Sendikalar, Girne dağ yolunda üç canı yitirdiğimiz o kazanın ardından başlattığı grevlere yarın kaldığı yerden devam edecek. Lefkoşa’daki kamu işyerlerinde tam gün grev yapılacak. Aynı grev Cuma günü bu kez tüm ülke genelinde tekrarlanacak. Yine devlet daireleri çalışmayacak. Uçaklar aksayacak. Tapu daireleri kapalı olduğu için işlem yapılmayacak. Mahkemeler kapalı olacak.
Greve DAÜ –Sen ile birlikte TIP-İŞ de katılacağını açıkladı. Doktorlar yarın acil durumlar dışında Sağlık Kurulu raporlarını imzalamayacak. Cuma güne ise acil durumlar dışında tabiplik hizmetleri verilmeyecek. Yolu hastaneye düşenlerin Allah yardımcısı olsun.

Ama özel sektör grevde değil. Bizler de özel sektör olarak yarın çalışıyoruz. Peki memurların maaşını kim ödüyor. Özel sektörden gelen başta KDV olmak üzere vergiler, trafik cezaları, harçlar, seyrüsefer vergileri, hepsi memurların maaşına gidiyor. Peki acaba hesapladık mı bu grevlerin ülkeye maliyeti ne kadar.
Sokaktaki vatandaş da aslında merak ediyor. İkide bir grevle nedir yapılmak istenen diye…
Sendikalar geçen hafta greve neden çıktıklarını anlatmak için basın toplantısı yaptı. Gerçi hoş böyle bir karar için kimseyi ikna etmeye de ihtiyaçları yoktu. İstekler peş peşe sıralandı.
“Kazadan sorumlu tutulan 3 bakan görevden alınacak... Kış saati uygulamasına dönülecek...”

Sadece saat değişikliğiyle tüm sıkıntılar çözülecekse devlet değiştirsin bu saati. Ama belli ki Türkiye ile eşgüdümden kaynaklanan bir takım zorunluluklar nedeniyle saatler değiştirilemiyor. Çocukların okul saatleri yerinde bir kararla değiştirildi. Ama sendikalara bu da yetmedi.
Hükümete karşı yükselen bir tepki, “bizi daha iyi yönetin” diye bir talep var. Olabilir, demokratik toplumlarda bu talepler elbette doğal karşılanmalıdır. Ama sendikalar acaba bu demokratik hakkı gerçek manada yerine getiriyor mu? Acaba kendileri ülke ekonomisine daha verimli bir katkı koymanın peşine düşüyor mu? Bu soruya gönül rahatlığıyla ‘evet’ diyecek kimseyi göremiyorum.
Hükümette bakan değiştirmek isteyen sendikalara belki de önce ülke ekonomisine köstek değil, destek olun diye çağrıda bulunmanın zamanı geldi de geçiyor bile.
Manzara belli ki yarın da aynı olacak. Sendikalar grevin hemen ardından ezber ettikleri başbakanlığın önüne gidecekler. Daha önceki nice eylemler gibi yine başbakanlığın kapısı zorlanacak. Kırılan kapının parası da yine milletin, özel sektörün ödediği vergilerden karşılanacak. Her eylemde mecburen mesaili çalışan polisin faturası milletin cebinden çıkan vergilerden ödenecek.

Hafta yedi gün. Cumartesi, Pazar tatil. Pazartesi kandil ertesi, tatil. Çarşamba, Cuma grev. Bir hafta içinde 5 gün çalışmayan bir toplum iki günlük çalışmayla ayakta durabilir mi. Geleceğimiz, çocuklarımız için şapkamızı önümüze alıp düşünme zamanı geldi de geçiyor bile.