Tüketici Köşesi

Tüketicilerin korunması alanında Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Ticaret Dairesi Müdürlüğü olarak, 2003 yılında yürürlüğe girmiş ve uygulanmakta olan “Tüketicileri Koruma Yasası’nın nasıl uygulandığı nelerin yapıldığını kısaca tekrardan sizlerle paylaşıp asıl önemli bir konu olan TC-KKTC arasında imzalanan protokolden bahsetmek istiyorum.

Tüketicilerin korunması alanında Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Ticaret Dairesi Müdürlüğü olarak, 2003 yılında yürürlüğe girmiş ve uygulanmakta olan “Tüketicileri Koruma Yasası’nın nasıl uygulandığı nelerin yapıldığını kısaca tekrardan sizlerle paylaşıp asıl önemli bir konu olan TC-KKTC arasında imzalanan protokolden bahsetmek istiyorum.

2003 yılında yürürlüğe giren 2010 yılında revize edilen bu yasa altında çıkarılan 8 tane tüzüğümüz mevcuttur.

1) Etiket Tarife ve Fiyat Listeleri Tüzüğü

2) Kampanyalı Satışlar Tüzüğü

3) Kapıdan Satışlar Tüzüğü

4) Mal ve Hizmetler Hakem Heyeti Tüzüğü

5) Tüketici Konseyinin Çalışma Usul ve Esaslar Tüzüğü

6) Sanayi Mallarının Satış Sonrası Hizmetleri Hakkında Tüzük

7) Tanıtma ve Kullanma Kılavuzu Esaslar Hakkında Tüzük

8) Ticari Reklam ve İlanlar Tüzüğü

Ekim 2012 yılında:

9) Ticari Garantiler, Garanti Belgesi ve Kusurlu Malların Onarımına İlişkin Esaslar Tüzüğü

10) Paket Tur sözleşmelerine ilişkin Usul ve Esaslar Tüzüğü

11) Tüketici sözleşmelerinde Haksız Kusurlar İlişkin Tüzük

12) Devre Tatil Sözleşmelerine İlişkin Tüzük

Çalışmalarımız devam etmekte ALO 171 nolu hattımıza gerekirse bizzat Dairemize yapılan tüketici şikâyetleri değerlendirilip çözüme ulaştırılmaktadır.
26.02.2016 tarihinde TC Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Bülent Tüfekçi ile Ekonomi Sanayi ve Ticaret Bakanı Sn. Sunat Atun arasında “Tüketicilerin Korunması Konusunda İşbirliği Protokolü” imzalanmıştır.

Bu Protokolün konusu; Tüketicilerin sağlığını, güvenliğini ve ekonomik çıkarlarını korumak ve iki ülke arasında ikili ticareti teşvik etmek amacıyla iki taraf arasında tüketiciyi koruma ve piyasa gözetimi alanlarında karşılıklı ve devamlı işbirliği çerçevesinin ortaya konulması koşullarını belirlemektedir. Hayırlara vesile olması dileğiyle…
Bu hafta anlatacağım konu ülkemizde faaliyet gösteren bir GSM şirketinin tarifesi ile ilgili gelen şikâyet üzerinedir. Tüketici GSM şirketinden bir hat aldığını, hattın üzerine 30 TL’lik limit koydurduğunu, Bu hattı yeğenine verdiğini, ülke içinde sorunsuz olarak kullandığını, ancak yeğeninin 1 aylık bir süre için Türkiye’ye gittiğini, orada iken hiç kimseyi aramadığını, ancak Kıbrıs’tan kendisini arayanlar olduğunu, hattın nasıl olsa 30 TL limiti var para bitince kendiliğinden hattın arama ve aranmaya kapanacağını düşündüklerini, ancak ay sonu fatura geldiğinde 570 TL’lik bir meblağ talep edildiğini öğrendiklerini, kendilerine her konuda bildirim SMS’i gelmesine rağmen limit aşımı ve roaming hakkında hiçbir uyarı ya da SMS gelmediğini, bu meblağın haksız olarak talep edildiğini ve mağdur olduğunu belirtmiştir.
GSM şirketi temsilcileri ise; 'Türkiye ve yurt dışında yapılan görüşmelerde, hat giden aramalara kapalı olsa dahi gelen aramaların ücretlendirileceği -hususu da dâhil benzer birçok hususu her mecradan' duyurmakta olduklarını; Şikâyetçinin imzalamış olduğu abonelik sözleşmesi uyarınca kısaca 'yurt dışında iken gelen aramaların ücretlendirileceğini' kabul ettiğini; keza şikâyetçi tarafından imzalanan limit işlemleri formunda GSM operatörünün Türkiye ve yurt dışında yapılan görüşmelerde hat giden aramalara kapalı olsa dahi gelen aramaların ücretlendirilmesi nedeni ile doğabilecek limit aşımından sorumlu olmadığının belirtilmiş olduğunu; şikâyetçiye çıkarılan faturalanın içinden Türkiye'de gelen aramaların kullanıldığı GSM operatörüne kendileri tarafından ödeme yapılacağını tüm bu sebeplerle şikâyetçinin bu meblağı ödemekle yükümlü olduğunu iddia etmiştir.
Hakem Heyeti tarafları dinledikten sonra: Taraflar arasında olgusal olarak en önemli ihtilaflı nokta ise: limiti dolan abonenin hattının yurt dışında iken gelen aramalara açık olacağı ve ücretlendirmeye devam edeceği hususunda bir anlaşma olmadığıdır. Bu hususta öncelikle, abonelik sözleşmesine bakmak gerekmektedir. Bu sözleşmeye baktığımız zaman şikâyet edilenin de müdafaa yazısında belirttiği üzere yurt dışı kullanımında gelen aramalarda ücretlendirileceği yönünde bir hüküm olduğu açıkça görülmektedir.
Fakat burada önemli olan ve dikkat çeken nokta, limitli bir hattın gelen aramalara açık bırakılacağı yönünde bir hükmün olmamasıdır. Dolayısı ile sözleşme hükümlerine bakarak bu mesele hakkında bir neticeye varmak mümkün olmayacaktır. Her halükarda, sözleşmenin, şikâyet edilenin yetkilisinin de ifadesiyle, önceden hazırlanmış olduğu, şartlarının sabit ve değiştirilemez olduğu; bunların müşteri i]e müzakere edilmesinin söz konusu olmadığı hususları kabul edilmiştir. Bu durumda mezkûr sözleşmeyi Tüketiciler yasası madde 20(1), 20(2) ve 20(3) çerçevesinde değerlendirdiğimiz zaman, sözleşmenin bu mesele ile ilgili yukarıda geçen maddesi ve/veya maddelerini “haksız koşul' olarak kabul edip. Şikâyetçi için bağlayıcı olmadığı yönünde bulgu yapmıştır.
Şikâyet edilenin iddiasında, limit işlemi için bir form doldurup imzalamış olduğunu; bundan itibaren faturasını 30 TL'yi geçmeyeceğinin kendine söylenmiş olduğunu, bunun dışında herhangi bir bilgi verilmemiş olduğunu iddia etti. Diğer taraftan şikâyet edilen, adı geçen formun arka tarafında iddialarını destekleyecek yönde düzenlemelerin olduğunu iddia etmiştir. Gerçekten de mezkûr formun arkasında şikâyet edilenin iddialarını destekler mahiyette bir takım ifadeler olabileceği görülmektedir. Fakat mezkûr formun arka tarafındaki bu maddelerin olduğu sayfanın şikâyet edene imzalatılmamış olduğu görülmektedir. Hatta şikâyet edilen yetkilisinin ifadesine göre genel uygulama arka sayfadaki bilgilerin müşteriye imzalatılmadığını, bu meselede de arka sayfadaki bilgilerin müşteriye okunmadığını ifade etmiştir. Tüm bunları bir bütün olarak değerlendirdiğimiz zaman şikâyet edenin mezkûr formun arkasındaki maddelerden haberi dahi olmadığı dolayısı ile bu hususları kabul ve taahhüt ettiği yönündeki iddiaları geçersiz bulur. Bu yönde bulgu yapılır.

Yine şikâyet edilen yetkilisinin ifadesine göre, limitli hatlarda limitin takriben %70'ine ulaşıldığı zaman aboneye bir uyarı mesajı gönderdiklerini ifade etmiştir. Hâlbuki bu meselede mezkûr hattın kullanım miktarı limitinin yaklaşık 18 katına ulaşmış olmasına rağmen, limitin bu kadar aşıldığı yönünde herhangi bir uyarı gönderilmemesini, şikâyet edilenin böyle bir akdi yükümlülüğü olmamasına rağmen, tüketiciyi yanıltıcı ve iyi niyetli olmayan bir davranış olarak görür. Bu yönde bulgu yaparız. Şeklinde tespitlerde bulunmuştur. Bu tespitler ışığında tüketicinin borcunun sadece 30 TL olduğu yönünde karar vermiştir.
Bu haber 311 defa okunmuştur

:

:

:

: