Türkiye düşmanları da o gece ellerini ovuşturup bunu bekliyordu.
Ama ne oldu. Bir anda telefon ekranından canlı yayında halka seslenen Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir ulusun kaderini değiştirdi. O çağrıyla insanlar sokağa çıktı, tankların önüne yattı. AK Partilisi, CHP’lisi MHP’lisiyle birlik oldu. Bu ruh, anavatanı demokrasi düşmanlarına teslim etmedi. O gece şehitler, yaralılar oldu. Türkiye uzun yıllar unutamayacağı bir travma yaşadı. Ama sonunda demokrasi düşmanlarının kalkışması bertaraf edildi.
Şimdi o gece başarılamayan darbe, ekonomik olarak hayata geçirilmeye çalışılıyor. 15 Temmuz’da amacına ulaşamayanlar, doları manipüle ederek anavatanı krize sokma çabası içinde. Ama karşılarından yine Erdoğan var.
15 Temmuz’un ardından gelen ekonomik saldırıyı fark eden Türkiye Cumhurbaşkanı, 5 Aralık’ta bu kez milletini dolarını boz kampanyasına katılmaya çağırdı. “Doları bozun, altın alın. Türk parasında bereket vardır” dedi. Halk yine liderini dinledi.
Akın akın döviz bürolarına koşarak dolarını bozdurdu. 5 Aralık’tan önce 3.59’u gören dolar, dün bu yazıyı yazdığım saatlerde dolar 3.40’ın altına gerilemişti. Türkiye’den gelen haberler, dün Kapalıçarşı’nın dövizini bozdurup altın almak için gelen vatandaşlarla dolduğunu yazıyordu. Bu birlik ve inanmışlık, Türkiye düşmanlarını belki bir kez daha hüsrana uğrattı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde dün muhtarlara seslenen Türkiye Cumhurbaşkanı, 'Bu milleti seviyorsan arkadaş sen de Türk Lirası'na geçeceksin. 10 kazanacaksan 9 kazan, 8 kazan. Ama bu ülke güçlenecek. İnsanımız bu süreçten zararlı değil, karlı çıkacak bak müjdeyi veriyorum endişe etmeyin' diyerek yüreklere su serpti. İnanıyorum ki halk bu çağrıyı duyup 15 Temmuz’da olduğu gibi elini taşın altına sokacaktır.
Tarihi değiştiren liderler vardır. Mustafa Kemal Atatürk de 1923’te anavatanın temelini atarken, bu değişimi, kendisine inanan milletiyle yapmıştı. Bir asrı deviren Türkiye Cumhuriyeti, Ulu Önder’in o çağrısına inanmış ve yaratılan birlik ruhuyla yeni bir devletin temellerini atmıştı.
Bugün de Erdoğan, dıştan ve içten birçok saldırıya siper olarak o devleti ayakta tutmaya çalışıyor. 15 Temmuz’da bunu başardı. Görünen o ki 5 Aralık’taki “dövizini boz” çağrısıyla da başarmak üzere. Unutmayalım hepimiz bu geminin içindeyiz. Kıbrıs Türkü anavatansız olamaz. Ona yapılan saldırı, Kıbrıs Türkünün geleceğini de tehlikeye atıyor.