Bu günkü yazımızın, iki konusu var.
Başlığından da, okuduğunuz gibi, memlekette, tantana yaratan Spor Koordinasyon Ofisinin açılması ile, ortaya çıkan veya çıkarılan tantana.
Ülkeyi, bu kadar germeğe, ne gerek var ?
“Devletin Egemenliği” elden gitti diye, feryat edenler.
Bu Egemenliğin, Federal bir yapıda, ortadan kalkacağını veya elden gideceğini gördükleri halde, buna, hiçbir tepkisel harekette bulunmadıklarına şaşıyoruz .
Yoksa, Egemenlik sadece, kuzeye karşı mı ?
Yapılan bir protokolün, uygun bulma anlaşmasının, Meclisimizden geçmesi demek, salt bu protokolün, yürürlüğe girdiği anlamını taşımaz.
Meclis onayı, sürecin bir parçası.
Diğer parçaları, Cumhurbaşkanlığı ve Resmi Gazete.
Daha bunlardaki süreç devam ediyor diğerine başlanmadı.
Devletler Umumi Hukukunda bir kriter vardır.
Tanınsın, tanınmasın o kriter, tüm Devletlerde uygulanır.
Bu kriter: Mütekabiliyet, ilkesi.
Bu, biraz farsça.
Öz Türkçesi, karşılıklılık ilkesi veya kriteri.
Konu, şimdi Anayasa Mahkememizde, görüş vermek için görüşülecek.
Anayasaya uygun, görüşü verilirse, mesele yok.
Yok, aykırılık görüşü verilirse, aykırı maddeleri düzelterek veya külli, Anayasaya aykırı görüşü vererek, Sn. Cumhurbaşkanına gönderecek.
Sn. Cumhurbaşkanı, takdirini kullanarak, ya onaylayıp, Resmi Gazeteye gönderecek veya onaylamayıp, Meclise geri gönderip, Anayasaya aykırılık varsa Anayasaya uygun hale getirilmesini talep edecek.
Yani uygunluk veya onay yasası, bu aşamada Anayasa Mahkemesinde incelemede.
Sanki, yasa Resmi Gazetede yayınlanmış gibi, memleketin altı üstüne getirilmeye çalışılmakta .
Yukarıda, mütekabiliyetten bahsettik.
Bu protokolle, yapılacak her neyse bir Devlette ne olacaksa, diğerinde de, ne bir eksik, ne bir fazla aynisinin olması gerekir.
Veya bir Devletin, Egemenliğine, halel getirici unsurlar varsa düzeltilir.
Bu gibi olaylar ve durumlar, ileride de, meydana gelecek.
Bizi tanıyan, tek ülke, Türkiye’dir.
Bu Ofisler oluşacağına, Türkiye‘de Kıbrıs İşlerinden sorumlu Devlet Bakanlığı olduğu gibi, bizde de, buna benzer bir Bakanlık oluşturulamaz mı ?
Ada ile tüm ilişkiler, direk bu Bakanlık eli ile olsun.
Alt birimler de, oluşturulabilir.
Hem, bu kadar da tantana çıkmaz.
Her sıkıntılı sorun için, ayrı ayrı ofisler oluşacaksa, bunun altından kalkmak, zor olmayacak mı ?
Bu önerimizin, dikkate alınacağını umarak, bu konuyu kapatıp. Yine Türkiye ile bağlantılı olan hayati bir soruna, kısaca değinmek istiyoruz.
Altı ay öncesinden, Anadolu’dan gelen suyun, evlere akması gerekirken, havaların müthiş ısınması ile birlikte su sıkıntısını kamçılayan iklim nedeni ile, insanlarımız bilhassa kuzey bölgesinde müthiş, su sıkıntısı içerisinde.
Hükümet, Belediyeler suyun ücretini belirlemeden, tüm KKTC
Vatandaşının, ton başına alacağı suyu da belirlemelidir .
Aksi takdirde, Belediyeler arasındaki, fiyat farklılığından dolayı,
İleride anomali yaratılabilir.
Belediyelerimiz bizzat çok sıkı su tasarrufuna, gitmelidirler.
Su ile oluşan, Yeşil alan projelerinden, derhal vaz geçmelidirler.
Yeşil alanlar yaşatmak için, tonlarca su, bu alanlara akıtılmakta.
Bunun ceremesini de, halktan almak insafsızlık olmayacak mı ?
Suni yeşil alanlara veya su ile olmayacak düzenlemeler, gitmelidirler.
18 Belediye, suyu istiyor.
Vatandaş, ödeyeceği su parasının, ton başı fiyatını, öğrenmek istiyor.
Hükümet, bu konuyu yıldırım sürati ile halletmelidir.
Daha fazla ahaliyi bekletmeye, hiç kimsenin hakkı olmaması gerek.