Seval OYALTAN
Kıbrıs Türküne kendi kaderini tayinden başka bir yol bırakılmış mıydı?
O yıllarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurmak, bir zorunluluktu aslında.
Kurulurken de, federal bir çözüme açık olunduğu da açıkça belirtilmişti.
Kuruluş yıldönümü törenlerle ve etkinliklerle kutlanıyor bu yıl da.
Bu yıl da, 21 pare top atışıyla başladı etkinlikler..
Ardından konserler, şölenler ve resepsiyonlar.
Bir yandan ise Kıbrıs sorunu konusunda yıllardır süren müzakereler.
Görüşmeler!... Görüşmeler! …
Yarım yüzyıldır süren!
Ve son olarak İsviçre’de.
Mont Pelerin’de karlı bir havada gerçekleştirilen zirvede.
7-11 Kasım tarihlerinde, 5 günlük bir maraton ve bir kamp şeklinde.
Masada sadece dört başlık ve sadece toprak kriterleri vardır dense de;
Her şey konuşulmuştur aslında…
Beyin jimnastiği denen formülle.
Süreci takip ederken; Hem Türk tarafının hem de Rum tarafının kriterlerde esneklik gösterdiğini de tahmin edebiliyoruz.
Ve sonunda Rum lider Anastasiadis ağzından baklayı çıkarıyor.
‘’ Ne olur herkes dışarı çıksın, beni Mustafa ile yalnız bırakın’’ .
Rum Lider Anastasiadis zorda kalmıştır!…
Bir ara almalıydı!… Bir nefes!…
‘’ Yunanistan Başbakanı Alexsis Tsipras’la görüşmeliyim’’ diyordu.
‘’Peki’ diyor Sn.Akıncı ‘’Biz sizi burada bekleyelim, gidin konuşun gelin’’ .
Ve sonunca görüşmelerin 20 Kasım Pazar günü İsviçre’de yeniden devam etmesi konusunda uzlaşılıyor.
Görüşmelere bir hafta ara veriliyor.
Bu pozisyonda, Sn. Akıncı çok iyi bir liderlik göstermiştir Mont Pelerin’ de.
Rum liderin manevrasının bir son dakika krizine dönüşmesini engellemiş,
süreci kontrolünde tutmayı başarmıştır.
Sözcüsü Barış Burcu’nun da dediği gibi “Dirayetli önderlik” sergilemiştir.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Gelecekte ortaklık kuracağımız toplumun liderinden gelen bu talebe kulak tıkayamazdık’’ diyor açıklamasında.
Gerek Yunanistan başbakanı ile gerekse Güney Kıbrıs’taki partilerle yapacağı temaslar sonucunda, Rum lider Anastasiadis çark eder mi?
Mont Pelerin’e kaldığı yerden devam etmek için gelir mi?
Bir hafta sonra bıraktığı yerden, aynı formatla hazır olabilir mi?
Rum Lider Anastasiadis’in çözüme olan bağlılığını devam ettirir mi yeniden?
Türk tarafının dönüşümlü başkanlık ve kararlardaki etkin ve fiili katılım gerçeğine hazır olur mu?
Bize göre beşli konferansın – onlara göre çoklu konferansın tarihinin netleşmesi için gerekli iradeyi ve kararlılığı gösterebilir mi?
Bu bağlamda barış ve çözüm yolunda, Adamızın kaderi de değişebilir mi?
Gerçek olan şu ki; Bunun için tüm ilgili tarafların yardım ve desteğine ihtiyacımız var.
Aksi halde, iki taraf arasında süren bu müzakereler bir 50 yıl daha sürer.
Yoksa bu kez, KKTC olarak kendimize yeni bir yol mu çizeriz!
Hafta sonunda…
20, 21, 22 Kasım’da İsviçre’de…
Belki Cenevre’de, belki Mont Pelerin’de…
Bu kez, ikinci Zirvede, her şey çok daha fazla netleşecek.