' Sen gittin
her şey kaldı…
Aslında SEN kalmalıydın
her şey gitmeliydi...'
Ayşe Tural
GECE YOLCULUĞU...
Yıldızlı gökyüzü altında sadece önünüzü görmek içinizi ürperten bir duygu aslında. Gece yolculuklarını – yalnızsam eğer- bilmediğim yollarda pek sevmiyorum. İnsanın içindeki yetmezlik duygusu belki de su yüzüne çıktığındandır.
Ana yola çıkıncaya kadar kıvrıla büküle giden dar yoldayım. Turunçlu’yu geçiyorum. Tarlaların arasından giderken ilerde yolumun üzerinde beyaz bir şey görüyorum. Tavşandır, diye düşünerek yavaşlıyorum...
Yaklaştıkça tavşan olmadığını ama onun kadar kocaman bir beyaz baykuş olduğunu görüyorum. Bembeyaz ve kocaman kafalı, yusyuvarlak gözlerini açmış doğrudan bana bakıyor. Yavaşlıyorum, duruyorum... Kaçmıyor, uçmuyor... Bakışıyoruz. Belki de saniyeler sürüyor ama bana saatler geçmiş gibi geliyor...
Bana bir şeyler anlatıyor sanki... Bence olumlu... Bir mucizeyi haber veriyor. Bembeyaz bir baykuş... Aslında burada ne arıyor?
Bu cins, bildiğim kadarıyla Kutuplarda yaşar. Yaşlandıkça da tüylerdeki beyazlık artar. Görünüşe göre hayli yaşlı olmalı... Sadece kanat uçlarında, ince kalemle çizilmiş gibi çizgiler var... Kat kat tül etek giymiş prenses gibi... Simsiyah gözleri dik dik, kıpırdamadan bana bakıyor... Bekliyorum... Neden sonra, kocaman kanatlarını açıp havalanıyor batıya doğru...
KISA DA SÜRSE...
Uykuya dalmadan son düşündüğünüz, gözünüzü açmadan aklınıza ilk düşen her kimse o aşkınızdır...
Ayşe TURAL
YARIN SEVİNCİ...
Hayalleriniz hiç bitmesin ne olur!
Hayal, geleceğin umududur çünkü...
Yarın sevincidir...
Öyleyse umutlarınız, umutlarımız hiç bitmesin... Her şeye rağmen...
Onlar yaşama sebebimizdir, bizi yarınlara bağlayan altın ipliklerdir... Yaşama sevincimizdir...
' akşam rüzgarı
ürperirken tenimde
içimdeki gemilerin ışıkları yanar
birer birer
yarınların sevincinden...
(Ayşe TURAL/Yarın Sevinci)
ÇOK ZAMAN
Kim bilir?
Daha ne kadar çok
Zamanlar var yaşanacak
Kalpleri kırmaya
Gönülleri incitmeye...
Kim bilir?
Ne kadar zaman var
Öfkeye, kızgınlığa...
Kim bilir?
Ne kadar az zaman kaldı
Sevmeye, sevilmeye...
Ayşe TURAL
DOĞAL OLMAK...
Doğal olmak, olduğunuz gibi görünmek... Saklanmadan, rol yapmadan...
Uzattığınız her el, söylenen her merhaba, hayatınıza birilerini getirir. Bildiklerinize birilerini daha katar... Öyle ki gelenler bir daha hayatınızdan çıkmaz... Hayatınıza güzellikler ve iyilikler getirir...
Bu yüzden değil midir ki, her merhaba diyeni gönülden selamlayışım...
Çoğunu nereden tanıdığımı unuturum. Sadece öğrencilerimle ilgili ayrıntıları, yıllar geçse de üstünden, sevgiyle hatırlarım. Ne mutlu bana ki onların yüreklerinde parmak izim kalmış...
Eğer siz siz olursanız...
Maskeler kullanmadan, en duru halinizle ve doğal görünürseniz...
İçten gülümseyişleriniz yürekleri ısıtacaktır...
'MERHABA'
Dediğiniz yürekler de sevgiyle size kapılarını açacaktır...
Merhabalarınız hiç eksilmesin efendim...
BİTİŞ
su
taşı bitiriyor
güneş suyu...
zaman
güneşi bitiriyor
aşk zamanı...
söz
aşkı bitiriyor
ben sözü...
Ayşe TURAL
FIRSATA ÇEVİRİN
Hayatın içinde zaman zaman tıkanmalar yaşarız. Yollarımız kesilir... İşte o noktada kızıp öfkelenmeden, sakince yola devam etmeli insan... Sabırla ve sevgiyle...
Bence tam da bu noktada
yeni KARŞILAŞMALAR,
yeni İNSANLAR,
yeni BAKIŞLAR ve
sıcacık YÜREKLERLE tanışma fırsatı bulunabilir...
Karşınıza bir tesadüfle çıkan insanlara sizi tanıma fırsatı verin... Ya da siz onları tanımak için adım atın. Bir başka gün için randevu verin. Oturun, konuşun...
Belki de hayatınızın en değerli insanını yakalamış olacaksınız...
Değilse, dostça uzaklaşın... Gördükçe merhabalarınız kalsın... Ne kaybedersiniz ki!
Sözün özü bazı tanışmaları FIRSATa çevirebilmektir aslolan...
Ayşe TURAL
ÇOCUKLUK
Anısına
Kirpiklerim buluşuyor
Bir dere
Masmavi bir gök
Tek bir bulut bile yok...
Necatigil'in dediği gibi
'Toprakta bir telaş bir telaş
Karıncalar öteden beri dostum...'
Sudaki böceğe bir dal uzatıyorum
Kurtuluyor...
Seviniyorum...
Başımı kaldırınca
Güneş gözbebeklerimde...
Mantuka toplayan çocuklar
Uzakta çingene çadırları
Yine düğünleri var
'Çingene çit çit, arkası bit bit! ...'
Diyen afacan...
Elime batan dikenin acısı
Gözlerimde nisan yağmurları...
Gün batarken
Mercimek dalı boy atıyor
Yürek vurdukça...
Ayşe TURAL
SESİME SES VERENLERE TEŞEKKÜR EDERİM...
Düşüncelerimizi yazarken aslında bir boşluğa seslenir gibiyizdir...
Hatta zaman zaman, kendimi masal sayfasında buluveririm...
Tıpkı masallardaki gibi sırlarımı fısıldadığım bir kuyu ağzının başında oturuyormuşum gibi gelir bana...
İşte o an, bir yerlerden ekrana tıklamalar, yorumlar düşmeye başlar... Sanaldan gerçeğe dönüşür...
Düş ya da hayal, elle tutulur olmaya başlar...
Bir heyecanlanırım ki sormayın...
İşe yaramanın, güzel bir iş yapmanın kıvancıyla mutlanırım...
İyi ki varsınız... Hep hayatımda olmaya devam edin...
AŞKIM AŞKIM
'Biz birbirimizin hiçbir şeyi olmayacaktık,
ama her şeyi olduk 'der, Goethe....
Mümkün müdür?
Tutkulardan ve duygulardan kaçmak
sence...
Gidiyorum derken
İnadına
Demir atmak yüreğine
Kalakalmak oracıkta...
Ben seni,
Beni sevme ihtimalin olmadan sevdim.
Vazgeçişlere gelemem...
Benim hiçbir şeyim de
Her şeyim de sensin...
Duy beni....
Ayşe TURAL
DERLER Kİ...
Hayat aslında oldukça basittir. Onu karmaşık hale getiren insanoğlunun kendisidir.
Ne yazık ki ilişkilerimizde: bitmek bilmeyen didiklemeler, çekişmeler,
güvensizlikler, aldatmalar diz boyu...
Bence tüm bunlar, kişinin kendine olan özgüven eksikliğinden kaynaklanıyor.
Oysa kendinize ve yaptıklarınıza güven duydukça, daha cesursunuz, ataksınız, başarılısınız...
Saklanmadığınız sürece, başkaları da sizden kaçmıyor, kendini de saklamıyor...
Küçük çocuk korkularımızı üstümüzden atmazsak yaşayamayız... Korkarsak yaşayamayız...
KALBİMİN ATEŞBÖCEKLERİ
gözlerimi kapatıp
kalbime bakıyorum
oraya bıraktığın
ateşböcekleri göz kırpıyor
bir seviniyorum ki!...
ellerime dokununca ellerin
kelebekler konuyor saçlarıma
içim ısınıyor sevginle...
kucağına sokulunca
dünyamı dolduruyorsun
kulağına eğilip
' İyi ki varsın...' diye fısıldıyorum
iyi ki varsın...
AYŞE TURAL
YÜREĞİN ÇAĞIRDI BENİ...
Günümüzde gerçek sevgiler tozlu raflarda unutuldu gitti... Ne yazık ki!
Olur ya hani, bir gün ansızın biri çıkar karşınıza... Düşlerden çıkıp gelmiş gibi... Hayallerin ötesindeki ülkelerden birinden mesela...
Sevdalı bir yürek çağırırsa sizi, kimseye kulak asmadan koşun... ' Yüreğin çağırdı beni, ben sana geldim...' deyin...
Başkalarının ne diyeceğine bakmadan... Önünü ardını düşünmeden hem de...
Bırakın aşk sizi sobelesin...
Hesapsız kitapsız sevin...
Delice...
Tutkuyla...
Sevmek bir tutkudur... Aşk daha büyük bir tutku...
' Daha sonra demek, çoook GEÇ demektir... Şimdi 'SENİ SEVİYORUM...' deme zamanı...'
NEHİRLERİM SANA AKAR
ne zaman
bir kuş ötse dalında
kocaman bir çınarın
yaşamın öyküsü düşer aklıma
SEN düşersin...
ne zaman
bir yaşamak düşünsem
gözkamaştıran güneşler
konuk olur
gönül bahçeme...
güzellikleri çağırınca
melekler adına
sevgiler yağar evrenime
içimin nehirleri
durmadan sana akar, bilirim...
Ayşe TURAL
YAŞAMIMIZDAKİ KÜÇÜK PIRILTILAR…
Var mı acaba diye düşünmeden neler vardı, diye hatırlamaya çalışın…
ŞİMDİ… HEMEN ŞİMDİ…
Arkanıza yaslanın, gözünüzü kapatın ve düşünün…
Şöyle bir geriye dönüp baksanız, yaşadıklarınız size sanki hiç yaşanmamış gibi, bir düş gibi ya da başkasına ait bir romanı okumak gibi gelecek… Gerçekten de öyle…
Daha dün çocuktunuz, şu sokakta oynayan… Ya da askerlik fotoğrafınıza bakıyorsunuz… Öyle taze hatıralarınız var ki , inanılmaz… Bir hesaplıyorsunuz üzerinden 25 yıl geçmiş mesela…
Evlenmişsiniz hem de 40 yıl önce… Boyunuzca çocuklarınız olmuş… Hatta birkaç da torununuz var…
Ne zaman yaşadınız, gerçek miydi?
Nasıl da hızlı geçiveriyor zaman…
Olsun…
Varsın geçsin…
Güzel geçmişse iyi…
Ara sıra buruk zamanlarınız, zor yıllarınız da oldu mutlaka ama bakın geçip gittiler…
Siz yine önünüze bakın…
Çok uzun yaşayacakmış gibi planlar yapın…
Hayatın keyfini çıkarın torunlarınızla…
Her fırsatta çocuklarınızla buluşun, pikniğe gidin…
Mangal yapın onlar gelecek diye…
Çiçek dolmaları hazırlayın…
Biten günün ardından yorulsanız da uykuya dalarken yüzünüzde MUTLULUK TEBESSÜMÜ gezinsin…