Tufan hocaya şans verilmeliydi ve Çakıcı’nın çağrısı

Siyasetin ve siyasetçilerin yenilenmesi, fikirsel gelişimlerin politikalara yansıması ve elbette sonuçta toplumun kazanması başlı başına üretmektir.

Siyasetin ve siyasetçilerin yenilenmesi, fikirsel gelişimlerin politikalara yansıması ve elbette sonuçta toplumun kazanması başlı başına üretmektir.
Siyasal anlamda üretmiyoruz, günün koşullarına göre politikalar yok, aslında en kötüsü politika yok, sadece günü kurtarma var.
Üzücüdür ki siyaset üretecek siyasi partiler içinde yaşanan değişim sancıları toplumsal değil, bireysel.
Toplumla ilgisi olmayan, topluma bir kazanım getirmeyen, kişisel sıkıntılarla yaşanan siyasal değişimlere tanık oluyoruz.
Bunlar daha çok sağ partiler içinde yaşanıyor, yakın tarihimizde bunları yaşadık, toplumsal olarak olumsuzluklarını tecrübe ettik.
UBP’de yaşanan kurultay sıkıntıları, küskünlükler, bölünmeler, kurultay için kamu kaynaklarının kullanılması.
UBP’den ayrılan vekillerin DP’ye, UG konsepti ile geçmesi, seçimden sonra tekrar UBP’ye dönüş, gitmeler-gelmeler.
Siyasi tarihimize yazılan gelişmelerden.
Sonra TDP’de vuku bulan olaylar, durulmayan sular, önlenemeyen kopuşlar.
Hepsinin sebebi olan gelişmeler yine toplumsal değil, yine zümresel, yine kişisel.
Şimdi de CTP’de yaşananlar var.
Partiden ayrılan üç önemli isim ve sonrasında önemli sayıda insan partiyle ipleri kopardı.
“Rekabet, benmerkezcilik, ben bilirimcilik, kişisel hırslar, makam, mevki beklentileri, kişisel çıkar arayışları gibi bazı sağ hastalıklar partiye bulaşmıştır. Sakın ha kimse bizden bu hastalıkları bu kalın çizginin ötesinde hoş görmeyi, onlarla birlikte yaşamayı öğrenmeyi beklemesin.
Kimse bizden, bu ülkede yerleşik hale gelmiş sağ siyaset anlayışını, yukarıdan aşağıya doğru menfaat dağıtıp, aşağıdan yukarıya siyasi destek sağlama anlayışını kabullenmemizi beklemesin.
Gün, hâkim kültürün CTP’ ye bulaştırmaya çalıştığı bu hastalıklardan arınma günüdür. Gün yeni CTP’yi, bu hastalıklardan arındırarak, yine birlikte oluşturma günüdür.
Gençler-yaşlılar, bıyıklılar-bıyıksızlar, sosyalistler-liberaller, denilerek parti bölünmeye ve yok edilmeye çalışılıyor.
CTP’yi “fabrika ayarlarındaki” dayanışmaya, saygıya, sevgiye döndürmeye hazırız. Yeni CTP’yi yine birlikte kurmaya, statükoyu yıkmaya ve yeniden “Birlik Mücadele Dayanışma” demeye hazırız.”

Tufan Erhürman, CTP başkanlığını aldığı gün bu konuşmasıyla parti içine mesaj vermişti.
Olmadı, partiden ayrılan önemli isimler oldu, önemli sayıda üye istifa etti.
Ya onlar eskiye dönmek, değişmek istemedi, ya da eskiye dönüşün mümkün olmadığını gördüler.
Ya Tufan hoca sağ partilerdeki hastalığı önleyemedi, ya da bu hastalığın önlenmek istemesi istenmedi.
Yeni bir parti başkanı, yeni yönetim kadroları.
Üstelik en zor, en yoğun dönemde göreve gelmiş.
Tufan hocaya ve yeni yönetime zaman ve şans verilmeliydi.
Partiyle özdeşleşen isimler, ayrılsalar bile yine partiyle anılmalıydı.
İlk başta söylediğim gibi bu ayrılışlar toplumsal değil, kişisel tercih ve sıkıntılardan dolayı yaşandı.
Ve TKP Yeni Güçler’den, Mehmet Çakıcı’dan CTP’lilere bir çağrı yapıldı.
UBP’den, DP’ye, UG bağlantısı ile yapılan oluşum, şimdi de benzeri bir çağrı.
Sonra biz farklıyız söylemi, olmadı.
Bir ideoloji, bir amaç, bir prensip olur, siyasetin sığınağı toplumsal onaydır.
Mesele sadece seçilmek, bir sonraki seçimin hesabını yapmak değildir.
Mesele, siyaseti meslek olarak değil, topluma hizmet aracı olarak yapmaktır.
Bu haber 569 defa okunmuştur

:

:

:

: