Hayatın patikaları...

Bazı sözcükleri öyle çok seviyorum ki!

Bazı sözcükleri öyle çok seviyorum ki!
Patika sözcüğü de bunlardan biri... Çok kullanılmayan, dar, yan yol... İnsanların yürüye yürüye açtığı, iz bıraktığı kıvrımlı yollar...
Belki de diyorum kendi kendime, insanın ayak izini taşıdığından seviyorumdur....
Hayattaki birincil görevimiz nefes almak, varlığımızı sürdürmek, kısacası YAŞAMAK… Bunu yaparken de bir keşiş gibi hayatın patikalarında sakin ve dikkatli yürümek…
Her adımı, bilinçli atmak... Birini atarken diğer adımı hesaplamak... Elbette bunu yaparken de keyifle, gülümseyerek, güzele niyetlenerek yapmak...
Sevgiyle efendim...

ARIKUŞUM
arıkuşum,
mor kelebeğim
gölgeler döken erguvanım
döne döne hatırla çocukluğunu...
hatırla ki
temizlensin gülüşlerin
nisan yağmurları
yıkasın yüreğini...
sevgiye,
saygıya
dostluğa ada kendini...
Ayşe TURAL

HAYAT DERSLERİ...
Güne başlarken hep iyi düşünceler geçiriyorum aklımdan... Gün boyu iyilikler bekliyorum, mesela... Bazen aksilikler olmuyor değil. O zaman da öğrenmem gereken bir ders olduğunu düşünüyorum.
Bilmeceyi çözmeye çalışıyorum. İlkokuldaki TAVŞAN ile HAVUÇ BAHÇESİ resmi aklıma geliyor. Kıvrıla büküle giden yollardan doğru olanı bulmak gibi bir şey...
Hayat tıpkı bir okul... Her gün bize yeni şeyler öğreten bir okul... Sınıfta kalma lüksün yok ama... Yoksa hayata geç kalıyorsun o zaman...
Hangi konuda hata yaparsak, onu tekrar karşımıza çıkarıyor. Bu tıpkı, iyi öğrenemediğimiz konuda, öğretmenimizin bize ÖDEV vermesine benziyor. Hayat da derslerinin iyi öğrenilmesini istiyor elbette... Sorunların çözümünde aynı yolları denemeyin sakın... Boşuna zaman kaybı. Farklı yollar denemelisiniz...
İnsanı tanımanın, onunla başetmenin tek yolu: Her davranış sonrası öğrendiklerimizi UNUTMAMAK... Güzel gün dileklerimle...

MEVSİMLER
bence yazlar turuncudur inadına
kimine göre bazı yerlerde mavi de olabilir tabi...
sonbahar sarı
hatta çokça da kahverengi...
kış beyazdır alabildiğine
kelebekler düşer gökyüzünden melekler gibi...
bahara gelince
en çok pembeler yakışır
fuşyalar, morlar...
Ayşe TURAL

GÜNEŞ GİBİ...
Birinin sana elini uzatması için önce sen o insanın yüreğine dokunmalısın, derler...
Sanki güneş gibi... Güneş her canlıyı nasıl aydınlatıp ısıtırsa ; doğal olarak da çiçekler, bitkiler ve ağaçlar da ona doğru uzanır...
Biz de sevgimizi verirsek, dağıtırsak işte o zaman yürekler ısınır, güzelleşir diye düşünüyorum...
O yürekler de başka yüreklere dokunur...
Ne güzel ! Dünya sımsıcacık olur...

DAHA NE OLSUN...
Bir göz değer gözlerine
titrer kirpiklerin sevdadan...
Bir el değer parmaklarına
ısınır yüreğin sımsıcacık...
İki kol sarılır bedenine
delice çarpar yüreğin...
Ayşe TURAL

HAYALPEREST...
Kendimi bildim bileli hayal kurarım...
Hayal kurmaya bayılırım... Sanki hayal kurmazsam yaşam kaynağım kuruyuverecekmiş gibi gelir..
Kurduğum hayallerin ille de gerçekleşmesi gerekmez... Düşünmek bile beni çocukça sevindirir... Yaşama sevincim artar, neşelenirim...
Kimileri de ansızın oluverir... O an, işte o an dünyanın en mutlu insanı ben olurum...
Hayaller bana bir masal kitabı okurmuşum duygusu verir ve çoook mutlu olurum...
Bence hayal kurmaktan ve hayallerinizden asla vazgeçmeyin...

SEVGİLER ÖZEN İSTER
Sen
Sırça sarayını unutma gönlün
Koru. gözet her zaman
Sevginin kanatları
Çok naziktir dikkat et
Sevgiler özen ister...
Özgür bırak çırpınsın
Ormanında aşkın
Kuytu serinliğinde
Bir demet de ışık ver
Yakma güneşler gibi
Kurutma dalında gülü
Sevgiler özen ister...
Her zaman ince, nazik
İlk günkü gibi sevecen ol
Bir gün ulu bir çınar
Görmekse idealin
Öyleyse aşk fidanını
Üstüne titreyerek
Sevginle, saygınla yeşert...
Sevgiler özen ister
Asla unutma bunu....
Ayşe TURAL

GENÇLER!
Hayat YAZBOZ tahtası değildir...
Yaşamın içinde ani kararlar alıyorsunuz. Sanki hayat bir oyunmuş gibi davranıyorsunuz...
Evleniyorsunuz... Çocuklarınız oluyor... Ardından haydi boşanalım diyorsunuz... Hiç sıkıntıya tahammülünüz yok...
Başınızı sokacak eviniz, karnınızı doyuracak paranız, sağlıklı çocuklarınız var... Kıymet bilmek yerine birbirinizi incir çekirdeğini doldurmayacak konularla hırpalıyorsunuz...
Ayrılmak lafta kolay... Sonra omuzlarınıza yüklenecek, aklınıza gelmeyecek binbir zorluk yaşayacağınızı düşünmüyorsunuz değil mi?
Burun kıvırdığınız şu günlerinizi mumla ararsınız sonra... Rahat batıyor değil mi?
Etrafınıza bir bakın lütfen... Amansız hastalıklarla boğuşan aileler var...
Sağlıksız çocukları için ömrünü tüketen ana- babalar var...

Karnını doyuramayan, başının üstünde bir dam olmayan insanlar yaşıyor şu dünyada....
Siz de entipüften şeylerle kapris yapıp yuvanızı dağıtmak için elinizden geleni yapıyorsunuz...
Buna olsa olsa şımarıklık denir... Buldunuz da bunadınız... Sahip olduklarınızın değerini bilin... Yoksa ilerde başınızı taşlara da vursanız geri dönüş yolu bulamazsınız...
Hayat sizi ezmeden, güzel ve huzurlu yaşamanın yolunu bulun... Şımarıklık yapmayın...

GEZİNTİ
Birbaşınalığın labirentlerinde gezintiye çıkar yürek... Her köşebaşında umutlanır... Yüreği ağzında, kendi gölgesini O sanır...
Sözler sessizce dökülür kırık aynalar gibi ayaklarının dibine...
Bu haber 2930 defa okunmuştur

:

:

:

: