El Bab bilmecesi ve Türkiye…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de TSK'nın başlattığı operasyonlar için eğer bu saatten sonra durursak Sevr'e döneriz, terör örgütleri bu kavganın sadece piyonları asıl mücadelemiz arkalarındaki güçlerle dedi demesine ama TSK Suriye'de müttefikleri tarafından yalnız bırakılmış gibi bir görüntü var.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de TSK'nın başlattığı operasyonlar için eğer bu saatten sonra durursak Sevr'e döneriz, terör örgütleri bu kavganın sadece piyonları asıl mücadelemiz arkalarındaki güçlerle dedi demesine ama TSK Suriye'de müttefikleri tarafından yalnız bırakılmış gibi bir görüntü var.

kayıplar vermeye devam ediyor.
Malum Suriye Türkiye’nin en yakın komşusu..
Dolayısı ile burada yaşanan gelişmeler ister istemez Türkiye’yi de etkiliyor.
Çok tabidir ki Türkiye bu gelişmeleri yakından takip edip kendine göre stratejiler oluşturuyor.
Lakin Suriye’de yalnız Türkiye yok bildiğiniz gibi.
ABD orada, Rusya orada vb gibi daha perde gerisinde bir takım milletler var.
Hepsinin de farklı hesapları vardır, Suriye halkının yok olup gitmesinden öte.
Çocukların ölmesinden öte..
Türkiye bunun en yakın tanığı.
Belli ki bu dengeler içerisinde Türkiye de olmak istedi ve kalkıp Suriye’ye girdi.
Ve/fakat şu an en ağır bedeli ödüyor Türkiye.
Ciddi kayıplar veriyor.
Müttefikleri cephe savaşına girmekten kaçınırken, Türkiye cephe savaşına giriyor İŞİD militanlar ile..
Şehitler veriyor Suriye topraklarında..
İŞİD Rakka’da rahat bırakıldığı için militanlarını El Bab’a aktarmak suretiyle burada direniyor.
Oysa Türkiye El Bab’a operasyona girişirken yakın müttefiki ABD’de de Rakka’da eş zamanlı bir operasyon başlatması gerekiyordu.
Ama başlatmadı.
Bugün, yarın, o bir gün derken Rakka’da İŞİD üzerinde istenilen baskı kurulamadı.
Hal böyle olunca da Türk Silahlı Kuvvetlerine ait birlikler El Bab’da cephe savaşına tek başına girmek zorunda bırakıldı.
Özgür Suriye Ordusu birlikleri ise bekleneni veremedi.
ABD ve onun destek verdiği terör örgütü olarak bilinen PYD'de de Rakka operasyonundan kaçınınca Türk Silahlı Kuvvetleri El Bab'da İŞİD'in Rakka'dan aktardığı takviye millitanlarla savaşmak durumunda kaldı.
Lakin Türkiye El Bab'a bütün bunları hesaplayarak girip girmediği konusunda çok da emin olamıyor insan.
Zira Türkiye Suriye'ye girerken müttefik olarak birlikte hareket ettiği güçlerin ki başta bunu ABD olarak görebiliriz, bu bağlamda ne kadar iş birliği içerisinde bir harekat süreci yürüttükleri tartışılır duruma geldi.
Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın El Bab'da Türk Silahlı Kuvvetlerinin verdiği mücadeleye atıfta bulunarak orada savaştığımız örgütler sadece piyondur, bizim esas mücadelemiz bunların arkasındaki güçlerdir ifadeleri ile o güçlerin kimler olduğu ve bu noktada nasıl bir güce sahip oldukları noktası da büyük öneme haizdir.
Dolayısı ile ortaya şöyle bir soru çıkıyor.
Türkiye Suriye'de savaştığı terör örgütlerinin arkasında ki güçlerin kimler olduğunu gerçekten biliyor mu?
Ha biliyorsa ala.
Ya bilmiyorsa bu karanlığa kurşun sıkmaktan öteye geçmeyen bir mücadele olur.
Zira bu aşamada kim veyahut kimlere karşı savaştığınız belirsizdir.
Nitekim bugün Türkiye'nin kendi sınırları içerisinde de İŞİD diye tanımlanan terör çetesinin örgütlenme faaliyetleri olduğu bilinmektedir.
Kaldı ki El Bab'da TSK'nın göğüs göğüse cephe savaşı yaptığı İŞİD militanlarının çeşitli kisveler altında Türkiye'de cirit attıkları gerçeği de görmezden gelinemez.
Peki neden böyle oldu?
Çünkü Suriye'den Türkiye'ye başlayan bir göç dalgası var.
Bu göç dalgası önceleri kontrol edilebiliyordu, lakin ardı arkası kesilmeyince kontrol edilebilirlik de güçleşiyor.
Türkiye'nin tamamen insani maksatlarla kapı açtığı Suriyeli göçmenlerin arasına serpiştirilen militanların da içinde bulunduğu bu göç dalgası bugün Türkiye adına büyük bir handikap olmuştur.
Buna bahane bir çok İŞİD militanı Türkiye'ye giriş yapmış, ve Türkiye'deki sempatizanlarının katılımı ve katkıları ile de Türkiye içerisinde örgütlenmişlerdir.

Bu haber 277 defa okunmuştur

:

:

:

: