Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İlanihaye Kıbrıs’tayız” mesajını alan Yunanistan, artık durumun farkına vardı. Atina, önümüzdeki dönemde bu mesajı Güney’e de en güçlü şekilde anlatmak zorunda. Peki neydi o mesajı Atina’nın anlamasına yol açan gerçekler…
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İlanihaye Kıbrıs’tayız” mesajını alan Yunanistan, artık durumun farkına vardı. Atina, önümüzdeki dönemde bu mesajı Güney’e de en güçlü şekilde anlatmak zorunda. Peki neydi o mesajı Atina’nın anlamasına yol açan gerçekler…
Bugün Yunanistan’a baktığımızda kendisi batmış bir ülkedir, sektörleri darmadağın olmuştur. Büyük borçları vardır. Bu borçların faizini bile ödeyemeyecek durumdadır. Şu an Avrupa Birliği’ne o kadar borçlu ki adeta birliğin esiri olmuş durumdadır. Çipras da iktidara ilk geldiği dönemdeki söyleminin aksine, Avrupa Birliği’nin tüm isteklerini kabul etmek zorunda kaldı. Teslim oldu, çünkü başka çaresi yoktu.
Yunanistan şu an Avrupa Birliği yardımlarıyla ayakta duruyor. Onlar verirse yiyor, vermezse aç kalacak. Tek bir sektörleri var, o da turizm. Onun dışında toplu iğne bile üretmiyorlar.
Turizme gelince eksiden Yunanistan ve adalar çok revaçtaydı. Ama bu da geride kaldı. Şu anda Türkiye’den gelen turistlere ihtiyacı var. O yüzden anavatan ile iyi geçinmek zorundalar.
Nasıl Rusya ile bozulan ilişkiler, Antalya’da turizmi felç ettiyse, olası bir Atina-Ankara krizi, Yunan turizmine ağır darbe vurur.
Gelelim savunma harcamalarına… Türkiye ile Yunanistan tarih boyu, güvenlik konseptleri gereği sürekli silah harcamalarını karşılıklı artırmak zorunda kalmıştır.
Ankara ile Atina arasındaki “iyi ilişkiler” devam etmezse Yunanistan savunma bütçesini de artırmaya devam etmek zorundadır. O para da şu Atina’da bulunmuyor.
Kıbrıs’ta olası bir gerginlik yaşanırsa, Yunanistan ile Türkiye’nin karşı karşıya geleceği aşikardır. Dolayısıyla Kıbrıs sorununun çözümü, Atina’ya savunma harcamalarında da önemli bir tasarruf getirir.
Bir diğer konuya gelince Lozan Antlaşması zaten şu anda Türkiye’de tartışmaya açıldı. Adaların durumu sürekli gündeme geliyor. Durumun vahametini kavrayan Yunanistan, politikalarını bu bağlamda yeniden gözden geçiriyor.
Nitekim dün Rum basınına yansıyan haberler, Yunanistan Başbakanı Çipras’ın Cenevre’deki müzakerelerde Dışişleri Bakanı Kocas’ın gerek sunduğu tezler, gerekse konferansın devamını kabul etmemesinden büyük rahatsızlık duyduğunu yazdı.
Bu sebepten ötürü Çipras’ın, teknokratların 18 Ocak’ta çalışmalarını tamamlamalarının ardından Cenevre’ye bizzat kendisinin gideceği öne sürüldü.
Bu haberler Çipras’ın Ankara’nın Kıbrıs’ta çözüm mesajını aldığını, çözüm olmazsa ileride bekleyen tehlikelerin ne olacağını fark ettiğini gösteriyor.
Çipras’ın bu mesajı Rum yönetimine de en güçlü şekilde hissettireceği ortada. Her ne kadar Cenevre tartışmaları şu an Rum siyasetini bölmüş olsa da, yeni döneme en yakın zamanda ayak uydurmak zorundalar…