***“Son 16 ayda birçok yeni uzlaşmalar da sağlandı. bu kadar emeğin çöpe gitmesi yazıktır. Tarihi bir fırsat heba edilmiş olur”
**“Bu konjonktür bence bir daha zor ele geçecek. Tarihsel bir fırsattan bahsediyoruz. Bunu yitirmek hiç de iyi olmaz, ayrılık daha da kökleşir”
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un New York’ta geçtiğimiz pazar günü Kıbrıslı liderlerle biraraya gelmesinin ardından gözler adada bundan sonraki sürece çevrilirken, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, yıl sonuna kadar bir çözüme varılması konusundaki istekliliğini yineleyerek “Zaman geç değildir, önümüzdeki üç ayı çok iyi değerlendirip Kıbrıs’ın kaderini değiştirebiliriz” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, New York’taki son gününde TAK muhabirinin sorularını yanıtladı; Kıbrıs sorunuyla ilgili tüm taraflara mesajlar verdi; özellikle çözümsüzlüğü savunanlara uyarılarda bulundu.
Kıbrıs Rum tarafının, Rumlar arasında federal çözüme karşı olanların zafer çığlıklarını çok dikkatli değerlendirmesini isteyen Cumhurbaşkanı Akıncı, 2017’ye ucu açık bir müzakere süreciyle, planlama yapılmadan girilmesi halinde yaşanacakların ancak bir Pirus zaferi (yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanıldığı için anlamsız hale gelen zafer)olabileceğine dikkat çekti.
Adada bir çözüm için konjonktörün uygun olduğunu ve tarihsel bir fırsat bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, bu fırsatı yitirmenin hiç de iyi bir gelişme olmayacağını; ayrılığın daha da kökleşeceğini vurguladı.
Akıncı, New York’a Ban’la görüşmeye gelirken Anastasiadis’le verecekleri mesaj konusunda anlaştıklarını, ancak Anastasiadis’in Ulusal Konsey’in etkisi altında kaldığını ya da ret cephesinin şamatasından çekindiğini ve vardıkları mutabakat konusunda geri adım attığını söyledi.
BM Genel Sekreteri Ban, yıl sonu görevden ayrılıyor ve biz bu genel sekreterden sürece daha aktif katılımını bekliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs’ta bir çözümün 2017’ye sarkmasının sakıncalarını yineleyerek bu yıl sonuna kadar bir çözüme ulaşmanın herkesin yararına olacağını vurguladı; “Bu bir doğal takvim olarak önümüzde duruyor” diye konuştu.
“Kıbrıs’ta çözüm için atmosferin, konjonktürün uygun olduğunu düşündüğünüzü anlıyoruz” yorumu üzerine Cumhurbaşkanı Akıncı, şu değerlendirmede bulundu:
“BU KONJONKTÜR BENCE BİR DAHA ZOR ELE GEÇER… TARİHSEL FIRSATI YİTİRMEK HİÇ DE İYİ OLMAYACAK”
“Bu konjonktür bence bir daha zor ele geçecek. Tarihsel bir fırsattan, önemli bir fırsat penceresinden bahsediyoruz. Bunu yitirmek hiç de iyi bir gelişme olmayacaktır. Çünkü bu fırsat kaçarsa, ben, ayrılığın daha da kökleşeceğini görebiliyorum. Federal çözüm için de bunun son deneme olduğunu düşünüyorum. Bizim yaş kuşağının son çabası olarak değerlendirdiğimi defalarca söyledim. Eğer bu olmazsa bir on yıl daha çözümsüz geçecek Kıbrıs’ta ayrılık çok daha kökleşmiş hale gelecek. Bu konjonktürde bu başarıyı elde eder ve Kıbrıs sorununu çözersek Doğu Akdeniz’deki doğal gaz yataklarının işbirliği içinde işletilmesi gündeme gelecek. Uzmanlar bunu net söylüyor. Doğal gazın Türkiye üzerinden pazarlanması en mantıklı, en ucuz ve en kısa yol olduğunu bütün uzmanlar söylüyor. İsrail ile Türkiye ilişkilerinin daha iyiye gittiğini düşününce, Kıbrıs sorununu da çözdüğümüz zaman bu bölgedeki doğal gazın Türkiye’ye hem Türkiye’nin hem de AB’nin ihtiyacı için gönderileceğini düşündüğümüzde bunun tüm tarafların kazançlı çıkacağı bir formül olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.”
“16 AYDA YENİ UZLAŞMALAR SAĞLAN^DI; BU KADAR EMEĞİN ÇÖPE GİTMESİ YAZIKTIR”
Son 16 ayda birçok yeni uzlaşmalar da sağlandığını, o yüzden Genel Sekreter’in şimdiye kadar örneği olmayan bir ilerlemenin sağlandığını söylediğini kaydeden Akıncı, müzakere sürecinde takvim olmamasına sevinen değil, kaygılanan bir Rum kamuoyu görme isteğini ifade etti, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu kadar emeğin çöpe gitmesi yazıktır. Tarihi bir fırsat heba edilmiş olur. Diğer iki başlık tartışılmaya muhtaçtır. Onları da bu anlattığımız modalitelerde tartışırsak sonuca götürebiliriz diye düşünüyorum. ‘Oh ne güzel takvim de yok ucu açık bu iş bitecek’ demenin ileride başka büyük pişmanlıklara yol açması da mümkündür. Rumlar açısından da… Bunu çok iyi değerlendirmeleri gerekir. Zaman geç değildir, önümüzdeki üç ayı çok iyi değerlendirip Kıbrıs’ı kaderini değiştirebiliriz.”