“Dünya 5’ten büyüktür” diyerek BM’nin modern dünyada görevlerini yerine getiremediğini ve beş daimi ülkenin kendi çıkarlarına göre hareket ettiğini söyleyen Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından, NATO ve AB’nin geleceğiyle ilgili tartışmalar da alevlendi.
Dünyanın bir numaralı süper gücü ABD’nin seçilmiş yeni başkanı Donald Trump, NATO’nun eskidiğini, mevcut haliyle modası geçmiş bir örgüt olduğunu söyledi. Neden olarak da, şu an dünyayı tehdit eden bir numaralı düşman olan terörizme karşı yeterince önlem alamamasını gösterdi.
Tespitte önemli bir haklılık payı vardı. Gerçekten terörizm, bütün dünyayı kasıp kavururken, ikinci dünya savaşından sonra soğuk savaş dönemine göre yapılanan NATO çok etkisiz kaldı. Caydırıcı olmaktan bile uzaktı.
Açıklamasında Ortadoğu politikasıyla ilgili de “Suriye’de güvenli bölgeler oluşturulmalı” diyen Trump, Erdoğan’ın aylar önce G-20 liderler zirvesinde yaptığı öneriye yaklaştığının işaretlerini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son Çin’de yapılan G-20 zirvesinde daha önce birçok kez yaptığı çağrıyı yineleyerek, Suriye’de oluşturulacak güvenli bölgenin göçmen akınını durduracağını söylemişti. Bu şekilde yerinı yurdunu bırakıp savaştan kaçmak zorunda kalan milyonlarca Suriyeli mültecinin sorunları bir nebze olsun giderilebilirdi.
Erdoğan’ın önerisine aylar sonra yeşil ışık yakan yeni ABD yönetimi, AB’nin geleceğini de çok güçlü bir şekilde tartışmaya açtı.
Trump, Avrupa’nın önemli yayın kuruluşlarından olan İngiliz Times ve Alman Bild gazetelerine verdiği mülakatta, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasını da destekledi.
“Ülkeler kendi kimliklerini sürdürmek istiyor. Kendi kimliğini sürdürmek isteyen başka ülkeler de bu yolu izleyecek. Avrupa Birliği, Almanya için bir araç haline geldi” diyen Trump, önümüzdeki dönemde de Avrupa Birliği’nden birçok ülkenin ayrılmak isteyeceğini söylüyordu.
Trump’ın sözleri bu alanda yaşanan ve bizim de sık sık bu köşede gündeme getirdiğimiz gerçeklerin, en yüksek düzeyde ifadesidir.
Kıbrıs meselesinde Avrupa Birliği için her ne şart altında olursa olsun çözüm diye tutturanların da bu sözleri iyi okumasında fayda var.
Avrupa Birliği çatırdıyor. Almanya’nın hükmettiği topluluk, eski gücünü yavaş yavaş kaybediyor. Sadece Avrupa Birliği’ne girmek için kısa vadede Kıbrıs Türk toplumunun haklarını yok sayacak bir anlaşma, geleceğimizi tehlike altına atmaktır.
Bakın Türkiye yıllardır Avrupa Birliği önünde bekletiliyor. Son olarak 15 Temmuz’dan sonraki arınma sürecinde atılan adımların durdurulmasını talep eden birliğe rest çeken Erdoğan, gerekirse Türkiye’nin adaylıktan vazgeçebileceğinin işaretini veriyordu.
Çünkü artık bölgede başka alternatifler, çekim merkezleri de var. Şangay 5’lisi de dahil bunların hepsi Ankara’da uzun zamandır masaya yatırılıyor.
KKTC de belki geleceği belirsiz böyle bir örgütün gözüne girmek yerine, anavatan ile el ele kendi çıkarları doğrultusunda geleceğini şekillendirmeli. Değişen yeni dünya düzeninde nasıl var olacağımızın hesaplarını yeniden yapmalıyız…