Seval OYALTAN
2015 yılında Glapsides Plajı Düzenleme projesi, belediye meclisinden oy birliği ile geçmiş. Ardından ihalesi…
Glapsides; Hiç kuşku yok ki en güzel denizlerimizden.
Bu bölge için itirazlar ve tartışmalar var.
Son günlerde, doğa severlerin itirazları yükselmekte.
Doğanın korunmadığı, doğanın zarar gördüğü… tahribat yapıldığı, katledildiği…
Aslında, doğada yapılan tahribatlar açısından baktığımız zaman;
Sadece Gazimağusa’da değil bu tahribatlar.
Girne’de, Karpaz’da, Gönyeli’de, Esentepe’de…
Ülkenin birçok noktasında…
Bir duyarsızlık, bir doğaya karşı umursamazlık.
Glapsides’te halkı denizle buluşturma adına yapılan tam da budur.
Doğaya zarar vermektir… Tahribattır… Katletmektir..
Nasıl? Neden? diye sorduğumuzda.
’’Mağusa halkının plaja gitmesi içindir bu proje’’ deniyor.
“Çevre Koruma Dairesi gerekli izni verdi” deniyor.
İyi de bunun koruma altında bulunan Glapsides Sulak Alanı’nın olduğu bölgeden mi olması gerek?
Doğal alana ve kumsal alana beton dökmek mi gerek?
Bu doğaya zarar vermektir. Suçtur.
Bu ülkenin doğası bu kadar mı sahipsiz?
Çevre Dairesi nerede? desek sözde izni vermiş!
Yazıktır! , Günahtır!
Sadece plaj mı yok edilen? Çocuklarımızın geleceğidir.
Ağaçların, bitkilerin, kum zakkumunun ve birçok kuş türünün geleceğidir yok edilen.
Glapsides;
NATURA 2000 ağı kapsamında “potansiyel koruma alanı” ve
“Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak ilan edilmiş.
Ayrıca Çevre Yasası uyarınca da koruma altında.
Bunlar; Kaplumbağaları dozerle toprağa gömdüler!
Bunlar; Dereye beton doldurdular!
Her erde bir doğa tanımazlık!
Hem de Bakanlıklar, Kaymakamlıklar ve Belediyeler eliyle.
Duyarsızlık, umursamazlık, ekolojik dengeyi düşünmeden yapılan icraatlar.
Elbette kabul edilebilir bir yanı yok bütün bunların.
Glapsides; Kış ve bahar aylarında 15’ten fazla kuş türünün uğrak yeri...
Coğrafyası bakımından da adamızda tek.
Glapsides; Sulak Alanı 23 farklı bitki ailesine ait 49 farklı bitki türünü, 23 farklı kuş ailesine ait 39 farklı kuş türünü barındırıyor.
Hepimizin çok iyi bildiği kum zambağımız da orada.
Mutlak koruma altında olan bir bölgede.
Ve mutlak koruma altında olan bir bölgeye de yapılaşma izni vermek hiçbir kurumun yetkisinde olamaz. Verilse de yasal olamaz.
Hep söylüyoruz… ‘
’Yasalar çıkıyor ama hayatımızda hissedemiyoruz’’ .
İşte Çevre Yasası!… Var ama uygulayan, takan var mı?
‘’Halkı denizle buluşturun. Buluşturun da…
Kuma beton dökerek değil!
Üstelik sulak alanların üzerine beton dökerek, hiç değil’’