ORTAM GERİLDİ

Cumhurbaşkanı Akıncı ile hükümet arasındaki görüş ayrılıkları siyasi krize dönüştü

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, yoğunlaştırılmış Kıbrıs müzakereleri hakkında bilgi vermek ve görüş alışverişinde bulunmak amacıyla Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen siyasi partilerin genel başkanları ve temsilcileriyle bir araya geldi.

Cumhurbaşkanlığı’ndaki görüşmeye, Başbakan ve Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, Dış İlişkiler Sekreteri Muhittin Tolga Özsağlam; Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı, Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş, DP Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit ve TDP Milletvekili Zeki Çeler katılırken, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu, Müzakereci Özdil Nami ve bazı müzakere heyeti üyeleri de hazır bulundu. Cumhurbaşkanlığında siyasi parti liderleri ile gerçekleştirilen toplantının ardından Cumhurbaşkanı Akıncı ile parti liderleri basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Meclis’te temsil edilen siyasi partiler liderleri ile yeniden biraraya geldiklerini belirten Akıncı, yakın gelecekte Meclis’te temsil edilmeyen partilerin temsilcileriyle de görüşeceklerini kaydetti.

14 Eylül’e kadar 5 toplantıyı tamamladıktan sonra sürecin New York’ta devam edeceğini hatırlatan Akıncı, “Eğer Rum talepleri gerçekçi ve makul çerçevede kalırsa parametreleri yıllardan beri belli olan iki kesimli iki toplumlu federal bir yapıyı kurma noktasına gelebiliriz” dedi.

Süreç devam ederken arzularının tüm kesimler ile sağlıklı bir diyalog kurmak olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Ancak hükümet ile olan ilişkilerde arzu ettiğimiz sağlıklı diyaloğun olmadığını üzüntü ile görüyorum. Bu kadar yıldır yürütülen müzakere sürecinde olmayan bir talep bizim bu dönemimizde ısrar ve inatla gündemde tutuluyor. Bu olmadığı için de gereken katkıyı yapamıyoruz deniyor ve hatta içeride ifade edilmeyen kuşkular dışarıda dile getiriliyor. Halkın kafası bulandırılmaya çalışılıyor” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı, “hükümet mensuplarının yaptığı basın toplantısında 11 şubat 2014’ü farklı okuyoruz yaklaşımı var. Olabilir ancak Cumhurbaşkanı o yorumunu yaparak halktan onay aldı. Farklı yorum halkın onayını almadı. Yani kendilerinin desteklediği görüş halktan yeterli desteği görmedi” ifadelerini kullandı.
Müzakerelerin Türkiye ile istişare içerisinde ve 11 Şubat Ortak mutabakat metni temelinde yürütüldüğünü belirten Akıncı, “o belgeyi farklı yorumladığını söyleyen hükümet illa benim bir temsilcim orada olacak inatlaşmasına girdi. Olmazsa biz de yokuz, istediğimiz gibi halkın kafasını bulandırabiliriz noktasına gelindiğini üzülerek müşahede ettim” dedi.

“SANKİ BİR HAYIR KAMPANYASI OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILIYOR”

Gelinen süreçte formatın daraltıldığını, sürecin liderler, müzakereciler ve her konuya ilişkin birer uzman tarafından yürütüldüğünü belirten Akıncı, hükümetten böyle bir tavrı beklemediğini, sanki bir hayır kampanyası oluşturulmaya çalışıldığını kaydetti.
Akıncı, şu anda halka “evet” yönünde tavsiyede bulunabileceği bir dökümanın bulunmadığını ifade ederek, “daha bunu oluşturmanın çabası içerisindeyim” dedi.
Cumhurbaşkanı, o noktaya gelindiğinde, eşitliğin, güvenliğin özgürlüğün garanti altına alınacağı bir yeni yapılaşmanın oluştuğunu gördüğü noktada halka elbette tavsiyede bulunacağını ancak bunun oluşturulma sürecinde şimdiden bölünmenin, ikiye ayrılmanın doğru olmadığını vurguladı.

Hiçbir dönemde hükümetlerin böyle bir talebi olmadığını kaydeden Akıncı, “Ben bu noktadan sonra halkıma şunu söylemek istiyorum ki hükümet bu konuda iyi niyetli değildir. Hükümet bu talebinde art niyetlidir. İçeride hiçbir endişesini, veya yanıt bulmamış hiçbir endişesini ifade etmezken, buraya çıkıp halkın kafasında kuşkular yaratacak şekilde konuşmak yakışmaz hükümet mensuplarına. İçeride politis kaynaklı bir takım yanlış bilgileri düzeltildiği halde. Halka çağrıda bulunuyorum. Çok önemli bir sürece giriyoruz halkımızı bu sürece sahip çıkmalıdır. Bugüne kadar gerçekleri söyledim buna devam edeceğim. Sonuçta bu kararı halk verecek. Referandumda herkesin yeterli süresi olacak. Bütün konular ince elenip sık dokunacak” diye konuştu.


ÖZGÜRGÜN: “HÜKÜMET OLARAK GÖRÜŞME SÜRECİNİN DIŞINDAYIZ”

UBP Genel Başkanı ve Başbakan Hüseyin Özgürgün, görüşmenin ardından basına yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı müzakere heyetinde hükümet temsilcisinin de yer alması konusunda, “böyle bir başarı sağlamadık, dolayısıyla biz sadece bilgi alıyoruz hükümet olarak” dedi ve bunun “hükümet olarak görüşme sürecinin dışındayız” anlamı taşıdığını söyledi.

Müzakere heyetinde Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı’nın da yer almasını defalarca önerdiklerini, hükümet temsilcisinin de müzakere heyetinde yer almasının hükümetin de sorumluluk almasını sağlayacağını, Cumhurbaşkanlığı’nı da daha güçlü kılacağını söyleyen Özgürgün, “Şu aşamada sorumluluk almamız bir yana, bilgi almak, bu bilgileri değerlendirme noktasındayız” dedi,

Hükümetin endişeleriyle ilgili olarak Başbakan Özgürgün, “Endişeler uzun süredir var olan endişelerdir. Özellikle mülkiyet, toprak meseleleri, güvenlik, ekonominin ne olacağı konuları ciddi endişe kaynağıdır” dedi.

Bir çözümün KKTC’deki ekonomik hayatı durdurabileceğini, tüm mal ve mülkleri tartışmalı hale getirebileceğini; taşınmaz malları satılamaz, devredilmez yapabileceğini kaydeden Özgürgün, bu konuların netleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Bu ifadeleri süreci kötülemek maksadıyla kullanmadığını belirten Başbakan Özgürgün, “Güney’den gelen haberler de bu endişelerimizi ortaya koymamıza neden oluyor” dedi.

Kıbrıs Rum tarafından gelen taleplerin Kıbrıs Türk halkında yarattığı endişeleri göstermeye çalıştığını kaydeden Özgürgün, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Kıbrıs Rum tarafından kaynaklanan bazı söylemlerin asılsız olduğunu kendilerine aktardığını, ancak bir kısmında henüz netlik olmadığını ve endişelerin spekülasyonlara neden olduğunu belirtti.


TALAT: “CUMHURBAŞKANLIĞI İLE HÜKÜMET ARASINDA BİR GERGİNLİK VAR”

Ana muhalefet CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat ise, Eylül ayında New York’ta üçlü görüşmenin yer alacak olmasının çok önemli bir safhada bulunulduğunun bir göstergesi olduğunu söyledi.

Kıbrıs Rum kesimi ile devam eden görüşme sürecinde çok fazla sıkıntı bulunmadığını algıladıklarını, ancak hükümetin bu görüşte olmadığını ifade ederek, hükümetin bu tutumunu eleştiren Talat, “Hükümet kanadının Kıbrıs sorununun müzakereleriyle ilgili ortaya koyduğu yaklaşım, Kıbrıs Türk tarafında bir bütünlük bulunmadığını, parçalanma olduğunu ve Cumhurbaşkanlığı ile hükümet arasında bir gerginlik olduğunu gösteriyor ve bu da rahatsız edici bir şey” dedi.

“HÜKÜMET TEMSİLCİSİ HİÇBİR ZAMAN MÜZAKERE HEYETİNDE YER ALMADI”

CTP Genel Başkanı Talat, “Hiçbir zaman hükümet temsilcisi müzakere heyetinde olmamıştır. Dolayısıyla olmayan bir şeyi, bugün öne sürerek müzakere sürecini sabote etmeye kalkışmak çok yanlış bir şeydir” şeklinde konuştu. Görüşme tutanaklarının Başbakan’a anında iletildiğini kaydeden Talat, “Yeterince bilgi
alınmadığını söylemek son derece yanlış olur” dedi.

Rum tarafından çıkan haberlerin referans alınmasının yanlış olduğunu ifade eden Talat, Kıbrıs Rum kesiminin zaman zaman kurgulanmış yayınlar yaptığını, bu yayınlar üzerinden hareket etmenin Kıbrıs Rum tarafına hizmet edeceğine inandığını söyledi.

Talat, “Referansımız burasıdır, buradan görüşme notları çıkmaktadır, bunlar okunmalı ve soruları bunlara dayanarak sormamız gerekir. Rum basınında çıkanlara dayanarak sorarsak, Rum tarafının örtülü niyetlerine yardımcı olmuş oluruz” dedi.


ÖZYİĞİT: “MÜZAKERE MASASINI ENGELLEYİCİ, BALTALAYICI TAVIRLAR İÇERİSİNE GİRMEYELİM”

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit de, hükümetin Cumhurbaşkanı Akıncı’ya yönelik tutumunu eleştirdi. Özyiğit, “Başbakan ve Dışişleri Bakanı tarafından ortaya konan yaklaşımdaki üslubu kesinlikle tasvip etmiyorum, son derece yersiz ve gereksiz' dedi. Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakerelerdeki gidişatın, sorunu çözme noktasına adım adım yaklaşıldığını gösterdiğini belirten Özyiğit, “bu konuda planlanmış beş liderler seviyesindeki toplantı ile New York’ta yaşanacak sürecin belirleyici olacağını” söyledi.
Hükümet temsilcisinin müzakere heyetinde yer alması talepleri ile ilgili olarak ise Özyiğit, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın görüşme formatının, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Erıoğlu’nun görüşme formatının aynısı olduğunu kaydetti. Özyiğit, “Müzakere masasını engelleyici, baltalayıcı tavırlar içerisine girmeyelim” çağrısında bulundu.

DENKTAŞ: “METİN ÇIKANA KADAR YARDIMCI OLURUZ, METİN ÇIKTIĞI ANDAN İTİBAREN HER PARTİ KENDİ KARARINI VERİR”

DP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş da görüşme sonrasında basına yaptığı açıklamada, hükümet temsilcisinin müzakere heyetinde yer almamasını eleştirdi. Hükümetten bir temsilcinin de müzakere heyetinde yer almaması konusunda Denktaş, Cumhurbaşkanı ile hükümetin geçmişte aynı düşüncede olduğunu veya Cumhurbaşkanı’nın düşüncesinde olan bir kanadın hükümette de yer aldığını, ancak Cumhurbaşkanı ile hükümetin görüşlerinin ilk kez bu kadar ayrı olduğunu, söyledi.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş döneminde masada, Mehmet Ali Talat ve kendisinin hükümet olarak Rauf Denktaş’a destek olduğunu kaydeden Denktaş, bugünkü taleplerinin de benzer olduğunu söyledi. Denktaş, “Buradaki heyetin içerisine bile birini göndermemiz kabul edilmezse, bunu kabul edecek durumda değilsek, metin çıkana kadar yardımcı oluruz, metin çıktığı andan itibaren her parti kendi kararını verir” dedi.

Çözüm sonrası doğabilecek kötü sonuçlara işaret eden DP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Denktaş, “Halk (çözüm planı için yapılacak referandumda) başka bir zan içerisinde oy kullanırsa, günün sonunda hem Türk tarafı hem Rum tarafından evet çıkarsa, ve çözüm sonrasında da ‘biz bunu böyle bilmiyorduk’ noktası çıkarsa bunun sonu çatışmadır” diye konuştu.

1974’te sonra adada hakim olan savaşsız ortamın bir çözüm niyetine bozulmaması gerektiğini ifade eden Denktaş, “Çok belli ki iki ayrı düşüncenin temsilcileriyiz. Bizim hassas olduğumuz konular farklı, Cumhurbaşkanlığı’nın hassas olduğu konular farklı” dedi.

Kıbrıs Rum tarafında Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e muhaliflerin yarattığı sıkıntılı durumun KKTC’de de bulunduğunu, Kıbrıs Rum tarafının her istediğini elde edebileceği ortamın bulunmadığını kaydeden Denktaş, “Kıbrıs Rum tarafı da bilmelidir ki, karşılarında oturan (müzakere) ekip her ne kadar iyi niyetle hareket etse de, bir referandum sürecinde halk desteğini bir bütünü ile arkasında tutan ve ona göre davranan bir ekip değildir” dedi.

MÜZAKERELERİN GİDİŞATI...

Müzakerelerin gidişatıyla ilgili olarak da Denktaş, “Bizi hoşnut kılacak, bu yaşayabilir bir çözümdür diyebileceğimiz bir yapıya doğru gitmiyoruz. 10 sene içerisinde iki kesimliliğin, iki toplumluluğun ortadan kalkabileceği bir ortam öngörülüyor” dedi.
Kıbrıs Rum tarafıyla yapılan görüşmelerin tutanaklarının Başbakan’a iletilmesi konusunda da Denktaş, tutanaklarla, her şeyin tam olarak algılanamadığını, görüşme ortamının havası solunmadığında yanlış yargılara da varılabileceğini, tutanakların muğlak ifadeler içerdiğini söyledi.

Denktaş, müzakere heyetinde hükümet temsilcisinin yer alamayacak olmasının “Sizin gibi düşünenleri istemiyoruz” algısı yarattığını ifade etti.

Ancak bunun, Cumhurbaşkanlığı ile iplerin koptuğu gibi yansıtılmaması gerektiğini vurgulayan Serdar Denktaş, “Bizden bir şey talep edildiğinde yerine getirmeye çalışacağız ama ek katkı, fikirsel bazda, ‘şu şöyle olmasa daha iyi olur’ şeklinde yaklaşımın anlamı kalmadı” dedi.

Bu haber 160 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER