2016 ‘in sonlarına doğru 15 Kasım resepsiyonunun verildiği gece. Sn. Cumhurbaşkanının karşılaması ve kutlamanın yapılmasından sonra, salonu dolaşmaya başladım.
Tanıdık yüzlerle, sohbete ve selamlaşmaya koyuldum.
Yıllar önce TKP içerisinde çalışmış ve bilfiil katkı koymuş bir arkadaş “Perşembe gün, TKP kuruluyor “ demişti.
İlk perşembede, TKP kurulmadı ama daha sonraki günlerde kuruldu.
2016 ‘nın sonunda 70 ‘lerin TKP ‘si, tekrar siyasal hayatına geri döndü.
Geçen genel seçimlerden bu yana da CTP – BG güçlerde, çok sancılı günler yaşanmış. Partide nerede ise ciddi bir çatırdama meydana gelmişti.
Bunun daha da büyümemesi için, Sn. Talat harekete geçerek. Genel Başkanlığa adaylığını koyarak, parti Genel Başkanı oldu.
Genel Başkan olur olmaz da, Partide oluşan bu çatlağı, en iyi Japon gollası ile yapıştırmaya çalışmıştı.
Genel Başkanlığa da partinin dağılmaması için adaylığını koyduğunu, bilahare açıklamıştı.
CTP’deki çatlağın büyümemesi için Sn. Talat tarafından sürülen golla. Genel Başkanlıktan ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra, çatlağın büyümesine şifa olmamış olacak ki. Çatlak, için için büyümüş ve deprem niteliğine dönüşmüştür.
CTP’ye uzun yıllar, hizmet vermiş.
Partinin zor günlerinde, partiyi omuzlamış üç ağır top.
Sn. Sonay Adem.
Sn. Ali Gülle.
Sn. İbrahim Korhan. Partiden ayrılmışlardır.
CTP, 74 Barış Harekatından önce kurulan bir parti.
Baf’ta örgütlenmesi ve 1970 ‘teki meclis seçimlerine, Dr. İhsan Ali’nin de büyük katkılarının olduğunu o yıllarda yaşayarak gördüm.
1974 ten sonra CTP, çok süratli bir şekilde bir ideoloji partisi olmaya başladı ve yükseköğrenimdeki gençler, bu yeni partiyi kendilerine yakın buldukları için burada örgütlenmeye başladılar.
CTP, Kıbrıs’ta gerçek bir ideolojisi olan, parti durumuna geldi.
İdeoloji, siyasetin sol ucunda başladı.
Sol yelpazenin, sosyalist kanadına CTP oturdu.
Artık CTP, sosyalist bir ideolojiye sahip bir parti olarak, bu yelpazenin solundakileri solcu olarak görmüyor. Oportinist bir gözle bunlara, bakıyordu.
CTP ‘nin Kıbrıs’ta bu politikası ilk zamanlarda, parti içi disiplin de sağlanarak partililerce benimsendi ve bu minvalde siyasi mücadele, diğer partilerle sürdürülmeye başlandı.
Bu, 2000 li yıllara kadar devam etti.
Ne oldu ise, bu yıllardan sonra oldu.
Partiyi yönetenler, ana ideolojisini bir kenara iterek. Bu ideolojiyi benimsemeyen, tam ters ideoloji ile yüklü olanlar partiye alınarak siyasi mücadeleye devam edilmeye çalışıldı.
Zaman süreci içerisinde, bu farklılık ortaya çıktıkça parti içinde çatlak oluşmaya başladı.
İdeolojilerden haberi olmayanlar, CTP’nin milletvekili adayları oldular.
O kadar ki sosyalist ideolojilerde, kapitalizmin olduğunu söyleyecek derecede fikirlere sahiptiler.
Sn. Sonay Adem, bunu en güzel istifa mektubunda belirtiyor.
“Parti ahlak ve geleneklerine bağlılığın aptallık sayıldığı bir ortamda. Israrla, dünya görüşlerimizde meydana gelen farklılaşmaları, yok sayarak, görmeyerek, üstünü örterek yürümek, artık mümkün olmamaktadır.”
Benim anladığım kadarı ile istifa gerekçesi veya gerekçeleri.
Partinin ideolojisini savunanların artık CTP ‘ de, aptallıkla karşılandığı.
Sn. Ademin bu ifadelerinden, ben bunu anlıyorum.
Tabii ideolojinin yanında, ahlaktan da dem vurdu, Sn. Adem.
Siyasal Partilerin İdeolojilerinin yanında pek tabii ki bunu uygularken. Eşit, tarafsız ve ahlaki olması da o partinin itibarını yükselten unsurlar olsa gerek.
İstifa gerekçesi, ne olursa olsun.
CTP ciddi bir sarsıntının eşiğine gelmiştir.
İstifa edenler, sosyalist ideolojiden yana olanlar.
Parti içerisinde, buna karşı olanlar da var.
Orta yol, bulunur mu?
AB’ sosyalist ideolojiye karşı.
Bu gün CTP, parti olarak AB ‘ne girmeye can atıyor.
Öyle ise Parti yönetimi, kendine yeni bir ideoloji bulmalı.
Nasıl mı?
Bu çatlak, Sn. Talat’ın kullandığı tutkalla da yapışmadığına göre bulunacak çare:
Yeni ve birleştirici bir ideoloji.
Bu birleştiriciliği sağlayacak ideoloji ise, ancak şu olabilir!
Sosyalist Kapitalizm.