Beşinci kuvvet mi?

Ülkelerin ve Devletlerin, gerek iç ve gerekse dış tehditlere karşı kullandıkları ve Devletlerin vazgeçilmezleri olan. Hepimizin bildiği üç kuvvet vazgeçilmezdir.

Ülkelerin ve Devletlerin, gerek iç ve gerekse dış tehditlere karşı kullandıkları ve Devletlerin vazgeçilmezleri olan. Hepimizin bildiği üç kuvvet vazgeçilmezdir.
Modern ve çağdaş demokrasilerde bilhassa Birinci Dünya savaşında, buna bir de, dördüncü kuvvet eklendi.
Dördüncü kuvvet ise basın, radyo, televizyon ve ajansların oluşturdukları ve kamuoyu oluşturmaya yönelik, basının ortaya çıkması şeklinde, kendini gösterir.
Gelişen değişen ve oluşan dünya koşullarında, ülkeleri ve devletleri yöneten yöneticiler. İkinci Dünya Savaşı ile birlikte, beşinci kuvvet veya kol adı altında, düşman veya rakip gördükleri ülkelerin
sınırları içerisinde. O ülkenin insanlarından, şu veya bu şekilde veya bir bedel karşılığında veya bir rant uğruna, kendi ülke ve devletleri ile o ülkelerin vatandaşlarına karşı, bir propaganda veya reklam kampanyasına girişerek. Aldıkları bedellerin karşılığını verilen direktifler doğrultusunda yerine getirmeye, ülkede kargaşa, kaos ve terör yaratmaya programlı bir şekilde çalışırlar.
Buna dünyamızda, cephe gerisindeki savaş da denilebilir.
Halk dilinde buna ”Kaleyi içeriden fethetmek “ de denilmektedir.
Günümüzde hem ülkemizde, hem de Anavatanımızda, bu beşinci kuvvet faaliyetlerini sürdürmektedir.
Beşinci kuvvet ve koldan, bahsettikten sonra, Öğretmen Sendikamızın 2017 yılında dağıttığı ajandaya değineyim.
Ajanda incelendiği zaman hedefte, geçmişteki TMT kurumunu ve
yöneticilerini küçük düşürmek ve itibarsızlaştırmağa yönelik ibareler var.
Açıkça hedef, TMT.
Dilerseniz bu TMT işini, bir deşelim.
Gerçekten denildiği gibi veya tanıtılmaya çalışıldığı gibi midir TMT?
TMT, nasıl kuruldu?
Hangi gereksinmeler, göz önünde bulundurularak kuruldu?
Birinci Dünya savaşı arifesinde Kıbrıs’ta, Enosis faaliyetleri yeniden alevlendi.
Yunanistan’ın savaşa girmesi karşılığında, İngilizler adayı Yunanistan’a verebileceklerini, yani ENOSİS’in olabileceği sözü vermesinden sonra. Kıbrıs Türkleri, TMT örgütlenmesinden çok önce, çeşitli isimler altında örgütlenerek, Adanın Yunanistan’a bağlanmasının önüne bent, baraj oluşturmaya çalıştılar.
İkinci Dünya savaşından sonra, İngiltere tarafından aldatıldıklarını gören ve fark eden Rum toplumu. Yunanistan’da, 1952 yılında Eoka’nın, Atina ‘da kurulması ve 1 Nisan 1955 ‘te, adada faaliyetlerine silahlı bir şekilde başlaması kararı alındı.
EOKA terör örgütü, alınan kararla 1 Nisan 1955’te, tüm devlet dairelerine sabotajlar yaparak. Adada terör estirmeye ve adayı Yunanistan’a bağlamaları için bir engel olarak gördükleri, Kıbrıslı Türkleri de hedef olarak almaya başladılar.
Dağınık bölgelerde oturan Kıbrıslı Türkler, birbirlerinden habersiz savunma çareleri arayarak, küçük çaplı örgütlenmeye başladılar.
İngiliz Sömürge İdaresinin, Kıbrıslı Türkleri savunamayıp can ve mal güvenliklerini koruyamadıklarından. Bölük pörçük olan ve spontane, kendiliğinden oluşan ve birbirinden habersiz olan bu derme çatma savunma örgütlerini, bir tek örgüt altında toplama ve toparlanma ihtiyacı duyularak. TMT, 26 Eylül 1957 ‘ de resmen, illegal olarak kuruldu.
Bu tarih, Sn. İsmail Bozkurt’un ” Kıbrıs Türk Halkı’nın Siyaset Kurumu Üzerine Deneme “ adlı kitabının, 49 ‘ cu sayfasında yazılmaktadır.
1957 ‘ de tamamen Kıbrıs Türk Halkının özü ve kararı ile kurulmuş, bir savunma örgütüdür.
Kuruluşundan sonra da Türkiye yetkilileri, böyle bir teşkilatın varlığının Kıbrıs Türkleri için yaşamsal bir gereksinim olduğunu kabul ederek. Bir müddet sonra, TC Genel Kurmaylığına bağlanmıştır.
Kuruluş amacı, Kıbrıs Türk Halkının can ve mal güvenliğini korumak olmuştur.
O yıllar, tam demokrasinin işlemediği yıllardı.
Kıbrıs Türkünün can güvenliği dışında, ilgilenecek ciddi bir kaygısı ve endişesi olmayan yıllar idi.
Kuruluş tarihi itibarı ile EOKA tedhiş örgütünün, katlettiği Türklerin sayısı, TMT tarafından alınan tedbirlerle nispeten bir duraklama yaşamıştır.
TMT ‘nin varlığı, 1963 ‘ten sonra da devam etti ve resmi örgütlenmiş, mücahit gücünün alt yapısını oluşturdu.
1974 ‘ten sonra da, Güvenlik Kuvvetlerimizin oluşmasını tamamladı.
TMT ve onu doğuran örgütlerin ilham kaynağı, Kuvay-ı Milliye ruhudur.
Kıbrıs Türkünün varlık nedeni özgürlük, bağımsızlığının ve egemenliğinin can damarı, şah damarıdır.
Bu günlerde bu ulvi kurumu eleştirenlerin, varlık nedenlerini de bu teşkilata borçlu olduklarını kabullenmeseler bile. Bu gerçeği ortadan kaldırmak, mümkün değil.
O yılları yaşamış biri olarak, TMT’ nin ne olduğunu, ne olmadığını çok iyi bilenlerden biriyim.
Bu kurumu yıpratmaya, itibarsızlaştırmaya çalışanlar, kendilerini ve kurumlarını yıprattıklarının, itibarsızlaştırdıklarının, farkında değiller.
TMT ‘yi eleştirmenin, kötüleştirmenin, özgürlüğünü de TMT ‘ ye borçlu olduklarını. Ne kadar unutturmaya çalışsalar da boşuna gayret.
Kuvay-ı Milliye ne ise, TMT ‘de odur.
TMT ‘yi hedef almak, küçültücü ve itibarsızlaştırıcı hareketlere girişmek, TMT ‘yi küçültmez aksine büyütür.
Anavatanımız Türkiye, ikinci Kurtuluş Savaşını vermekte.
Bugün, birincisinden çok güçlü.
Birincisini kazanan, ikincisini hayda hayda kazanır.
Yeter ki, Ulus olarak, Milli birlik etrafında bütünleşsin.
Umutla görüyorum ki, bu da süratli bir şekilde gerçekleşiyor.
Şehitlerimize Tanrıdan rahmet, Gazilerimize sağlık dilerim.
Bu haber 4027 defa okunmuştur

:

:

:

: