Cenevre Konferansı’nda perde arkasında yaşananlar, Ankara’dan peş peşe yapılan açıklamalarla tek tek ortaya dökülüyor.
Türkiye Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş dün bir televizyon kanalının sorularını yanıtlarken, Rumların Cenevre’de son anda asla kabul edilmesi mümkün olmayan bir harita ortaya çıkardıklarını, hatta bu haritanın BM’ye takdim edildikten sonra özellikle basına sızdırıldığını anlatıyordu.
Rumların masadaki planını, “Harita konusunu oldubittiye getirmekti” diye özetliyor Numan Kurtulmuş.
Bizim de geçen hafta gündeme getirdiğimiz “Avrupa’nın şımarık çocuğu Rumlar” benzetmesini yapan Başbakan Yardımcısı, arkasına Avrupa Birliği’ni de alsa Güney’in bu oyununa asla izin verilemeyeceğini vurguluyordu.
Rumların harita konusunda izledikleri tutum ortaya çıktıkça, çözüme olan inanç da zayıflamıyor desek yalan olur.
Rum siyasetçiler, öyle bir hayal dünyasında yaşıyorlar ki, böyle bir dayatmayla, her karışı kanla sulanmış bu toprakları oldubittiyle ele geçireceklerini sanıyorlar.
Sanıyorlar ki “Avrupa Birliği’ni arkama alırım, Cenevre’de haritayı açıklarım, dünyanın baskısıyla hem Kıbrıs Türkü’ne, hem de Türkiye’ye bu haritayı oldubittiyle kabul ettiririm…”
O kadar kolay değil.
Bu topraklar gazoz kapağıyla değil, şehit kanıyla alındı.
Çözümse çözüm…
İki toplumun siyasi eşitliğine dayanan, adil, kalıcı, hem Kıbrıs Türkü’nün hem de Rumların haklarını gözeten bir yol elbette aranmalıdır.
Ama dönüşümlü başkanlık için nazlanan, Karpaz’dan başlayıp, garantörlüğün kaldırılmasına kadar uzadıkça uzayan talepler, çözümden çok masanın devrilmesine giden bir yolda olduğumuzu gösteriyor.
Sonrası malum, iki gündür yazıyoruz…
Böyle giderse ne çözümün getireceği kazançtan fayda sağlarlar.
Ne de çökmekte olan ekonomilerini kurtarabilirler.
Büyük abileri Yunanistan durumun farkında aslında.
Zaten kendisi batık olan Atina, Rumların bu şımarıklığını kaldırabilecek durumda değil.
Avrupa Birliği ise zaten kendi derdine düştü.
Kıbrıs ve çevresindeki doğalgazın Avrupa’ya taşınmasına şiddetle ihtiyacı var.
Rum siyasetçiler öyle bir politika izliyor ki gerçeklikle bağını kopardılar. Enosis kokan o haritayı ortaya çıkardıklarında, Ankara’nın “oldu da bitti maşallah” diyeceğini zannediyorlardı herhalde…
Rumlar için rüyadan uyanma vakti geldi. 18 Ocak’ta başlayıp, Ankara tarafından “en çok iki hafta sürecek” diye sınırı çizilen teknik görüşmelerde aklını başına almazlarsa iki toplumun yolu sonsuza kadar ayrılır. Sonra yıllarca o pirincin taşını ayıklamakla uğraşırlar…