Yalçın CEMAL
yalcincemal@hotmail.com
Darbe günü, bir çok çevre tarafından bunun “Bir kurgu, bir senaryo“ olduğu iddiaları da, ortaya atılmıştı.
Olayların içerisine, derinlemesine gidildiğinde, bunun dışarıdan
Planlanıp, yürürlüğe koyma teşebbüsü olduğu, anlaşılmaya başlandı.
Darbe teşebbüsünün, kaynağının olduğu yerin, gelinen safhada okyanus ötesini göstermesi bakımından da, ilginç bir boyuta gelinmektedir.
Daha darbe girişiminin ilk günü, TC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının, darbe ile ilgili, telaffuz ettiği harfler “ABD“ olmuştu.
Araştırma ve soruşturmaların, ortaya çıkardığı bir diğer yer ismi ise: Pelsinvanya.
Yani Feto.
Durun bitmedi.
Üçgeni tamamlamak gerek.
Üçgenin bir ucunda da, PKK.
Alın size, bir Bermuda hain üçgeni.
Bu üçgeni oluşturanlar, niye Türkiye’de darbe girişiminde bulunsunlar ?
Üçgenin, bu ucundakileri paylaşanların, olası bir darbe sonucu, çıkarları ne olacaktı ?
Türkiye’de Radikal İslam’ın, iktidara gelmesi için, tüm İslam kesimleri, AKP‘ye yüklenerek, AKP‘yi iktidara getirdiler.
AKP iktidara geldi gelmesine de, iktidara geldikten sonra Devleti yöneten AKP iktidarlarından, beklediklerini bulamadılar.
İktidar olanaklarından, istedikleri gibi faydalanamadılar.
Veya faydalandırılmadılar.
Bu iktidarı eline geçiren İslam arasında, çatlamalara neden oldu.
Bir konsensüs sağlanamayınca da ipler koptu.
Türkiye’de, MC Hükümetleri döneminde, Erbakan’ın MSP‘si,
Demirel Hükümetlerinin, demirbaşı haline geldi.
Türkeş’in, MHP’siyle birlikte, Demirel’in Başbakan olması sağlanmış, koalisyon partileri olan MSP ve MHP‘nin, Devlette yapılanmalarına, fırsat verilmişti.
Bu durum, 12 Eylül 1980 Darbesine kadar, devam etti.
Yine, bir ABD klasiği olan 12 Eylül Darbesi ile ABD, Türkiye’de istediği gibi bir yapılanmayı empoze ederek Türkiye’de, bir hassas denge oluşturan, saç ayağını devirmiştir.
Bu konuda, biraz bilgi vereyim.
Saç, geleneksel bir Türk mutfak aletidir.
Genellikle bu alette, kavurma tipi yemekler yapılır.
Bu sacı kullanabilmek için de, üç ayaktan oluşan bir ayak uydurulmuştur.
Saç da ayağı da, tamamen bir Türk buluşudur.
Atların üzerine güzelce bağlanarak, gidilecek yerlerde kullanılırdı.
12 Eylül 1980 ‘ de, Türkiye’de hassas dengeyi sağlayan ulusalcılar, solcular ve dincilere ait olan bu hassas dengeyi Evren Cuntası, ulusalcıları ve solcuları tırpanlayarak, söz konusu olan üç ayaktan ikisini kesmiş, tek ayak üstünde kalan saç, içindekilerle devrilmişti.
Bu sonuçtan sora da, yapılanmalar daha da ileri boyutlara taşınmıştır.
Gelelim, üçgenin diğer ucuna.
ABD‘ne.
İktidarı yöneten, İslami takım, zaman içerisinde, kendileri ile ters düşmeye başladı.
Türkiye’nin bölünmesi anlamına gelen, BOP‘nin Ankara tarafından
uygulanmasının imkansızlığı karşısında, bu projeyi uygulatacak, yeni bir takım aramaya başlandı.
İktidarı bölüşüm kavgasında, birbirlerine düşen Fetoculardan yararlanmanın yolları, aranmaya başlandı.
Feto ve takımı, bu konuda biçilmiş kaftan.
Tabii, geride bir pürüz kalıyordu.
Türkiye’deki Hükümet tarafından düşman ilan edilen, PKK’nın, bir ikiz kardeşi olan PYD‘nin, ABD tarafından Kara gücü sayılması.
Buna da, çare bulundu.
PKK‘da, bu üçgenin üçüncü noktasına konularak “Bermuda Hain Üçgeni” tamamlanmış oldu.
Türkiye’deki Hükümetle, Suriye’de ABD‘nin ters düşmesi ve son olarak da, Türkiye Rusya uçak krizinin tatlıya bağlanması, arkasından da Sn. Erdoğan’ın Rusya’ya gidecek olması, bu hain üçgeni, harekete geçirmeye yetti.
PKK açılım için, diğer iki müttefiki için söz aldı.
Zaten, darbecilerin TRT‘de okudukları bildiride “Sulh Komitesinin yurdun içinde de sulha gideceğini” açıklamıştı.
Bu açılımın devam edeceğini ve Türkiye haritasının değişeceğinin
sinyalini vermesi açısından da, düşündürücü olsa gerek.
Türkiye’de, bundan önceki tüm askeri darbelerin mayasında, ABD patenti vardı.
Bu seferkinde patent, yine ABD.
Bu defa, ABD bu işe bozuk maya ile girdi.
Ne yazık ki, maya tutmadı.
Ve bundan sonra da, tutmayacak.
Ne dersiniz ?