Yalçın CEMAL
yalcincemal@hotmail.com

Bunlar, görüşülmekte olan başlıkların, en iyi huylu olanları.
Diğerleri, biraz huysuzluk yaratıyorlar.
Örneğin; Yönetim ve Güç paylaşımı, Mülkiyet, gibi başlıklar.
Garantiler ve adadaki TSK varlığı ise, her yere tuz biber ekiyor.
Adayı ziyaret eden, ABD ‘nin Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland, güneyde Anastasiadis’le yaptığı görüşmede, güneyin, her zaman yaptığı taktiği, bu sefer de Anastasiadis yaparak, Sn. Akıncı’yı atlayarak, dolaylı olarak da olsa Nuland aracılığıyla, Ankara ile temasa geçmenin yollarını aradı.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuland’ı, arabulucu olarak, Ankara’ya isteklerini bildirmesi için, bir nevi aracılık yapmasını istedi.
Görüşmelerde, hakemliği, arabuluculuğu reddeden kabul etmeyen Anastasiadis, Filelefteros gazetesinin haberine göre, Nuland’ın , Ankara’ya mesajını iletmesini istedi.
Sadece bu değil.
İsteklerinin, kabul edilmesi ile ilgili Türkiye’ye baskı yapılmasını da istedi.
Filelefteros’un haberine, bakılacak olursa; bu istekler veya olmazsa, olmazları:
Yönetim ve Güç paylaşımında, Türk tarafının tezlerindeki olumsuzluk olarak gördüğü, Dönüşümlü Başkanlık sistemi.
Hatırlanacağı gibi buna, baş papaz da, karşı çıkmıştı.
“Dönüşümün Türk tarafında olduğu sürece o koltukta oturacak olanın, hiçbir yetkisinin olmaması gerektiğini, bir Türkün asla, Helen Halkını yönetmesinin, kabul edilemeyeceğini.”Sesinin en yüksek
seviyesinde, avaz avaz bağırmamış mıydı ?
Mülkiyette ise 1974 öncesi tapuların, geçerli olma iddiası.
Bunu desteklemek için de, AB dört temel özgürlüğünün uygulanması.
Başka; Garantiler ve adadaki TSK varlığının, sonlandırılması.
Bunların olmaması halinde ise, bir anlaşmanın mümkün olmayacağını, Ankara’nın, bunları kabul etmesi için, ABD’nin Ankara üzerine her türlü baskıyı uygulamasına da, talepte bulundu.
Kim mi ? Anastasiadis efendi.
Sevsinler bu efendiyi.
Bu istekler olur ise, onlara göre bir anlaşma, ancak mümkün olur.
Bu isteklere dayanan bir anlaşma, adada var olan barış ortamını allem kallem eder.
Adada, Allah korusun, 1974 ‘ün gerisindeki olaylardan, beş beteri olur.
Şimdi garantörlük sistemine bağlı olarak KKTC‘de bulunan TSK‘ne rağmen , Güneyde Türklere yapılanlara bakılırsa, bunların gerçekleşmesi halinde ise, nelerin olacağını anlamak için, kahin olmaya gerek yok.
Anastasiadis br rüya görüyor, halkı ile birlikte !
Adayı, 1974 öncesine dönüştürmek.
Bu rüya o kadar içlerine işlemiş ki, bundan vaz geçmeleri mümkün değil.
Anastasiadis ve Rum tarafı, bu rüyanın gerçekleşmesi için, can simidi olarak, ABD yönetimine bel bağladı.
Bel bağladığı yönetim ise, Beyaz Sarayda, pılı pırtıyı toplamakla meşgul.
Onlar, kendi dertlerinde.
Rusya ise, dev gibi bir ülke olan Türkiye’yi, Kıbrıs için heba eder mi?
İlişkilerin, yeni yeni normalleştiği bir dönemde.
Putin, bunu yapar mı ?
Değerli okurlar.
Çok önemli, bir gelişme.
İtalya’nın, ENİ Petrol Şirketi, sözde Güneyin MEB‘de 2017‘de sondaja başlıyor.
Bunu yapan, Güney yönetimi.
2016 ‘da, çözümü ağzına alan Rum yönetimi, ne kadar gerçekçi ve iyiniyetli olarak görülebilir ki ?