Sözde Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluş yıldönümünde konuşma yapan Anastasiadis, 1960 ‘larda Kıbrıs Türklerine yapılanları dramatik olarak nitelendirdi.
Varılacak bir çözümde buna izin vermeyeceklerine değindi.
İzin verilmeyecek dramatik olayları da şu cümlelerle izah etmeye çalıştı!
“ Türk Toplumu artık kendi yasal federal eyaletine sahip olacak. Bu eyalete kendi dinamizmini geliştirmesi imkanı verilecek Federal Anayasa tarafından kendisine Kıbrıs Rum eyaleti ile eşit olarak sağlanan yetkilere dayalı yönetecektir.”
Bu filmi, 1960 ‘larda renkli ve sinemaskop olarak görmüştük.
O zaman da, yetkilerimiz vardı.
O zaman da “siyasal ortaktık.“
O zaman da, Türk toplumunun Kıbrıs Cumhuriyetinde dinamizmleri vardı.
Polis Teşkilatında.
Kıbrıs Cumhuriyeti ordusunda.
Savunma Bakanlığı, Türklerde idi.
Kamuda vs.
Anastasiadis’e bilmiyorsa öğretsinler, 1960 ‘larda Kıbrıs’ta olanlar dramatik olaylar değildi.
Tamamı ile Kıbrıs Türk Halkını, top yekun imha hareketi idi.
1963 ‘ te Kıbrıs’ta, drama diye bir tiyatro oyunu da oynanmamıştı.
Oynanan oyun, Kıbrıs Türk Halkını adadan sökme girişimi idi.
Bunun için de top yekun 1963 ‘te, imha hareketini başlattınız.
Tüm kurumlardaki Türkleri, işleri başında öldürmediniz mi?
Daha geçen aylarda, Nuran diye bir polis memurunun kemik kalıntıları bulunmadı mı?
Bunun gibi örnekler çok.
“Dinamizm “ miş.
Sn. Akıncı da bunu telaffuz ediyordu.
“Kurucu Devletin polisi, kolluk kuvvetleri olacak diye.”
Nüfus yapısının oluşan kriterlerine göre, Türk Federe Devletindeki tüm 220 bin vatandaşı polis kolluk gücü yapın.
820 bine karşı, bu dinamizm yeter mi?
1/4 ‘ e karşı, buna “evet” diyen beri gelsin.
Aslında bugün, politik yazı yazmamaya karar vermiştim.
Fakat haberlere internete bakınca, bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Adam, bizimle resmen dalga geçiyor.
Avrupa Birliği başka bir ülkede, üçüncü şahısların garantörlüğü yokmuş.
Bu doğru.
AB içerisindeki ülkelerde hangi unsur diğerine karşı katliam ve soy kırımında bulundu?
Bunun bir istisnası Bosna.
Orada da etnik nedenlerden dolayı, bizdeki gibi katliamlar oldu.
Katledilenler, cezalandırıldı.
Başka bir ülke gösteremezsiniz.
Kıbrıs’ta ne tek bir ulus, nede tek bir din mevcut.
Karşılıklı güven derseniz hiç yok.
İki halk arasındaki güven bunalımı tepeye sıçramış.
1960 ‘larda olanlara, yeni yapıda izin vermeyecekmiş.
Sen ilk önce, Leymosun’da yakılmak istenen Sn Talat’ın.
Sevgili Özal Ziya’nın bıçaklanan ve komaya kadar giren ve zor kurtulan müzisyen oğlu, dövülen onlarca Kıbrıs Türkü’nün ve tahrip edilen araçların faillerini bul yargı önüne çıkart da, ondan sonra yeni yapı ile ilgili güvence ver Sn. Anastasiadis.
Boşuna uğraşma, hiçbir Türk yaşam hakkı ile ilgili ne sana ne de senin halkına inanmıyor.
Annan Referandumundan bu yana on iki yıl geçti.
Bu on iki yılda toplumun bu güveni yaratabilirdi.
Güneydekiler tam aksi bir seyir takip etti.
Boşuna uğraşma Kıbrıs Türk Halkı, güvenlik konusunda sığınacağı limanı belirledi.
“Sığınılacak liman, Türkiye’dir.”
Bu karar değişmezdir, hesabını ona göre yap.
Sonra, Yalçın Cemal demedi deme.