DOLANDIRICILARIN KKTC ORTAĞI KİM?

Beyrut Life isimli Lübnan menşeli şirketin, KKTC’yi kullanarak Ortadoğu ve Arap ülkelerinde “Yap-Sat dolandırıcılığı” yaptığının ortaya çıkması üzerine KTEB harekete geçti. Birlik başkanı Sungur, böylesi faaliyetin mutlaka KKTC ayağı olduğunu dile getirdi

Suna ERDEN

Star Kıbrıs’ın dün manşetten yayımladığı haber ile Orta Doğu’dan KKTC’ye uzanan “Yap-Sat dolandırıcılığı” gerçeği ortaya çıktı. Lübnan’da Beyrut Life isimli şirketin, sanayi bölgesi sayıldığı için inşaat izni verilmeyen Değirmenlik-Taş Ocakları bölgesinde 17 katlı otel ve rezidans yapacağına, bu projeden ev alanlara hemen KKTC’de daimi ikamet izni, 5 yılda TC pasaportu vereceğine dair yalan vaatlerinin ele alındığı haber üzerine Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği (KTEB) harekete geçti. Birlik başkanı Hasan Sungur, araştırma başlatıldığını ifade ederek, gerekli tüm girişimleri yapacaklarını ve konuyu detaylı olarak inceleyeceklerini dile getirdi. Star Kıbrıs’a açıklama yapan Sungur, haberde yer alan görselleri incelediklerini ifade ederek, “Mutlaka KKTC’de bir ortak vardır. Birileri KKTC’ye gelmeden veya KKTC’yi tanımadan böyle bir projeyi hazırlayıp reklamını yapamaz. Öncelikle KKTC’deki ortağın kim olduğu ortaya çıkarılmalıdır. Eğer bu bulunursa sorun da çözülür ve biz bunu bulmak için araştırmalarımızı yapacağız” dedi.

NE TELEFON VAR NE DE İŞ ADRESİ

Beyrut Life isimli firmanın KKTC’de tek katlı bina izni dahi alınamayacak bir yerde 17 katlı otel-rezidans yapacağına dair hayali proje hazırlayarak, Ortadoğu ve Arap ülkelerinde bu projeyi lanse edip depozito alınmasına yönelik yayımlanan haber üzerine harekete geçtiklerini kaydeden Sungur, konuyla ilgili araştırma başlattıklarını dile getirdi. Sungur, haberde yer alan görselleri incelediğini, Beyrut Life isimli şirketin proje reklamında KKTC’de irtibat bürosu, iş adresi ve telefon numarası verilmediğini ifade etti. Sungur, böylesi projelerin KKTC ayağı da olması gerektiğini vurgulayarak, “Eğer böyle bir proje varsa KKTC’de bu projenin hukuki ve diğer takiplerini yapacak bir firma da olması gerekir” dedi. Sungur, “Mutlaka KKTC’de bir ortak vardır. Birileri KKTC’ye gelmeden veya KKTC’yi tanımadan böyle bir projeyi hazırlayıp reklamını yapamaz. Öncelikle KKTC’deki ortağın kim olduğu ortaya çıkarılmalıdır. Eğer bu bulunursa sorun da çözülür ve biz bunu bulmak için araştırmalarımızı yapacağız” dedi.

YASA OLSAYDI, ELİMİZ DAHA GÜÇLÜ OLACAKTI

Sungur, emlak sektöründe dolandırıcılık faaliyetlerinin engellenebilmesi için acilen Emlakçılar Birliği Yasası’nın geçmesi gerektiğini söyledi ve gerekçelerini şöyle açıkladı: “Yasa olmadığı için Avrupa veya diğer ülkelerdeki emlakçılar birliğine üye olamıyoruz. Yasa olsaydı Türkiye başta olmak üzere Avrupa ve diğer ülkelerin birliklerine üye olabilecektik. Böylece hemen Lübnan’daki emlakçılar birliği ile temasa geçip, Beyrut Life isimli şirketi sorgulayabilecektik. Ve onlara bu konuyu araştırmalarını söyleyecektik. Bunu yaptığımızda ise ileride yaşanacak mağduriyetlerden KKTC değil sadece söz konusu ülke sorumlu olacaktı. Ayrıca hemen burada savcılığa gidip suç duyurusunda bulunabilecektik. Ve yurt dışına gidip satışları durdurabilecektik. Ancak yasa olmadığı için elimiz kolumuz hep bağlı kalıyor. İkinci olarak ise yasa olsaydı yurt dışından birileri bir proje yapacağı zaman KKTC’deki emlakçılar birliği ile muhatap olmak zorunda olacaktı.”

İKİNCİ DARBEYE İZİN VERMEYECEĞİZ

Sungur, yasa olmamasına rağmen ellerinden gelen tüm girişimlerde bulunacaklarını belirterek, KKTC emlak ve inşaat sektörünün ikinci kez darbe almasına ve Ortadoğu pazarını kaybetmesine müsaade etmeyeceklerini dile getirdi. Müteahhitler Birliği, Kıbrıs Türk Mimarlar ve Mühendisler Odası, Şehir Planlama Dairesi’nin de harekete geçmesi gerektiğini kaydeden Sungur, konuyla ilgili başlattıkları araştırmanın önümüzdeki hafta netleşeceğini belirtti.

ÖNLEMLER ALINMALI

Sungur, 2004 yılında Annan Planı döneminde yaşanan inşaat patlaması üzerine yabancı müteahhitlerin KKTC’de yap-sat sektörüne giriştiklerini ancak insanlardan para almalarına rağmen evleri teslim etmediklerini ya da ipotekli evleri insanlara vererek bankalar tarafından mallarına el konulmasına neden olduklarını söyledi. Yaşanan bu olaylardan dolayı o dönemlerde başta İngilizler olmak üzere yüzlerce kişinin mağdur edildiğini, inşaat sektöründe İngiliz pazarının böylelikle kaybedildiğini ifade ederek, bu tür olayların yaşanmaması için ciddi tedbirler alınması gerektiğini dile getirdi.

HAYALİ PROJE, SAHTE VAATLER

Star Kıbrıs’ta dün manşetten “büyük dolandırıcılık” başlığı altında yayımlanan haberde, Beyrut Life isimli Lübnan menşeli bir şirketin, KKTC-Lefkoşa’da 17 katlı otel ve rezidans projesine başlayacaklarına dair internet başta olmak üzere birçok mecrada reklam yaptıkları, projeden daire satın alacaklara bir çok yalan vaatte bulundukları belirtilmişti. Haberde, Suudi Arabistanlı, Lübnanlı, Iraklı, İranlı, Filistinli, Dubaili ve Suriyelileri kandıran şirketin, projelerinden ev almaları halinde KKTC’de hemen daimi oturma izni alabileceklerine, ayrıca 5 yılda da TC pasaportu alacaklarına dair sahte vaatler vererek insanlardan depozito aldıkları, ayrıca ev fiyatlarının, 45 bin dolardan başladığına ve peşinat vermeden 300 dolar taksitle ev alabileceklerine dair yalanları ortaya konmuştu. 17 katlı otel ve rezidansın yapılacağı yeri de KKTC haritasında belirten şirketin gösterdiği yerin, taş ocaklarının sıklıkla bulunduğu Değirmenlik bölgesi olduğu, sanayi bölgesi sayılmasından dolayı değil 17 kat, bir katlı binaya dahi izin verilmediği ortaya çıkmıştı. Ayrıca Star Kıbrıs’ın yaptığı araştırmaya göre, Beyrut Life’ın Şehir Planlama ’ya herhangi bir proje için başvurusu olmadığı gerçeği de haberde yer almıştı.
Bu haber 734 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER