Problemlerin çözümü

İnsan oğlu var olduğu günden bu güne, çevresi, yaşı, cinsiyeti, mesleği, görüşleri, inançları gibi hemen her alanda problemlerle karşılaşmış ve bunları çözmek için çeşitli yöntemler geliştirmiştir.

İnsan oğlu var olduğu günden bu güne, çevresi, yaşı, cinsiyeti, mesleği, görüşleri, inançları gibi hemen her alanda problemlerle karşılaşmış ve bunları çözmek için çeşitli yöntemler geliştirmiştir. Başlangıçta doğal olarak problemler bireyin yaşam algısıyla paralel özellikler gösterdiği cihetle bir kısım toplum bilimciler “kültür” kavramını, “toplumların problemleri çözme şekilleri” olarak tanımlama yolunu seçmişlerdir.

Gerçekten, ister iş isterse günlük yaşamımızda olsun, bütün ömrümüz karşımıza çıkan irili ufaklı problemleri çözmekle geçer. Bir yerden bir yere giderken hangi güzergahı izleyeceğimize karar vermek dahi bir problem çözümüdür.

Tabii ki, bu problemleri çözerken birtakım parametreleri göz önünde bulundurmak esastır. Bir yerden bir başka yere gidiş örneği üzerinden devam edersek, Şayet vaktimiz varsa daha manzaralı bir yolu seçebilirken, eğer zaman baskısı altındaysak çözüm kararımızı hangi yolda daha az trafik olduğunu öngörülmeyerek ve daha kısa güzergahı seçerek karar veririz.

Burada altı çizilmesi gereken söz, öngörülmemedir. Bir konuda öngörülmeme yapabilmek, yani probleme ilişkin geliştirdiğimiz çözümün olası sonuçlarını tahmin edebilmek için o öngörülmemeye temel teşkil edecek veri tabanına veya tecrübeye sahip olmak esastır.

Problemlerin çözülebilmesi sürecinde bazı temel aşamaların sırasıyla yerine getirilmesi genel kabul görmüş bir kuraldır. Bunlardan ilki; problemin varlığının bilinmesi ve kabul edilmesidir. İkinci aşama problemin anlaşılmasıdır. Problemin anlaşılması sözü ile kastettiğimiz problemi doğuran nedenlerin araştırılması, problemden etkilenenlerin araştırılması, problemin sınıflandırılması, yani bir başka deyişle problemin analiz edilmesidir.

Daha sonra bu analizden elde edilen veriler konuya ilişkin diğer verilerle çapraz bir biçimde değerlendirildikten sonra olası çözüm yollarının tespiti ve uygulanması ardından da çözümün verimliliğinin test edilmesi ve elde edilecek sonuçlara göre gerekli düzeltmelerin yapılarak yola devam edilmesi problem çözüm sürecini oluşturur.

Görüldüğü üzere, bir problemi çözebilmek için önce problemi kabul etmek, sonra tanımlamak, daha sonra parametreleri ortaya koymak ve ardından da bu veriler çerçevesinde karar oluşturmak esastır. Problem doğru tanımlanmadığı ve hatalı veriler çerçevesinde karar verilmeye çalışıldığı takdirde çözüme ulaşmak tabii ki mümkün olamaz. Bu nedenle, problemleri çözebilme yolunda geçirilmesi gereken aşamaları ortaya koyan birçok bilimsel metot geliştirilmiştir. Herbert Simon bu aşamaları: 1. Problemlerin tanımlanması, 2. Problemlerle ilgili verilerin toplanması 3.Probleme uygun olası çözüm yollarının sıralanması 4. Olası çözümlerin probleme uygulanması 5. Problem için en uygun olası çözümün seçimi 6. Çözüm sürecinin uygulanması olarak tanımlamaktadır.

Konuya böyle baktığımız zaman problemlerin çözümünün, hele hele bir ülkenin geleceğini etkileyebilecek problemlerin çözümünün, tam bir bilimsel çalışma şeklinde yönetilmesi, bütün verilerin bilimsel metotlarla toplanmasından sonra yine bilimsel teknikler kullanılarak ve ilgili tüm uzmanların katılımı ile yapılacak bir beyin fırtınalandırma toplantısının sonunda ortaya çıkacak kararlar neticesinde bulunup uygulanmasının gereği açıktır.

Problemleri, Kültürel , dini, etnik kabuller üzerinden hareket ederek tanımlamak, çözümleri de bu kabuller üzerinden geliştirmeyi doğal hale getirir ki, böylesi bir yaklaşım baştan sona yanlış sonuçlar doğmasına yol açar.

Dolayısı ile, niteliği ne olursa olsun, problemlerin ortaya çıkması aşamasında, bilimsel araştırmalara dayanmayan, kişisel kabuller çerçevesinde yapılan erken tanımların problemin çözümüne katkıda bulunmak bir yana, problemi derinleştireceği ve çözüme ulaşmayı zorlaştıracağı açıktır.
Bu haber 214 defa okunmuştur

:

:

:

: