Bazı oyuncuları bu zorlukların üstesinden gelebilmeleri için oldukça büyük engelleri vardı, bir yandan ise bazı ülkeler için bahis oranları adeta onların aleyhine işlenmiş gibiydi.
Jakub Błaszczykowski
Bazı insanların hayatlarında sorun doğar doğmaz başlamıştır ancak belki de hiçbiri Polonya Milli Takımı'nda forma giyen Jakub Blaszczykowski kadar tramvatic olmamıştır. Błaszczykowski daha 10 yaşındayken babasının annesini öldürmesine şahit olmuştur.
Bir dönem futboldan uzak kaldı, bu durum annesinden sonra ailesini daha iyi bir şekilde hayatta kalmalarını sağlamak içindi. Bugün bile attığı her golü annesine ithaf eder.
Petr Cech
Her futbolcu saha içerisinde mutlaka sakatlık geçirmiştir. Bazı futbolcular diğerlerine göre daha ciddi sakatlıklar geçirmiştir. Petr Cech, Ekim 2006'da Stephen Hunt ile çarpışarak ağır bir sakatlık geçirdi.
Cech sahalara yeniden dönebildiği için oldukça şanslı. Üstelik sahalara döndükten sonra da performansını arttırmayı başardı.
Geçirdiği sakatlıktan 3 ay sonra yeniden Premier Lig'de forma giymeye başladı. Sahalara döndüğü ilk maç ile birlikte tam 8 maç üst üste kalesini gole kapattı. 2 lig şampiyonluğu, 4 FA Kupası, 2 Lig Kupası, 1 Şampiyonlar Ligi ve 1 UEFA Avrupa Ligi şampiyonluğu gördü. Rahatlıkla söyleyebiliriz ki Cech, bu kadar ağır bir sakatlık geçiren ve sahalara döndüğünde bu kadar başarılı olan isimler arasında zirvede.
Cristiano Ronaldo
O 3 kere Ballon d'Or ödülünün sahibi ve tartışmasız modern futbolun en iyi futbolcularından biri olabilir ancak Ronaldo'nun kariyeri neredeyse başlamadan sona eriyordu.
Ronaldo henüz 15 yaşındayken kalp çarpıntısı tanısı konuldu ve lazer tedaviyle sağlığına kavuştu. Genç Ronaldo sahalara dönmesiyle birlikte bugünün gol makinesi oldu ve dünya genelinde milyonlarca hayran kitlesine ulaştı.
Annesi daha sonra yaptığı açıklamada 'Koşmadığı zamanlarda kalbi çok hızlı atıyordu. Sporting'teki yetkililer beni bilgilendirdiler ve ben de hastanede tedavi görebilmesi için gerekli evrakları imzaladım. Sorunu çözmek için lazer tedavisini uygun gördüler' ifadelerini kullandı.
Jerome Boateng
Bir futbolcunun ırkçı hakaretlere maruz kalması ne yazık ki olağan bir durum haline geldi. Hem taraftarlar hem de rakip takım futbolcuları tarafından. Ancak bir politikacı tarafından böyle bir durum hiç görülmemişti.
Almanya'da tanınmış aşırı sağ parti üyesi, Paris'teki şampiyonann başlamasına bir aydan az bir süre kala Boateng hakkında ırkçı ağırlaştırılmış açıklamalar yaptı. Bu durum başarılı savunmacının Fransa yolculuğunu olumsuz etkiledi.
Boateng buna karşın ağırbaşlı kalmayı başardı ve bu ırkçı yorumlarla ilgili 'Ben de bu konu ile ilgili konuşmak istemiyorum ve bu insanlara da dikkat çekmek istemiyorum. Ayrıca takım arkadaşlarımdan daha fazla dikkat çekmek de istemiyorum' ifadelerini kullandı.
Başarılı futbolcu kendisine yönelik sözlere en iyi cevabı sahada verdi ve Almanya Top 16'da Slovakya'yı 3-0 yenerken takımın ilk golü Jerome Boateng'ten geldi.
Cesc Fabregas
İspanyol futbolcu Cesc Fabregas, 2010 yılında Arsenal'de oynarken, hem geçmişteki hem de geleceğindeki takımı Barcelona ile karşı karşıya geldi. Carles Puyol'un müdahalesi ile yerde kalan Fabregas penaltıyı gole çevirerek skoru 2-2'ye getirdi.
Penaltı atışından sonra ayağında ağrı hisseden Fabregas'ın ayağının kırıldığı anlaşıldı ancak Fabregas, takımının oyuncu değişiklik hakkı kalmadığı için oyunda kaldı.
İzlanda
Bu küçük ülkenin şu ana kadar EURO 2016'da yaptıklarından tabii haberdarsınız. İzlanda bugün hayal ettiğinin çok ama çok daha ötesinde.
Genel olarak volkanik patlamalarıyla bilinen ülke, bugün Avrupa futbolunda şok etkisi yaratan skorlar elde ediyor. Herhalde çeyrek finale gelene kadar hangi ülkeleri geride bıraktıklarını saymamıza gerek yok değil mi?
Sadece 330 bin nüfusa sahip olan bu küçük ülke, Top 16 turunda dün İngiltere'yi 2-1 mağlup ederek futbolun beşiğinin bugüne kadar aldığı en üzücü mağlubiyetin mimarı oldu. İzlanda artık sadece süpermarketlerden aldığınız dondurulmuş ürünlerden aklınıza gelmeyecek.