2016‘yı iki gün sonra uğurluyoruz.
Hatırladığım kadarı ile geçen yılın bu aylarında, 2015 ‘i uğurlama hazırlığında idik.
2016 ‘ya nice umutlarla girmiştik.
2015 ‘in umutsuzluklarını, istençlerini, olumsuzluklarını, yeni bir umut yılı olarak seçtiğimiz 2016 yılına. Umutsuzlukların, umuda dönüşmesi dileği ile karşılamıştık.
Yine hatırladığım kadarı ile geçmiş yıllardaki deneyimime dayanarak “inşallah 2016, 2015 ‘i aratmaz “ diyerek espri de yapmıştım.
Dilerdim, 2016 yılı beni yanıltsın ve yapmış olduğum ve söylemiş olduğum bu sözü ve espriyi yalanlamış olsun.
2016 ile 2015 ‘i kıyasladığımda gerçekten 2016 ‘ 2015 ‘i aratır duruma geldi.
Orta Doğudaki kazan, bu yılda daha da kaynadı.
Yüzbinlerce insan katledildi.
Bu cadı kazanından kaçıp kurtulmak isteyen on binlerce insan, Akdeniz’de köpek balıklarına yem oldu.
İnsanlık, bu yılda Avrupalının insanlık anlayışını anladı.
Müslümanlara, Avrupa’da hayat hakkının olmadığı yine bu yılda açık seçik görüldü.
Yine 2016’da Kırım, Rusya Federasyonunun bir parçası haline geldi.
Ukrayna ikiye bölündü.
Ukrayna ve Kırım’ı halleden Rusya, Orta Doğu’ya yöneldi.
Deli Petro döneminin arzusu olan “sıcak denizlere” Rusya, tüm gücü ile sahip oldu.
Putin, Suriye’deki Baas Partisinin hamiliğine soyundu.
İngiliz halkının, hakkını yemeyim.
AB ‘nin verdiği özel statüyü elinin tersi ile iterek “ben egemenliğimden taviz veremem” diyerek, AB ‘den oyları ile ayrıldı.
Türkiye - Rusya ilişkilerini bozan uçak düşürme işinin hallolmasında, 2016 ‘nın gelmesi beklendi.
Tam ilişkiler düzelecekken 15 Temmuzda, FETÖ ve arkasındaki Emperyal güçlerin Türkiye’deki askeri darbe teşebbüsü.
Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği silahlı güçlere, ABD ‘nin her türlü askeri yardımı yapması ve iki NATO üyesi müttefik ülkeyi, Suriye’de karşı karşıya getirmesi yine bu yılda oldu.
ABD ‘nin dünya jandarmalığının sona doğru gittiğini belirleyen yıl oldu 2016.
Düzelen Türkiye Rusya ilişkilerinin, yeniden iki ülkeyi karşı karşıya getirecek olan komplo teorisi ile Rusya Federasyonunun Ankara Büyükelçisinin suikastle öldürülmesi de, 2016 yılına damgasını vuran en büyük olay oldu.
Trump’ı başkan yapan yıl olan 2016’nın, tarihin sayfalarına nasıl yazılacağını ileride göreceğiz.
Rum mülkleri ile ilgili olarak karşımıza çıkarılan mülk hakkı.
İsrail Hükümetinin, Filistin toprakları üzerinde kurduğu Yahudi yerleşim birimleri karşısında, BMGK ‘nin aldığı dur kararına karşı. Kararı tanımayacağını açıklaması da, 2016 yılında oldu.
Ülkemizde ise, Anadolu’dan gelen suyun halkımızın kullanımına verilmesi, uğurlamaya hazırlandığımız 2016 ‘ da mümkün oldu.
2016 sendikaların eylemlerine damgasını vuran bir yıl olarak, Kıbrıs Türk tarih sayfalarına altın harflerle geçecek.
Amaca ulaşmak için trafik kurbanları araç olarak kullanılacak ve eğitim çağındaki çocukların, eğitim hakkından gasp edilerek. Eğitim saatleri aşağıya çekilecek.
Bu gasp olayını da, 2016 yılında görmüş olduk.
2016 Kıbrıs Türkü açısından, umut pompalanan bir yıl oldu.
Hala daha pompalanıyor da.
Ülkemizde Cumhurbaşkanlığı seçimi, Nisan 2015 ‘te yapıldı.
Sn. Akıncı, o tarihte Cumhurbaşkanı seçildi.
Yarıda kalan görüşmeler, sil baştan görüşülmeye başlandı.
2016 ‘ ya sarktı.
2016 umut yılı olarak pompalandı, en son tarih 2016 ‘nın sonu.
O da olmadı.
Şimdi 2017 ‘nin ortaları.
Umut pompalanmaya devam ediliyor.
Ne demişler?
“Umut Memed’in ekmeği, ye Memed ye.”
Şimdi yeme sırası, Kıbrıs Türk Halkının.
İki tarafın argümanlarına bakıldığında, umut da görülmüyor.
Evet.
Bir anlaşmanın umudunu, 2016 yılı 2017 ‘ ye devretti.
2017 ‘ bunu da, 2018 ‘ e devreder mi? Bilemem.
Bu yılki son yazım.
Nice mutlu, sağlıklı ve umut dolu yıllar dilerim.