New York’ta üçlü zirve.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ‘’Mucize beklenmemelidir’’ diyerek gitti New York’a. Bazı çevreler yine de çıtayı yüksek tuttular!

Seval OYALTAN

Bu zirveden, tüm sorunların aşılacağını bekleyerek birazcık fazla iddialı oldular.
Bu yüzden yapılan açıklamalar tatmin edici bulunmadı.
Kötü bir fikir değildi tabii ki… Keşke karşılanabilseydi.
Belki de haklıydılar.
Çünkü bu kez, eski Kıbrıs müzakerelerinde olduğu gibi masadaki liderlerin beraberce ‘çözümsüzlük’ gayreti içinde olduğu bir zaman dilimi içerisinde değiliz
Ancak bugüne kadar öğrendiğimiz bir şey varsa o da bu sürecin tek taraflı değil;
iki taraflı bir süreç olduğudur.
***
BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile Cumhurbaşkanı Akıncı ve Rum Lider Anastasiadis arasında 45 dakikak.yerine, bir buçuk saat süren bir 3’lü görüşme gerçekleştirildi.
Toplantı sonunda açıklamalar yapıldı.
Her iki liderin açıklamasında; Ne içerik ne de hedef konusunda bir farklılık yoktu.
Anastasiadis açısından süreç tatmin ediciydi.
New York’a giderken kendi siyasi partilerine söz vermişti.
Takvim, hakemlik istemeyecekti.
Onun isteği de karşılanmış oldu.
Yine de; süreçte gelinen bu noktayı izlediğinizde ortaya her iki tarafta da bir gerginliğin oluştuğunu hissedebiliyorsunuz.
Kıbrıs sorununda, çözüm sürecinin artık son kulvarındayız.
Her iki Liderin, niyet ve irade göstererek liderlik göstermesi gerektiği bir dönemeçteyiz.
Sırada beşli konferans beklentileri var.
5’li toplantıya geçilerek güvenlik ve garantilerle bir sonuca varılacağı beklentileri.
Her iki taraf da bazı zor noktaların uluslararası bir konferansta çözüleceği konusunda hem fikirler.
Başka nerde hemfikirler?
Her iki taraf da çözümün hemen olması, 2016 takviminde hemfikirler.
Referanduma sunulması gerektiği konusunda da hemfikirdirler.
AB yasalarında, tek vatandaşlıkta hemfikirler.
Ve sürecin akışı konusunda hemfikirler.
Durumun aciliyeti ve zaman konusunda hemfikirler.
Hemfikir olunmayan noktalar yok mu? Var.
Bir tanesi mülkiyettir.
Mülkiyet sorunun tamamen aşılması ve çözülebilmesi için toprak başlığının da tartışılması gerekmekte.
Bu iki konu birbiriyle tamamen ilintili çünkü.
Dönüşümlü Başkanlıkta ve bazı önemli konularda farklılıklar var.
Sn.Eide; İki taraf arasındaki anlaşmazlık sayısının 10’dan az olduğunu açıklıyor.
Zaman konusuna gelince; Nasıl ki, ucu açık sonsuz müzakerelerin, olamayacağını söylüyorsak, baskılar ile spesifik bir tarihin olması da doğru olmazdı.
Unutulmamalı bu süreç tek taraflı değil, iki taraflı bir süreçtir.
Ve ciddi anlamda ilerleme kaydedilen bir süreçtir.
Bu yüzden ‘’Karamsarlığa kapılmaya hiç gerek yok’’
Bu süreç hayatımız kadar olsa bile.
Bu haber 310 defa okunmuştur

:

:

:

: