“MÜLKİYET BAŞLIĞININ ÜÇTE İKİSİNİ HALLETTİK”

Anastasiadis “uzlaşı noktalarını” açıkladı

Anastasiadis “uzlaşı noktalarını” açıkladı 

“Biz dönüşümlü başkanlığı kabul etmiyoruz, Kıbrıslı Türkler geçmişten kazanım görüyor”

“İade edilecek ancak bugün Kıbrıslı Türklerin ikamet ettiği bölgeler için süre gerekecek”

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis “mülkiyet başlığının üçte ikisini hallettik, 4 özgürlükle ilgili anlaşma var, nüfus oranında uzlaştık, 60 garantilerinin üstesinden gelindi” iddiasında bulundu. Politis, Anastasiadis’in, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile uzlaştıkları noktaları anlattığı söyleşiyi “Başkan Anastasiadis’in Politis’e Söyleşisi: Mustafa İle Uzlaştıklarımız” başlığıyla manşete çekti.

Anastasiadis, müzakerelerde karşılaştıkları, özellikle mülkiyetteki zorluklar aşılır ve federal devlet ile oluşturucu devletçiklerin anayasasının yazımı, ilk günle ilgili uygulama konuları, takvimler, uluslararası anlaşmalar listesi v.b. çözümün içermesi gerekenler teknik açıdan tamamlanırsa, 2016’da çözüm olabileceğine inanç belirtti.

Rum meclisini bilgilendireceği hatırlatılarak, “bir açıklama yapmanız gereken noktaya ulaştık mı” sorusuna karşılık “birilerinin, bazı Türk tezlerini öne çıkararak güya sonuç veya karşılıklı anlayış varmış gibi göstermesini veya çarpıtmasını izleyemem” dedi, şöyle devam etti:

“Ulusal Konsey’e var olan karşılıklı anlayış ve yakınlaşmalarla ilgili bilgi verdim. Buna rağmen Türkiye’den parti başkanlarının veya yetkililerin açıklamalarına atıfta bulunulduğunu veya kıymet verildiğini işitiyorum. Bu da gerçeği yansıtmayan bir görüntü veriyor. Örneğin, müzakerelerin konfederasyona doğru gittiğini savunan parti veya partiler var. Bu gerçek değildir. Müzakereler iki toplum arasında yapılıyor ve Akıncı’nın Eroğlu’ndan farkı buradadır.

“OLUŞTURUCU DEVLETÇİKLER ÖNCEDEN VAR OLMAYACAK, ANAYASADAN KAYNAKLANACAK”

Oluşturucu devletçikler Anayasa’dan kaynaklanacak, yani Anayasa’dan oluşacaklar. Önceden mevcut değildirler, varlıkları Anayasa’dan kaynaklanacak. Tek egemenlik, tek uluslararası temsiliyet ve elbette vatandaşlık kabul edildi. Devletin uluslararası temsiliyeti tek ve bir olacak ve bu da uluslararası anlaşmaların, bütün federal devletlerde geçerli olan bir-iki alan hariç, devletçikler tarafından değil merkezi hükümet tarafından yapılacağını dikte eder.”

BİRİNCİL VE İKİNCİL MÜLKİYET MAHKEMELERİ…

Gazetenin “Mülkiyette gerilemeler var mı? Olgular, muhtemelen de Omorfo (Güzelyurt) ile de bağlantılı bir noktaya mı takıldı” sorusuna karşılık “rica ederim bölgelerden söz etmeyelim” vurgusunu yapan Anastasiadis, devamla şunları söyledi:
“Mülkiyette önemli ilerleme oldu ama zorluklar olduğunu da söylememiz gerekir. Birincil ve İkincil Mülkiyet mahkemesi olacağına göre olgular kriterlerle belirlenemez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadına, Pinheiro ilkelerine uyumlu kriterlerde uzlaşıldı ama iyi niyetle aşılacağına inandığım zorluklar da var.

“MÜLKİYETTE ÖNCELİK… MAL SAHİBİNE İLK YIL İÇERİSİNDE BAŞVURMA HAKKI TANINIYOR”

Öncelikle, hukuki çarelerde uzlaşıldı. Mal sahibi tamamen iade, kısmi iade, alternatif mülk, takas veya tazminat talep edebilir. Mülkiyet komisyonu olacağında uzlaşıldı. Prosedürün hızlanması için Komisyon en az 10 bölümden oluşacak. Mal sahibine ilk yıl başvurma hakkı tanınıyor. Yani mal sahibine hukuki çarelerle ifade edilen haklar ötesinde, ilk yıl içerisinde istediğini talep etme hakkı da veriliyor.”

“BÖLGE İSMİ VE HARİTALARDAN KAÇINILMA SEBEBİ İÇ SAVAŞ BAŞLATMAMAK”

Anastasiadis “anladığımız kadarıyla toprağa hiç değinmek istemiyorsunuz ancak bizim tarafın hareket ettiği bazı kriterler olup olmadığını sormadan edemeyiz. Örneğin, kıyı şeridi konusu öncelikli olarak ortaya konuluyor mu?” sorusu üzerine “evet, kriterler var” dedi, şöyle izah etti:

“Kriterlerin, isim veya haritalar olmadan, en azından görüşülmesine çabalanıyor ve şimdilik isimlendirme ve haritalardan kaçınılmasının sebebi, iki toplum arasında hangi bölgelerin iade edileceği, hangilerinin edilmeyeceği konusunda bir iç savaşa neden olmamaktır.”

“Müzakere edilen çözüm çerçevesinde federal bölgeler olacak mı?” sorusu üzerine “bizim tezimiz; toprağın, halkın, ekonominin, v.b. birliği ifadesiyle istediğimiz ve kast ettiğimiz; dört özgürlükle birlikte uygulanacak; ister federal bölgeler ister özel statülü bölgeler olsun, özel statüler olması gerektiğidir.”

ÇÖZÜMÜN MALİYETİ DENEN ŞEYİN ÜÇ AYAĞI OLACAK...

Anastasiadis’e çözümün maliyetiyle şunları söyledi:

“Planlama gerekir, öncelikle, tazminatlarla ilgili maliyeti tam olarak bilmemiz gerekir ki bu da toprak düzenlemelerine bağlıdır. Ardından, fon kurulması, bağışçılar konferansı, karşılayacağımızın ne olduğunu görmemiz, daha sonra da nerden para alabileceğimiz, borca kimin teminat vereceği –çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti borca teminat veremez, böyle bir durumda kamu borcu fırlar ve büyük sorun yaşarız- ve aynı zamanda borcun veya yatırımların ödenmesinin Kıbrıs halkına kalmayacak şekilde güvenceye alınması gerekir.”

“BİZ DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIĞI KABUL ETMİYORUZ, KIBRISLI TÜRKLER GEÇMİŞTEN KAZANIM GÖRÜYOR”

“Başkanlık sisteminde mi kalacağız?” sorusuna, başkanlık sistemi tercih edilir görünüyor çünkü bir istikrarı var” cevabını veren Anastasiadis “dönüşümlü başkanlık ?” sorusuna karşılık şunları söyledi:

“Masadaki konulardan biridir ve elbette müzakere konusudur. Biz, dönüşümlü başkanlığı kabul etmiyoruz, bu kesin. Dönüşümlü başkanlığı, geçmişten kazanım olarak gören öteki tarafın karşı tutumu da kesin.”

RUMLARIN ÇÖZÜMÜN İLK GÜNÜ ALACAKLARI…

Gazetenin “Kıbrıslı Türklerin, çözümden paylarına düşeni ilk günden alacaklarını söylediniz. Peki biz ne alacağız?” sorusu üzerine şunları söyledi:

“Örneğin: kapalı Maraş’ın iadesi. Ara bölgenin iadesi. Toprak düzenlemeleri içerisinde olup meskûn olmayan (içinde yaşanmayan) bölgelerin iadesi. Önemli sayıdaki işgal askerinin çekilmesi. Bütün bunları gerçekleştirebilecek durumda olmalıyız. Çünkü yarın, mayınlı olduğu ve mayın temizleme yapılması gerektiği iddia edilebilecek bölgeler var. Bu zaman gerektirir. Askerlerin çekilmesi. Önemli miktarının azat (terhis) edilebilmesi için her halükarda işgal ordusunun yeniden organize edilmesi gerekecek. Çözümün ilk gününden önce göğüslenmesi gereken pratik sorunlar dediklerim bunlardır.”

“NÜFUS ORANININ ŞİMDİ DE GELECEKTE DE KORUNMASINI GÜNDEME GETİRECEK KARŞILIKLI ANLAYIŞ VAR”

Anastasiadis “Nüfusta anlaşma var mı?” sorusuna şu cevabı verdi:

“Nüfus oranının korunmasını ve oranın gelecekte de korunmasını, dış faktörler tarafından bozulmamamızı gündeme getirecek bir karşılıklı anlayış var. İki bölgeli, iki toplumlu derken ne kast ediyoruz? Bir toplumun oluşumunu ötekilerin varlığıyla kirleteceğim mi? İki toplumluğun korunması için eyaletlerden biri veya diğerinin vatandaşı sıfatının edinilmesine kriter getirilebilir. Ancak bu serbest dolaşımı, yani temel özgürlükleri engellemez.

Gazetenin “mülkiyet edinme hakkı da dahil mi?” sorusuna “Elbette” cevabını veren Anastasiadis “ oy hakkı düzenlemesiyle mi?” sorusuna da “Tamamen, bir eyaletten diğerine taşınacak vatandaşların siyasi haklarının düzenlenmesi konusudur” dedi.

“TEK BAŞINA ÇÖZÜMÜN MODELİ BİLE KIBRISLI TÜRKLERİN ENDİŞELERİNİ GÜVENCEYE ALIR”

Güvenlik ve garantiler konusuyla ilgili müzakerelerin hangi noktada olduğu sorulduğunda “detaylar en son görüşülecek olmasına karşın, Kıbrıs Türk tarafınca da ifade edilen; 1960 garanti ve ittifak anlaşmalarının tamamen farklı şartlar altında olduğu ve bugünkü şartların tamamen farklı olduğu karşılıklı anlayışı vardır” dedi, şunları ekledi:

“Müzakere zemininin, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon öngördüğünü dikkate almalıyız. İki bölgelilik idari sınırları belirler, iki toplumluluk da o idari sınırlar içerisindeki toplumun bölgeyi idare edeceğini. İlaveten, merkezi hükümetin de bir eyaletin de öteki toplumun yetkilerine müdahale edemeyeceği konusunda anlaşmaya varıldı. Dolayısıyla tek başına çözümün modeli bile, Kıbrıslı Türklerin endişelerini güvence altına alır. Ancak bunun ötesinde Kıbrıs, insan haklarının uygulanmasını güvence altına alan en büyük unsur olan AB üyesidir ve öyle kalacaktır. Hali hazırda gözetimi altındayız. Üye devletlerin kararlarının yüzde 80’i demeyim ama yüzde 75’i aslında Brüksel’de alınıyor.

Yunanistan garantileri kabul etmiyor, İngiltere toplumlardan biri itiraz ederse garantör olmayacak, dolayısıyla, çözüm içerisinde geçmişten gelen endişeleri tatmin edici, ancak ne federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ne de toplumların garantör güçlere veya askeri koruma anlaşmalarına ihtiyaç duyması için müzakerede dikkate alınması gereken yeni unsurlar var.”

Anastasiadis “Federal devletin ordusu olacak mı?” sorusuna “Biz, AB üyesi devlet olarak, gerek arama ve kurtarma gerek sınırların korunması gerek terör, insan kaçakçılığı ile mücadele ve AB’ne etkin katılım açısından bir askeri kuvvete gerek olduğu görüşündeyiz” cevabını verdi.

“İADE EDİLECEK ANCAK BUGÜN KIBRISLI TÜRKLERİN İKAMET ETTİĞİ BÖLGLER İÇİN SÜRE GEREKECEK”

Gazetenin “Annan planının olumsuzluklarından biri de uzun takvimlerdi. En kısa sürede askerlerin çekilmesi, toprağın iadesi için öngörü var mı?” sorusuna karşılık Anastasiadis “Burada da çözümün öngördüklerinin tamamının en kısa zamanda uygulanması gerektiği konusunda tam bir karşılıklı anlayış var. Bazı pratik sorunlar olacak. Örneğin, iade edilecek ancak bugün Kıbrıslı Türklerin ikamet etmekte olduğu bölgeler için bir süre gerekecek, yer değiştirmek zorunda kalacak kişilerin evsiz kalmaması için, fonun veya imar fonuna yatırımların gücüne göre, en kısa zamanda” dedi.
Bu haber 238 defa okunmuştur
  • aynur yılmaz  ankara - 08.02.2016 yapılan açıklamalara bakılacak olursa anastasiadis e göre uzlaşma noktalarını kendilerine göre açıklamış,mülkiyet konusunda yine türkler yerlerinden olacak,türklerin bir kazanımı görünmemektedir. maraş ın iadesi,ara bölgenin iadesi, türk askerinin derhal çekilmesi,olası bir durumda müdahale hakkının bulunmaması, böyle bir çözüme nasıl EVET denir, anlamakta zorlanıyoruz, yoksa rum lar rüya mı görüyor, orta dogu da yaşanan olaylar ortada , ada da huzur ortamının bozulmaması gerekir, masa da türk lerin hiç bir önerisi isteği kabul görmemektedir.yanlış yanlış la çözülmemeli, kısaca ada dan TÜRK izinin silinmemesi için dikkatli olunmalıdır,

:

:

:

:

DİĞER HABERLER