yongasıdır’ diye ata sözümüzden haraket ederek ileride kavga olasılığını hep değerlendirmek gerekir. O zaman akla şu soru gelmektedir, “Kıbrıs da ikili görüşmeler neticesinde bulunacak antlaşma olasılığı ile mal mülk sorunu çözülecek. Peki ama nasıl?” Haklı da insanlarımız, birçoğu Annan Planı döneminde taviz verilecek bölgelerde yaşıyor. İkinci hatta üçüncü göçle karşı karşıya kalacaklar ve o dönem de bile nasıl tazmin edilecekleri açık ve net değildi.
Bugün gelinen noktada KKTC halkı arasında 1974 öncesi dönüşe doğru mu gidiyoruz endişesi seslendirilmeye başlandı. Gerçekte de KKTC’nin var olabilmesinin en büyük sorunu mülkiyettir. Rumlarla anlaşabilirsek, yeni federatif ortak bir Devlet ortaya çıkacak, o zaman sorun da ortak devlete yüklenecek, çözümü orada aranacak. Peki anlaşma olmaması gerçeğinde ne olacak diye bir soru karşılığında yetkililerden tatminkar bir cevap alınamıyor.
Mülkiyet sorununun AB mahkemelerine taşınmasını önlemek için yasa ile oluşturulan Mal Tazmin Komisyonu’nun çalışmalarının yavaş devam ettiği söylenmekte. Komisyona yüzlerce Kıbrıslı Rum vatandaşı müracaat etmiş, dava niteliği taşıyan bu müracaatların sonuçlanması beklenmektedir. Mülkiyet sorununun çözümlenmesinde bir yöntem olduğu düşünülen Mal Tazmin Komisyonu çalışmalarının çok verimli olduğu konusunda kaygılar var. Rum hükümeti her nekadar da bu Komisyon kararlarını tanımayacağını açıkladıysa da Larnaka’da Timvios isimli Rum vatandaşına Komisyon tarafından iade edilen Türk taşınmaz malı, Rum tarafını iyice karıştırdı. Timvios kendisine iade edilen mala gireceği açıklamasını yapınca o bölgeye 24 saat polis kontrolu gerçekleştirilmekte. AKEL, yeni genel sekreteri Andros Kiprianu, “bu iade kararını AB mahkemelerinin onaylamasından dolayı bizim yok saymamız mümkün değildir” demiştir , çünkü “Kıbrıs Cumhuriyeti” AB üyesi ülkedir.
Ancak bu günlerde Rum hükümeti önemli bir mülkiyet kararı daha yasallaştırdı. KKTC’de bulunan 74 öncesi Rum mallarını mal sahipleri istediği bir AB vatandaşı kişiye ve Kıbrıslı Türk’e satabilir. Rum vatandaşların (önceleri yasaktı) KKTC’de taşınmaz mal alabilirler yasağını da kaldırdı.
Ben inanıyorum ki Sayın Hristofyas bu kararı AB’ye de danışarak aldı ve KKTC’de özellikle yaşayan AB vatandaşlarının olası mağduriyetini önlemek vede yatırım yapan Kıbrıs Türklerini de Rum mallarını da yeniden satın almaya yönlendirmek olacak.
Kanımca bu uygulama KKTC ve yetkili tüm makamlarını devre dışı bırakmak için hazırlanan bir tezgahtır, bu konuda bizi idare edenlerden hiçbir açıklama gelmediğini de esefle takip ediyorum.
Bu haber 736 defa okunmuştur

:

:

:

: