KASULİDİS “TANRIYA HAVALE ETMEDİK ÇALIŞIYORUZ”

Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis; “arzumuz -Tanrıya havale ederek değil somut eylemler yaparak- Cenevre’deki çok taraflı konferansta Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin, AB’nin ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin olmasıdır” dedi.

Politis Kasulidis’in Kıbrıs sorununda 12 Ocak’ta düzenlenmesine karar verilen çok taraflı konferans konusunda “Politis 107.6” radyosuna yaptığı açıklamayı “Duayla Değil Eylemle” başlığıyla okurlarına aktardı.

Konferansa Güvenlik Konseyi “5lerinin”, AB’nin ve “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin katılımına yönelik çalışmalarının devam ettiğini, şimdiden iyi ve ya kötü senaryo yapılmaması gerektiğini söyleyen Kasulidis “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, toplumlararası diyalogda yer almayan Dışişleri Bakanı olarak ben temsil edebilirim” dedi.

“ÇİN’İN DİĞERLERİNİ TAKİP ETMESİNİ BEKLEMİYORUM”

Kasulidis BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin katılımına değinirken “Fransa ve Rusya katılma isteklerini beyan ettiler, İngiltere her halükarda garantör güç olarak katılacak. Çin’in diğerlerini (5leri) takip etmesini beklemiyorum. Geriye ABD kalıyor. Bu yönde çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

Kıbrıs sorununda varılacak çözüm antlaşmasının Güvenlik Konseyi’ne gideceğini, bu nedenle böyle bir gelişmeyle karşılaştıklarında, bütün üyelerin olumlu olmasının herkesin çıkarına olduğunu söyleyen Kasulidis “dolayısıyla bu, uluslararası konferansa katılmalarıyla sağlanabilir” ifadesini kullandı.

Gazete Kasulidis’in, 1 Aralık tarihli Akıncı-Anastasiadis yemeğinde Cenevre’deki uluslararası konferansın sadece tarihinde anlaşmaya varıldığını, şu ana kadar bina edilen çalışmanın tehlikeye atılmaması için Toprak gibi özlü konuların BM huzurunda görüşüldüğünü ima ettiğini de yazdı, şunları ekledi: “Başkan bu anlaşmaya; öteki tarafın niyetini anladıktan ve Mont Pelerin 2’de cereyan eden bazı yanlış anlamalar dağıtıldıktan sonra vardı.”

Gazete Mont Pelerin 2’de “cereyan eden yanlış anlamalardan” birinin de Kıbrıs Türk tarafının, “Rum tarafının Yunanistan’la birlikte dolap çevirdiğine inanması ve konferansa falanca tarihte gidiyoruz , Yunan hükümeti de başka bir şey söylüyor demesi olduğunu” yazdı.

Gazeteye göre Kasulidis, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocas’ın tavrı konusunda “gereksiz bir gürültü koparıldığını, Kocas’ın Türk askerinin ve garantilerinin varlığı konusunda kendi (Kasulidis) söylediklerinden farklı bir şey demediğini” söyledi.

“Kocas’ın ötesinde, Yunan hükümetinin hiçbir üyesinin Rum Yönetimi’nin söylediklerinden farklı bir şey söylemediğine” işaret eden Kasulidis, “Herkes, Yunanistan’da ve Kıbrıs’ta iktidarda kim olduğuna bakmaksızın Atina-Lefkoşa ilişkilerini gözbebeği gibi korumalı” uyarısında bulundu.

“BÖYLE BİR GELİŞME NÜFUS ORANIYLA İLGİLİ ANLAŞMAYI HAVAYA UÇURUR”

Kasulidis KKTC devletinin Türk vatandaşlarına KKTC vatandaşlığı vereceği bilgilerini yorumlarken ise “böyle bir gelişme nüfus oranı (4’e 1) ile ilgili anlaşmayı havaya uçurur. Meşru işlem addedilebileceği için değil, Başkan Anastasiadis’in kaçmak istediği karışıklıklar yaratabileceği için” iddiasında bulundu.

“1 ARALIK AÇIKLAMASINDA KONFERANSIN BİTİŞ TARİHİ TAYİN EDİLMİYOR”

Rum tarafında yapılan, dar takvim eleştirilerini de reddeden Kasulidis “9 Ocağa kadar havada kalan bütün konuların, hatta Güvenlik’le ilgili konularında görüşülmesi için önemli bir olanak var” dedi, şunları ekledi:

“1 Aralık açıklamasında uluslararası konferansın bitiş tarihi tayin edilmiyor. Uluslararası konferans birkaç gün sürebilir, ardından –kapsamlı çözüm planına ulaşma hedefine ne zaman varacağına göre- bir süreliğine ertelenebilir. Müzakereler 18 aydır devam ediyor. Kimse dar takvimlerden söz edemez.”
Bu haber 104 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER